Türkiye'de en fazla karayoluyla ulaşım tercih ediliyor. Araç sayısının her geçen gün artması, yeni ihtiyaçları da beraberinde getirdi. On yıllardır aynı olan ve yetersiz kalan ulaşım ağını geliştirmek için yaklaşık 11 yıl önce tüm Türkiye'de duble yol hamlesi başladı. Anadolu'nun birçok ilinde yürütülen hummalı çalışmalarla, kuş uçmaz kervan geçmez bölgelere bile yapılan duble (bölünmüş) yollar, hem kazaların sayısını azalttı, hem de içinden geçtiği mevkilerin çehresini değiştirdi. 2003'ten bugüne kadar yapılan 16 bin 399 kilometre bölünmüş yol, yılda 182 milyon saat ile yaklaşık bin 110 milyon litre akaryakıt tasarrufu sağladı. Seyahat süresindeki kısalmalardan yaklaşık 6 milyar 500 milyon lira, akaryakıt tasarrufundan ise 4 milyar 250 milyon lira olmak üzere toplamda yıllık 10 milyar 750 milyon lira ekonomik fayda sağlandı. Bu yazı dizisi, kuzeyden güneye, batıdan doğuya yollar özelinde Türkiye'de değişime ışık tutuyor.
***
Marmara, Ege, İç Anadolu ve Akdeniz bölgelerini birbirine bağlayan 86 kilometrelik Mekece- Bilecik-Bozüyük yolu endüstri ve tarım ürünleri taşımacılığının en yoğun olduğu ana arterlerden biri... Türkiye'nin trafik yoğunluğu en fazla olan güzergahlarından biri olan yola, yaz aylarında tatilciler de ekleniyor. Yolun en zorlu kısmı ise Gülümbe'deki rampa. Zorlu yokuşu tırmanan sürücüler, Bilecik'e ulaşmak için keskin virajlarla dolu bu rampayı geçmek zorunda kalıyordu. Kamyoncular ağır tonajla rampayı çıkmakta zorlanırken, otomobil sürücüleri de dakikalarca bir kamyonun arkasında gidiyordu. Bazen bir kamyon arkasında metrelerce otomobil konvoyu oluşuyordu. Kamyoncular, yol üzerindeki Gülümbe Köyü'nün adına atıfta bulanarak, yokuşta tıkanan kamyonlarına, "Hadi gülüm be" diye söylenirmiş.
GÜLÜMBE KÂBUSU...
Trafik kazalarının da yoğun olduğu bu bölgeyi iyileştirmek için ilk adım 2000'de atıldı. Türk hükümeti ile Japon hükümeti arasında bu yolun yapımı için kredi sözleşmesi imzalandı. Proje çalışmalarının ardından yola ilk kazma 2003 başında vuruldu. Hattın duble yol haline getirmek için yaklaşık 7 yıl çalışıldı. En zor kısmı olan Gülümbe rampasından kurtulmak için ise Türkiye'nin en uzun tünellerinden biri olan 2 bin 465 metrelik Osmangazi Tüneli ve küçük kardeşi 840 metrelik Ertuğrulgazi Tüneli yapıldı. Bu tüneller sayesinde sürücülerin korkulu rüyası olan Gülümbe rampası devre dışı bırakılarak, tünellerden rahat bir geçiş sağlandı. Duble yol çalışması sayesinde, ana yolun Bilecik ve Bozüyük kent merkezlerinden geçmesi engellendi. 2010 yılı başında duble yolun hizmete girdiği bölgede, önümüzdeki aylarda yüksek hızlı tren de sefer yapacak.
'HER GÜN KA ZA OL URDU'
22 yıllık otobüs şoförü Tuncay Çatalkaya'ya duble yolları sorduğumuzda "10 numara" diyerek başlıyor anlatmaya. Tecrübeli otobüs şoförü, "Olmasaydı her gün kaza, her gün katliam. O kadar acemi şoför var ki. Hayatımızda stres yok artık. Artık yollar daha güvenli. Huzurlu bir şekilde yolculuk yapıyoruz. Yapandan da yaptırandan da Allah razı olsun" diyor. Eskişehir-İstanbul seferini yaparken en zor bölgenin Gülümbe rampası olduğunu söylüyor Çatalkaya. 6 saatlik yolun 4.5 saate düştüğünü belirterek, "Eskiden yol çok dardı. Aynalar birbirine sürterdi, o kadar yakın geçerdik. Bir kamyonun arkasına takılır saatlerce giderdik. Yollar düzelince vatandaş da daha çok seyahat etmeye başladı. Şimdi, Eskişehir'e gidecek biri, eski yola hiç girmez" diyor.
'İŞLERİMİZ DE ARTTI'
Yol üzerindeki Ahmetpınar Köyü mevkisinde Tünel Restoran işletmecisi Cenkhan Acder ise "İşletmemiz 16 yıllık. Daha önce burada 3 tane tünel vardı. Adımızı o tünellerden aldık. Duble yol ve hızlı tren çalışması sırasında tüneller kaldırıldı. Duble yol tünelleri biraz daha ileriye gitti. Buradaki tüneller gitti, ama adımızı koruyoruz. Bozüyük- Bilecik arası çok sıkıntılı ve tehlikeli bir yoldu. Bir kamyonun peşinden Bilecik'ten Bozüyük'e kadar giderdiniz. Gülümbe rampasında kamyonlar tıkanınca, kamyon şoförleri 'Hadi gülüm be' diye söylermiş" diyor. Bölgeye duble yol yapılmasından herkesin memnun olduğunu kaydeden Acder, yol üzerindeki tesislerin de yenilenmeye başladığını anlatıyor. İşlerinin her geçen gün daha da arttığını anlatan Acder, " Tatil ya da iş için gelenlerde artış oldu. Her geçen sen işlerimiz artıyor" diye konuşuyor.
'ESKİDEN ÇİLE VARDI'
Baba mesleği kamyon şoförlüğünü 15 yıldır yapan Metin Sır, bölgede inşaatı devam eden hızlı tren çalışması için kamyonuyla taş taşıyor. Eskişehir-Adapazarı arasında çalıştığını anlatan Sır, günde iki sefer yaptıklarını söylüyor. Duble yolların çok güzel olduğunu belirten Sır, "Çok memnunuz. Eskiden çok çile vardı, rezillik vardı. Allah Başbakan'dan razı olsun. Eskiden Adapazarı'na 4-5 saatte giderken şimdi 2.5 saate düştü. Hız limitlerine, trafik kurallarına uyuyoruz. Eskiden iki sefer yapamıyorduk. Gülümbe rampaları çok sıkıntılıydı. Günde iki, üç kişi kazalardan ölüyordu. Rampada solama yapamıyorduk, tek yöndü" diyor. Avukat Konuralp Özdemir ise, 1990'lı yıllarda öğrenci olarak Eskişehir'de okuduğunu, otobüslerin uzun süren beklemeler sonunda Bozüyük rampasını aşabildiklerini söyledi. Daha sonraki yıllarda sürekli Eskişehir - İstanbul arasında kendi aracıyla yolculuk yaptığını belirten Özdemir, "Kış aylarında kazalar ve duraklayan trafik nedeniyle uzun kuyruklar oluşurdu. Şu anda yolda hiç bekleme yapmadan gidebiliyoruz. Eskiden 6 saatte gittiğimiz yolu şimdi 3.5 saatte gidebiliyoruz" diye konuşuyor.