Giriş Tarihi: 10.06.2025

‘Hayallerinize vakit ayırın’

İzmir’de yaşayan Makine mühendisi Ali Eriç (66), kurumsal hayatı geride bırakıp yol arkadaşı ‘Lando’ adı verdiği aracıyla çıktığı dünya turunda toplamda 162 bin kilometre giderek 80’den fazla ülke gezdi. Gerçekleştirdiği yolculuklarla adını dünya gezginleri arasına yazdıran Eriç, seyahatlerini kitaplaştırarak hem gençlere ilham oldu hem de oradan elde ettiği geliri çocukların eğitimi için harcayarak gelecek nesillere umut oldu.

‘Hayallerinize vakit ayırın’

Modern dünyanın koşuşturmalı temposunda pek çoğumuz hayallerimizi ertelemeyi bir alışkanlık haline getirdik. Ancak bazı insanlar, cesaret edip konfor alanlarını terk ederek bambaşka bir yaşamın kapılarını aralayabiliyor. Onlardan biri de İzmir'de yaşayan 66 yaşındaki makine mühendisi Ali Eriç. Kurumsal hayatı geride bırakıp kendi aracı 'Lando' ile 5 kıtada 80'den fazla ülkeyi dolaşan Eriç, hem hayallerinin peşinden gitti hem de yolculuğunu anlamlı bir sosyal sorumluluk projesine dönüştürdü. Şimdi ise o yolculuklardan geriye sadece anılar değil, çocuklara umut olan bir hikâye kaldı.

HARİTALARDAN GERÇEK ROTALARA
Eriç'in seyahat tutkusu, çocukluğunda haritalar ve ansiklopedilerle başladı. Farklı kültürler ve coğrafyalar hakkında araştırma yaparak büyüyen Eriç, bu ilgisini gerçek bir dünya turuna dönüştürdü. Çocukluğundan itibaren arabalara, haritalara özellikle de Afrika kıtasına merakı olduğunu dile getiren Eriç, "Küçük yaşlarda haritalar ve atlaslarla vakit geçirmek benim için bir tür kaçıştı; dünya haritalarına bakar, parmağımı ilginç bulduğum yerlere gezdirir ve bu bölgeleri ansiklopedilerden araştırırdım. Bu süreç, hem öğrenme merakımı hem de sonsuz bir keşif arzusunu besledi." dedi.

YOL ARKADAŞIM 'LANDO'
Uzun yıllar boyunca içerisindeki bu arzuyu bastırarak geçimini sağlamak ve babasına söz verdiği gibi iyi okullarda okuyup, iyi bir işe sahip olmak için var gücüyle çalışan Eriç, en büyük hayalini emektarı özel donanımlı arazi aracı 'Lando' ile gerçekleştirdi. Tüm bakım ve düzenlemelerini kendisinin yaptığı araç, onun yolda hem evi hem de güvenli alanı oldu.
Eriç, ilk uzun yolculuğuna 15 Ekim 2005'te İstanbul'dan başlayarak Afrika'nın güney ucu Cape Town'a kadar arabasıyla gitti. Yaklaşık 30 bin kilometrelik bu maceranın ardından, 6 Mayıs 2009'da ikinci yolculuğu için yeniden yola koyuldu. Bu kez hedef daha büyüktü. Tam 3 yıl 1 ay 10 gün boyunca 5 kıtada 39 ülkeyi geçerek 132 bin kilometre yol kat etti.

HAYALLERİMİZE VAKİT AYIRMIYORUZ
Gezmeye başladıktan sonra hayata karşı bakışının değiştiğini söyleyen Ali Eriç, "Hayatı kaçırdığımın farkına vardım. Bu zamana kadar hep çalışmak için yaşamışım. Pek de uzun sayılmayacak bir ömrümüz var aslında. Bunun büyük kısmını çalışarak, hem de kendimiz için vakit ayırmadan çalışarak geçirdiğimiz bir döngüye girdiğimizde hayatı kaçırmaya başlıyoruz. Dünyanın güzelliklerini, farklılıklarını görmeye vakit ayırmıyoruz; hayallerimizi gerçekleştirmeye vakit ayırmıyoruz. Ne zaman ki bunun farkına varıp da yaşamaya karar veriyoruz, işte o zaman bambaşka bir dünya ile karşılaşıyoruz." Şeklinde konuştu.

YAZDIĞI KİTAPLA ÇOCUKLARIN EĞİTİMİNE KATKI SAĞLADI
Eriç, dünya seyahatinde yaşadıklarını "İstanbul'dan İstanbul'a: Bir Dünya Seyahati" adlı kitapta topladı. Seyahat notları, yaşadığı zorluklar, insan hikâyeleri ve keşifleriyle dolu bu kitap, seyahatseverler ve ilham arayanlar tarafından ilgiyle karşılandı. Elde edilen tüm gelir, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı'na (TEGV) bağışlandı. Maceraperest makine mühendisi ise bu durumu "Sadece kendi hayallerimi değil, başka çocukların hayallerini de gerçekleştirmek istedim. Eğitim, bir çocuğun dünyayı tanıma yolculuğudur. Ben kendi yolculuğumdan öğrendiklerimi, onların yolculuğuna katkı olarak sunmak istedim." Diyerek özetledi.

BABADAN OĞULA GEÇEN BİR TUTKU
Genç yaşlarda dünyayı görme ve seyahat etme fırsatını yakalayamayan Ali Eriç, oğlunun da ilerleyen yaşlarda bunun pişmanlığını yaşamaması için bir adım attı. Aynı kendisi gibi gezmeye merakı oğlu Alican'ı (35) da bu tutkuyla büyüttü. Ve kendisi adına 'hayatımın jübilesi' olarak nitelendirdiği Pekin-Paris Rallisi'ne oğluyla beraber katıldı. Geçtiğimiz yıl Türkiye'den yola çıkan baba oğul Yunanistan, San Marino ve İtalya'dan geçerek Paris'e ulaştı. Toplam 14 bin 500 kilometrelik yarışı, Türk otomotiv tarihindeki özgün bir yeri olduğunu düşündüğü Anadol STC-16 ile tamamladı. Eriç bu deneyimi ise şöyle ifade etti; "Oğlumla beraber hem tarihi hem zorlu bir maceraya ortak olmak benim için hayallerin ötesinde bir deneyim anlamına geliyordu. Bu yolda çeşitli zorluklarla karşılaştık ama birlikte olduğumuz süre boyunca üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir şey yoktu. Özellikle bu süreçte Anadol aracımızın bize eşlik ediyor olması da eşsiz bir duyguydu. Hem tasarımı hem de üretimi tamamen Türk mühendislerinin ve tasarımcılarının elinden çıkmış olması, bu aracı benim için özel kılıyordu. Türk mühendisliğinin gurur kaynağını da yanımda taşıdığımı hissettim."