'Hayatımızın belgeselini çektik'

Başbakanlığa ait özel uçakla Tahran'dan İstanbul'a getirilen Gerçek Hayat Dergisi Ortadoğu Temsilcisi ve Milat Gazetesi yazarı Adem Özköse ile kameraman Hamit Coşkun'u, Atatürk Havalimanı'nda, Başbakan Yardımcısı Atalay ile Özköse ve Coşkun'un aileleri ve yakınları, İHH Başkanı Bülent Yıldırım ve vakıf yetkilileri karşıladı.
'ÇOK YÖNLÜ ÇALIŞMA YAPILDI'
Özköse ve Coşkun, kendilerini karşılamaya gelen yakınlarına sarılarak hasret giderdi. Adem Özköse ve Hamit Coşkun ile birlikte Atatürk Havalimanı VIP Salonu'nda düzenlenen basın toplantısında konuşan Atalay, belgesel çekmek için gittikleri Suriye'de kaçırılan iki gazetecinin kurtarılması için çok yönlü çalışmalar yapıldığını belirterek, "Burada Cumhurbaşkanımızdan, Başbakanımızdan, Dışişleri Bakanlığımızdan değişik girişimlerde bulunuldu" diye konuştu. Sivil toplum kuruluşları ve basın kuruluşlarının da bu yönde çabaları olduğunu anlatan Atalay, iki gazetecinin özgürlüklerine kavuşmasında emeği geçen kişi ve kuruluşlar ile STK'lara teşekkür ederek şunları kaydetti: "Ailelerine 'geçmiş olsun' ve 'gözünüz aydın' diyorum. 70 günlük bir mahrumiyette, insanlık dramımın yaşandığı Suriye'de birçok olaya da tanıklık ettiler. Dileğimiz Suriye'de şiddetin bitmesi, bütün insanların huzura kavuşmasıdır. Ama biz, iki gazetecimiz burada olduğu için şükrediyoruz."
ALTI GÜN BİR LOKMA YEMEDİ
Bu süre içinde Türkiye'den haber alamadıkları için neler olup bittiğini bilmediklerini belirten Adem Özköse, Suriye'ye belgesel çekmek için gittiklerini hatırlatarak, "Tahran'a indik, gelişmeleri takip ettik, konuştuk. Hayatımızın belgeselini çekmişiz, onu fark ettik. Bu iki ay içinde, aksiyon filmlerine, romanlara konu olabilecek şeyler yaşadık" dedi. Özköse, "Özgürlüğe kavuşmamızda büyük emeği olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve özellikle vicdani, insani diplomasi yürüterek çıkmamızda en büyük payı olan İHH İnsani Yardım Vakfı ve onun başkanı Bülent Yıldırım olmak üzere, tüm sivil toplum kuruluşları ve bizim için dua eden herkese çok teşekkür ediyorum" diye konuştu. 55 gün kalacağı hücreye ilk alındığında Özköse'nin yaşayıp yaşamadığını bilmediğini vurgulayan Hamit Coşkun, 6 gün boyunca yemek yiyemediğini söyledi. 6'ncı günün sonunda Özköse'nin sesini duyduğunu anlatan Coşkun, "Kuran okuyordu. Ondan sonra rahatladım ve yemek yemeye başladım. Bizim için emek veren herkese çok teşekkür ediyoruz. Özgürlük gerçekten dünyanın en güzel şeyiymiş. Allah bütün mazlumlara ve masumlara özgürlüğü nasip etsin" dedi. Atatürk Havalimanı'nda düzenlenen basın toplantısında soruları yanıtlayan gazetecilerden Özköse, "Özel bir işkenceye maruz kaldınız mı, sağlık durumunuz nasıl?" sorusuna "Bir sağlık sorunumuz yok. İlk kaçırıldığımızda ölüm korkusu yaşadık. Başımıza silah dayadılar ama fiziksel bir işkenceye maruz kalmadık" yanıtını verdi. "Casus olmanızdan şüphelendiler mi?" sorusuna karşılık, "Birtakım pazarlıklar yapıldı ama bizi bilgilendirmiyorlardı. Müzakereler iki ay sürdü" yanıtını veren Özköse, "İlk kaçırıldığınızda Şebbihalar'ın eline geçtiniz, kaç gün onların elinde kaldınız?" sorusu üzerine ise şunları söyledi: "11 gün boyunca kaldık. Yolu kesmişlerdi. Esed taraftarları yolda arabalara ateş açıp kaçırıyorlardı. Biz de 70 kişilik Şebbiha grubunun içinde kaldık. Şoförümüzü arkaya attılar. Bizim gözümüzü, elimizi bağlayıp, yerin altında bir yere götürdüler. Şoförümüzü serbest bıraktılar." Bir soru üzerine savaş muhabirliğine devam edeceğini belirten Adem Özköse ve Hamit Coşkun, basın toplantısının ardından, kendilerini karşılamaya gelenlerle birlikte Atatürk Havalimanı'ndan ayrıldı.