Temmuz ayı, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) alacağı faiz kararıyla birlikte küresel finans çevrelerinde kritik bir dönemeç olarak görülüyor. Nisan ayında toplantı yapılmaması, Temmuz toplantısına olan ilgiyi artırırken, piyasalarda faiz artışı ya da indirimi beklentisi şimdiden hareketliliğe neden oldu. Ekonomik veriler, özellikle de enflasyon ve istihdam rakamları, Fed'in alacağı kararda belirleyici rol oynayacak. Bu gelişmelerin, yalnızca ABD değil, dünya genelindeki ekonomik dengeleri de etkileyebileceği öngörülüyor. Detaylar haberimizde...
2025 Haziran Fed Faiz Kararı Açıklandı
ABD Merkez Bankası (Fed), Haziran ayına ilişkin faiz kararını duyurdu. Yapılan açıklamada, federal fon faiz oranının yüzde 4,25-4,50 aralığında sabit tutulmasına oy birliğiyle karar verildiği belirtildi. Banka, enflasyonla mücadele ve istihdam hedeflerini desteklemek amacıyla mevcut faiz aralığını koruma yoluna gitti. Kararın, ekonomik veriler ışığında alınan temkinli bir adım olduğu ifade edildi.
FED FAİZ İNDİRİMİNE NE ZAMAN GİDEBİLİR?
ABD Merkez Bankası (Fed) Denetimden Sorumlu Başkan Yardımcısı Michelle Bowman, enflasyon baskılarının hafif kalması durumunda, temmuz ayı toplantısından itibaren faiz indiriminin gündeme gelebileceğini belirtti.
Bowman, Prag'da Çekya Merkez Bankası'nın ev sahipliğinde düzenlenen bir araştırma konferansında yaptığı konuşmada, para politikasına dair önemli mesajlar verdi. Fed'in geçtiğimiz hafta politika faizini yüzde 4,25-4,50 aralığında sabit tuttuğunu hatırlatan Bowman, bu kararı desteklediğini çünkü iş gücü piyasasının güçlü seyrettiğini ve enflasyonun hedefe kalıcı şekilde yaklaşma sinyalleri verdiğini ifade etti.
Enflasyonun mevcut seviyelerde kalmaya devam etmesi veya yüzde 2 hedefine yaklaşması halinde faiz indiriminin değerlendirilebileceğini vurgulayan Bowman, aynı zamanda iş gücü piyasasında zayıflama işaretlerinin görülmesi durumunda da bu adımın uygun olabileceğine dikkat çekti.
ABD ekonomisinin bazı yavaşlama belirtilerine rağmen dirençli olduğunu söyleyen Bowman, iş gücü piyasasının artık ciddi bir enflasyon baskısı kaynağı olmadığını ve kişisel harcamalardaki enflasyon oranının son dönemde daha ılımlı bir seyir izlediğini dile getirdi.