'Ölüm servisi' davasında ikinci bilirkişi raporu

İkitelli'de geçen yıl 9 Eylül'de yaşanan sel felaketinde, işyeri servis aracında hayatını kaybeden 8 kadın işçinin ölümüyle ilgili davada kusur oranlarının yeniden belirlenmesi için ikinci bilirkişi raporu hazırlanacak. Daha önce İTÜ'nün hazırladığı bilirkişi raporunda, olayın bir iş kazası olduğu belirtilerek, Pameks Tekstil işçisi 8 kadın ölümünde afetin 4/8 oranında, sanıklardan fabrika sahibi Mehmet Cevdet Karahasanoğlu'nun 3/8 oranında, idare amiri olan sanık Ferit Göncü''ün ise 1/8 oranında kusurlu olduğu belirtilmişti. Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın dünkü duruşmasına fabrika sahibi Karahasanoğlu, idare amiri Göncü ve servis şoförü Mehmet Oğur ile avukatları katıldı. Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi üyesi bir grup avukatın davaya müdahil olarak katılma talebini mahkeme, suçtan doğrudan zarar görmedikleri gerekçesi ile reddetti. Adliye koridorlarında davaya müdahil olmak isteyen ÇHD avukatları ile sanık yakınları arasında sözlü tartışma yaşandı.
KUSUR ORANLARINA İTİRAZ
Duruşmada fabrika sahibi ve idare amirinin avukatları, İstanbul Teknik Üniversitesi'nin (İTÜ) bir önceki duruşmada gönderdiği 6 sayfalık bilirkişi raporunda yer alan, müvekkillerinin kusur oranlarına itiraz etti. Sanık avukatları, davada daha sonra herhangi bir şüpheye neden olmamak için iş güvenliği hukuku ve uzmanlarından oluşan bir bilirkişi raporu hazırlanmasını talep etti. Savcının talebi üzerine mahkeme, İstanbul Üniversitesi'nden 3 kişilik uzman bilirkişi heyetinin, dosyadaki sanıkların kusur oranlarının yeniden belirlenmesi için rapor hazırlamasına karar verdi. Ayrıca mahkeme, avukatların Karahasanoğlu'nun yurtdışı yasağının kaldırılması talebini reddederken, Fikriye Özentürk'ün otopsi raporunun da istenmesine karar verdi.

SERVİS ARAÇLARI TABUTLARI OLMUŞTU
İstanbul'a kabusu yaşatan sel felaketine, çalıştıkları fabrikanın servis aracında yakalanan 8 kadın işçi boğularak can vermişti. Arkası tamamen kapalı, camsız aracın kapılarını açamadıkları için hayatını kaybeden işçi kadınların ölümü ailelerini isyan ettirmişti.