Gözyaşları içinde yardım istedi

Bursa'da 2008 yılında bir arkadaşı ile ortak açtığı lokantanın batması üzerine zor durumda kalan 40 yaşındaki Müsküler Distrofi(Kas erimesi) hastası İbrahim Kabakçı, ailesine uzanacak bir yardım eli bekliyor. 16 yaşında kas erimesi hastalığına yakalan ve gün geçtikçe tekerlekli sandalyeye bağımlı kalan bir çocuk babası İbrahim Kabakçı, sadece bir yıl işletebildiği lokantanın ardından kalan 32 bin liralık borcu ödeyemezse 1.5 yıl cezaevinde yatacak. İbrahim Kabakçı, hakkında çıkarılan yakalama emrinin ardından eşi, çocuğu ve ailesinden koptuğunu, suçlu gibi kaçmaktan yorulduğunu söyledi.
EŞİ DE AYNI HASTALIKLA MÜCADELE EDİYOR

Kendisi gibi eşi Özlem Kabakçı'nın da kas esrimesi hastası olduğunu belirten İbrahim Kabakçı, en büyük yardımcısının 68 yaşındaki babası Ali Rıza Kabakçı olduğunu söyledi. İbrahim Kabakçı, hakkında çıkarılan yakalama emrinin ardından eşi ve çocuğundan ayrı yaşamaya başladığını, hastalığının her geçen gün ilerlediğini belirtti. 12 yıl önce hastanede 2 ay kalması nedeniyle bazı hareket yetilerini kaybettiğini hatırlatan Kabakçı, "2 ay hastanede hareketsiz kaldım. Kolumu kullanamaz hale geldim. Daha önce ihtiyaçlarımı kendim karşılayabiliyordum. Ama şu an babamın yardımı ile ihtiyaçlarımı gideriyorum" diye konuştu.
32 BİN LİRAYA 1.5 YIL HAPİS

İbrahim Kabakçı yaşadıklarını ise şu sözlerle anlattı:
"2008 yılında Bursa'da lokanta açtık. Malzemeleri almak için borçlandık. Bir kısmını nakit ödedik, bir kısmı ise veresiye oldu. Sonra lokanta battı.Her yerden bir darbe yedim. O ticarette, özürlülüğümden dolayı halklarımı savunamadım. Savunamadığım için de borçlarımı ödeyemedim. Hakkımda yakalama emri çıkan borç ta, bize verilen karşılıksız çekten oldu. Babam düzenlenen o karşılıksız çekler nedeniyle cezaevine girdi. Babamı kurtarmak için İcra Müdürlüğüne borcu ödeyebilirim taahhüdünde bulundum. Ödeyemedim. O taahhüdden şimdi bana hapis kararı çıkmış. Bir borcuma beş ceza çıkmış. 32 bin lira borcum olmuş. 1.5 yıl hapsim isteniyor. Ne yapacağımı bilemiyorum."
AF İSTEDİ
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Anayasa'nın 104. maddesine göre kendisine yardımcı olmasını dileyen Kabakçı, "O madde içinde Cumhurbaşkanı'nın görev ve yetkileri arasında, 'Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak' da var. Ben de affımı istiyorum. Ya da bana yardımcı olsunlar. Çaresiz kaldım hiçbir şey yapamıyorum. Cezaevine düşsem kas erimesi hastasıyım. Cezaevinde bana kim bakar bilmiyorum. Ne sağa dönebilirim, ne sola. Yemek verilerse yerim vermezlerse onu da yiyemem. Bir ay içinde ölürüm. Çok kötü bir hastalık, sağlıklı olsam zaten bu hale gelmezdim" dedi.
EŞİM CEZAEVİNDE ÖLÜRSE BENDE ÖLÜRÜM

Eşim gibi kendisi de 17 yaşında kas erimesi hastalığına yakalanan bir çocuk annesi Özlem Kabakçı ise, yüzde doksan bedensel engelli olduğunu kaydetti. Bütün ihtiyaçlarını bir bebek gibi emekleyerek gidermeye çalıştığını ifade eden Özlem Kabakçı, "Ayağa kalkamıyorum. Yatağıma çıkmak için yardıma ihtiyacım oluyor. Neler çektiğimi bir ben bilirim. Bir de eşimin cezaevine girecek olması bizi daha çok üzdü. Ben eşimin kurtulmasını istiyorum. Başka bir şey istemiyorum. Sadece yardım etsinler. Ben çok kötü durumdayım. Yerlerde sürünüyorum. Eşim evde kalamıyor. Eşim cezaevine düşerse ben de ölürüm onunla birlikte. Çocuklarım yetim kalır" diye konuştu.
OĞLUMUN İLK KEZ AĞLADIĞINI GÖRDÜM

Oğlu, gelini ve felçli eşine bakan baba Ali Rıza Kabakçı ise emekli maaşına dahi haciz koyduklarını söyledi. Kötü günlerinde kimsenin yanlarında olmadığını dile getiren baba Kabakçı, "Evladım kurtulsun başka bir şey istemiyorum. Zaten bunlara bakan benim. Bana da bir şey olursa bunlar perişan olur. Hayırseverlerden bir yardım bekliyoruz. Oğluma her konuda yardım eden benim. Allah kimseyi düşürmesin. Elimden geldiği kadar yetişmeye çalışıyorum. Oğlumun bugüne kadar ağladığını hiç görmemiştim. Umarım bize yardım elini uzatan çıkar" dedi.
BAŞBAKAN ERDOĞAN'DAN YARDIM İSTİYOR

66 yaşındaki felçli anne Ümmü Kabakçı da Başbakan Recep Tayip Erdoğan'dan oğluna yardım etmesini istedi. Başbakan'ın herkese yardım elini uzattığını söyleyen Ümmü Kabakçı, "Şu anda benim yavrularımın başına bir iş geldi. Ben bir anneyim. Evlat dediğin bir annenin ciğer paresidir. Çocuklarıma yardım edin. Her yere yardım elleriniz gidiyor. Bize yardım edin, çocuğumu kurtarın. Haklıyken haksız duruma düştük" şeklinde konuştu.