Giriş Tarihi: 18.08.2010

Etik sorulara en etik cevaplar

İŞ GÖRÜŞMESİNDE ÖZEL HAYATLA İLGİLİ SORU SORMAK ETİK Mİ?
Meraklı bir yönetici
Yaklaşık iki hafta önce Türkiye'nin önde gelen bir holdinginin iştiraki olan bir firmaya iş görüşmesine çağrıldım. Görüşmeye iki kişi girdi. Biri iş ve eğitim iş geçmişim ile ilgili sorular yöneltirken, psikoloji uzmanı olduğunu öğrendiğim diğeri özel dünyamla ilgili çok sayıda soru sordu. İş görüşmelerinde özel hayatla ilgili akla gelen her soru sorulabilir mi?
(M.A.)
Oto tamircisine "eti senin, kemiği benim" usulüyle çırak alınmadığına göre elbette holding patronu dahil herkesin etik kurallara uyması gerekir. İş görüşmesinde, politik görüşün, dinin, mezhebin sorulması etik değildir. 12 Eylül referandumunda evet mi hayır mı oyu vereceğim patronu ilgilendirmez. Sarışınları mı esmerleri mi seviyorum? Çocukken babamla ilişkilerim nasıldı? Bu sorular olsa olsa karımı ilgilendirir. Bunlardan çalışacağım şirkete ne allah aşkına!
İş görüşmesinde sorulması gereken sorular bellidir: Hangi eğitimleri aldım? Eski işyerimdeki performansım nasıldı? Seyahat etmeye engel bir durumum var mı? Vs. Ötesi kimseyi ilgilendirmez. Devlet insanların özel yaşamına nasıl burnunu sokamıyorsa şirketlerin de sokmaması gerekir.
Daha önce de söylemiştim bunu: Küreselleşmenin erdemlerinden söz edip durmuyor muyuz? Gelişmiş ülkelerde, işe alımda ayrımcılığa yol açacağı endişesiyle iş başvurusu yapan kişilerden yaş, ten rengi, din ve hatta medeni durumla ilgili bilgi istenmiyor… İşte Kanada'da sorulması yasak konulardan birkaçı: Irk, deri rengi, siyasi görüş, din, fiziksel ve zihinsel engeller, cinsiyet ve yaş!
Türkiye ekonomisi de küreselleştiğine göre, uluslararası şirketlerin uyguladığı işe alım kuralları artık ülkemizde de geçerlik kazanmalı..
KOMŞUNUN KABLOSUZ İNTERNET BAĞLANTISINI KULLANMAK ETİK Mİ?
Davetsiz misafir
Evde bazen internete bağlanmak için komşuların kablosuz internet ağını kullanıyorum. Etik mi?
(S.N. İstanbul)
Size bir şey itiraf edeyim mi: Bazen ben de yapıyorum bunu. Ortada bir "kabahat" varsa bu benim değil, bilgisayarımın: Çevredeki kablosuz ağları otomatik olarak tarayıp, şak diye bağlanıyor. Genellikle hızlı şekilde e-posta kutuma bakıyorum. O sırada zaten bağlantı zayıflayıp kopuyor.
İlk satın aldığım zamanlarda cep telefonum da aynı şeyi yapıyor, nereye gitsem oradaki kablosuz ağı bulup şak diye bağlanıyordu. Cep telefonumda wifi seçeneğini tümüyle devre dışı bırakıp bundan kurtuldum. Ama bilgisayarımda bunu yaparsam gerektiğinde internet bağlantısı kuramam.
Hem e-posta kutuma bakmanın kimseye bir zararının olduğunu sanmıyorum. Fakat başkasının ağı üzerinden internetten film indirmeye kalksam, bu onun bağlantı hızını yavaşlatacağı için etiğe aykırı olurdu. Başkasının parasını ödediği bir hizmetin kalitesini bozmaya elbette hakkım yok.
En fenası ise başkasanın kablosuz internet ağı üzerinden korsan MP3 indirmek veya kumar sitelerine girmek. Böyle bir şey yapmadığınıza göre vicdanınız rahat olsun.
Yapmıyorsunuz değil mi?
DÜNKÜ SORUYA CEVAP
Dün, İngiliz felsefeci Jonathan Dancy'nin sorusunu sorup, görüşlerinizi öğrenmek istemiştim. Dancy'nin sorusu şöyleydi: Bir arkadaşınızdan borç aldığınız kitabın kütüphaneden çalıntı olduğunu anladınız diyelim... Ne yaparsınız? Çalındığı kütüphaneye geri mi götürürsünüz, yoksa okuyup bitirince arkadaşınıza iade mi edersiniz?
İşte Dancy'nin yanıtı: Bir kişi kendisine ait olmayan bir şeyi başkasına ödünç veremez. Dolayısıyla arkadaşınızdan aldığınız kitabı borç almış sayılmazsınız. Öyleyse kütüphaneye geri götürmelisiniz.
Dancy'nin yanıtını İstanbul'dan yazar okurumuz Akın Yetim, doğru tahmin etti. Ama onun kişisel tercihi Dancy'den farklıydı; yanıtını okuyalım: Felsefeyle ilgilenen bir mühendis olarak soruyu ilk okuduğumda, bu soru bir felsefeciye sorulduğuna göre ilk olarak "Çalmak nedir"den başlamış, "Gerçekten bir şey çalınabilir mi?" diye devam etmiştir, diye düşündüm. Sonra "Bu mal aitlik oluşturabilir mi? Birilerine ait mi?" sorularına yanıt aradığını tahmin ettim. Sonra kendime döndüm ve yaşayan, sıradan biri olarak kendi cevabımı verdim: Tabii ki kitabı okuyup arkadaşıma verirdim.
Bazı okurlarımızın görüşleri ise Dancy'den farklıydı. Antalyalı okurumuz Necmi Çetin, şöyle yazdı: "Bir seçim yapmak gerekiyor ise ne arkadaşa iade etmeli ne de kütüphaneye vermeli, derim. Olayı derhal Emhiyet'e havale etmeli ve seçimi onların yapması yoluna gidilmeli, kanaatimce."
Okur Levent Kutlu ise kendi başından geçen bir olayı anlatarak farklı bir yanıt verdi: "Doktoram sırasında bir hocam, birkaç kitabını geçici bir süre kütüphaneye ödünç vermişti. Okuttuğu kitap değişince benden bu kitapları taşımam için yardım istedi ve kitaplardan birini bana vereceğini söyledi. Dediğini yaptım. Sonuç olarak elimde şu an sanki bir kütüphaneye aitmiş gibi görünen ama aslında olmayan bir kitap var. Bu örneği vermemin nedeni, çabuk yargı vermemek gerektiğini düşünmem... Bence bu durumla karşılaşan bir kişinin atması gereken ilk adım, kitabı veren arkadaşla bu durumu konuşmak olmalı."
Tüm okurlara teşekkürler. Yarın, bu sefer hep birlikte yanıtını arayacağımız başka bir soru soracağım….
SORULARINIZI BEKLİYORUM
Hayatta karşınıza çıkan etik problemlerle ilgili her türlü sorunuzu etik@sabah.com.tr adresine yazın. E-posta kullanmak istemiyorsanız, sorunuzu aşağıdaki yorum alanına da bırakabilirsiniz. Sorunuza, sizinle iletişim kurabileceğimiz bir e-posta adresi eklemeyi unutmayın…

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.