Hastane çalışanları HIV korkusu içinde

Diyarbakır'daki Kadın ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi'nde 10 Eylül'de sezaryenle doğum yapan bir kadında AIDS hastalığına neden olan HIV virüsüne rastlandı. İlk testlerinde HIV tespit edilmesi üzerine, bakanlık haberdar edildi ve yapılan doğrulama testinde hastanın HIV taşıdığı kesinleşti. Hastanın durumu kesinlik kazanınca, doğumu yaptıran sağlık ekibinde, huzursuzluk ve tedirginlik başladı. Diyarbakır Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Uzm. Dr. Murat Kanğın, personelin talepleri üzerine inceleme başlattı. Dr. Kanğın, ameliyathane ve o gün o serviste çalışan sağlık ekibinin tamamının teste tabi tutulduğunu; testleri yapılan 14 sağlık ekibin ilk test ve konfirmasyon (doğrulama) testlerinin negatif çıktığını söyledi. Dr. Kanğın, "Birkaç gün içerisinde 15 personelin daha sonuçları gelecek. Toplam 29 sağlık çalışanının test yaptırma talebi olmuş. İlk eliza testlerinde 29 personelin tümünün testi negatif çıktı ancak, doğrulama testi istendi. Bunlardan 14'ü negatif çıktı. Diğerlerinin de sonuçları gelecek. Hastaya müdahale sırasında hiçbir yaralanma, kan sıçraması gibi bir durum rapor edilmemiş, ancak personelin tedirginliğini ve huzursuzluğu gidermek amacıyla bu incelemeyi kabul ettik. Bu olayda tamamıyla prosedüre uygun hareket ettik, özellikle hastanın mahremiyetiyle ilgili hareket ettik. Hasta bize geldiği zaman kendisinde böyle bir hastalığın olup olmadığı konusunda bilgi vermiyor. Biz zaten gelen her hastaya rutin olarak bu testleri yapıyoruz" dedi. HIV'li kadının dünyaya getirdiği cinsiyeti açıklanmayan bebekten alınan numunelerin de teste gönderildiği ve sonuçlarının belli olmadığı belirtildi.

Türkiye'de 8.238 kişi HIV ile yaşıyor
Dünyada HIV ile yaşayan 35 milyon kişi bulunuyor. Bu sayının Türkiye'de 8 bin 238'e ulaştığı sanılıyor. Son yıllarda koruyucu önlemlere uyumun artışı ve yeni tedavi yöntemleri sayesinde HIV enfeksiyonuyla ilişkili ölümler belirgin olarak azaldı. Türkiye'de erkeklerin yüzde 74.5 ile daha fazla bu virüse yakalandığı görülüyor. HIV, vücudun bağışıklık sistemini bozduğu için, kişiyi bazı enfeksiyonlara karşı güçsüz ve savunmasız duruma düşürür. Bunun sonucunda normalden fazla zarar vermeyecek olan basit mikroplar bile çok ağır hastalık tablosuna yol açar ve kişi ölebilir.