Göbeklitepe Hikayesi Nedir? Göbeklitepe’nin Tarihi ve Hikayesi Gerçek Mi, Önemi Ne?

Göbeklitepe hikayesi, büyük küçük demeden herkes tarafından merak edilen bir konudur. göbeklitepe nin hikayesi gerçek mi sorusu da herkesin aklında soru işaretidir. Fakat konu ile ilgili çok sayıda araştırma yapılmış ve bu bölge tarihin merkezi olarak kabul edilmiştir. Göbeklitepe tarihi gerçek mi araştırmanızda karşınıza birçok arkeolojik sonuç raporu çıkacaktır. Göbeklitepe'de kimler yaşadı sorusunun cevabı yazımızın devamında.

Göbeklitepe Hikayesi

Göbeklitepe, Şanlıurfa'nın Örencik Köyü civarında bulunmuştur. Söz konusu tepenin M.Ö. 10 bin yılında, inşa edilen insanlığın ilk ibadet merkezi olduğu kabul edilir. Göbeklitepe inşa edildikten yaklaşık 1000 yıl sonra üzeri kapatılmıştır. 1995 yılında yapılan arkeolojik kazı çalışmalarında ibadethanenin kalıntıları ortaya çıkarılmıştır. Halen de bölgede kazı çalışmaları devam etmektedir.

Göbeklitepe'nin Mısır Piramitleri inşa edilmeden yaklaşık 7 bin 500 yıl önce inşa edildiği düşünülmektedir. Tepede, insanlığın yerleşik hayata geçmesi ile ilgili büyük bulgular keşfedilmiştir. Yerleşik hayatın simgeleri ve tarıma işaret eden birçok kalıntı Göbeklitepe'de ortaya çıkarılmıştır.

Göbeklitepe, dinler tarihi açısından da önemli bir konuma sahiptir. Neolitik dönemde inşa edilmiş olan bu yapınin içinde şekilli büyük kaya parçalarına rastlanmıştır. Bu da yerleşik hayatın bulgularına yorumlanmıştır. Ayrıca söz konusu dönemde avcılık ve toplayıcılık faaliyetlerinin de yoğun olduğu yönünde tespitler yapılmıştır.

Göbeklitepe Tarihi Gerçek Mi?

Yapılan kazı ve tarihsel değerlendirmeler göz önünde bulundurulduğunda Göbeklitepe'de neden yerleşik hayata geçme zorunluluğu ortaya çıktığı yönünde de ipuçları vardır. Göbeklitepe'de bulunan figürlü taşlar ve buğday kalıntıları, yerleşik hayatın en büyük göstergeleridir.

Göbeklitepe'nin ortaya çıkması esasında 1983 yılında tarlasını süren bir çiftçinin oymalı bir taş bulmasınana dayanır. O dönemde söz konusu taş dikkate alınmamış olsa da oymalı taşın değeri 1995 yılında anlaşılmıştır. Bölgede yapılan ilk kazı çalışmaları Alman arkeolog Harald Hauptmann önderliğinde yapılmıştır. İlk etapta klasik bir arkeolojik kazı olarak kabul edilen bu çalışmanın, ilerleyen dönemde insanlık için büyük anlamlar ifade ettiği anlaşılmıştır.

Yapılan kazı çalışmalarında bugüne kadar çeşitli heykel, taş, simge, oyma ve çizimler ortaya çıkarılmıştır. Göbeklitepe'den çıkan eserler Sümer, Mısır, Maya, Hint ve Çin Uygarlığı'na aittir. Ortaya çıkan eserler Şanlıurfa Müzesi'ndeki özel bir bölümde sergilenmektedir. Bölgede halen çalışmaların devam ettiği düşünüldüğünde ortaya çıkan keşif ve eserlerin önümüzdeki süreçte daha da artacağı düşünülmektedir. Günümüzde Göbeklitepe ile ilgili dizi projeleri de yapılmış ve toplumda büyük ilgi uyandırmıştır.