'Karıma el kaldırmam sonuçta o da insan!..'
Taksim Meydanı'ndayız... Makyajla morarmış yüzümü gören bir daha bakıyor. Dayak yediğini itiraf eden kadınlarla sohbet ediyoruz. Simitçinin sözleri ise zihniyeti özetliyor aslında: Karıma bir fiske bile vurmadım, çünkü sonuçta o da insan
- Hiç. Dayak yedim eski kocamdan.
- Yok. Çok oldu zaten. Geçiyor. Siz dövdünüz mü bu güne kadar kimseyi?
ASLA KADINI İNCİTMEM
- Bir tokat da mı atmadınız eşinize?
- Herkes öyle söylüyor da....
- Peki ya vuranlar? Onlar hangi ruh haliyle yapıyor ki bunları?
'ÖZÜR DİLEDİ, AFFETTİM'
- Neyi mesela?
- Bilmiyorum.
- Kıskançlık. Kıyafetlerimi beğenmiyor.. "Güzel aslında" diyor yanımdaki, üzerimdekileri inceledikten sonra. Demek ki artık oradan kalkma zamanı geldi diyerek ayrılıyoruz Gezi Parkı'ndan. Meydandaki anıtın orası daha kalabalık olur düşüncesiyle önde ben, arkada Şuheda meydana doğru yola koyuluyoruz. Taksim'deki simitçinin işi yine başından aşkın. Bu kez bir gazeteci olarak yanaşıyoruz yanına. Yüzüm gözüm morluk içinde. "Kadına yönelik şiddetle ilgili ne düşünüyorsunuz?" diye soruyorum. Yüzümü inceliyor önce hiç yadırgamadan cevap veriyor: "Ben şiddete karşıyım. Kadın dövülür mü! Bir fiske bulmadım ben karıma. Sonuçta o da insan."
'BEN DE DAYAK YEDİM'
"Bir kere vurmuşluğunuz vardır mutlaka" diyoruz. "Yok" diyor ısrarla. Aklından yüzüme ne olduğunu sormak bile geçmiyor. Anıtın kenarındaki parmaklıklar kaldırıldığından yerlere, çimenlere oturmuş insanlar. Ben de gidip başörtülü bir kadının yanına oturuyorum. Çaktırmadan yüzüme bakıyor yan yan. Sonra dayanamayıp soruyor:
- Yok. Dayak yedim.
- Kocam. Çok belli oluyor mu dayak yediğim?
- Siz evli misiniz?
- Hiç dayak yediniz mi kocanızdan?
- Sadece bir tane mi tokat yediniz? Devamı gelmiştir onun.
- Ne yaptınız peki tokattan sonra?
'BEN MORARTMAM'
Onun yanından da ayrılıp birkaç kişiye gazeteci olduğumu söyleyerek röportaj yapmak istiyorum. Kaçıyor çoğu. Ya da yemin billah ediyor kadınlara el kaldırmadıklarına dair. Sadece biri kabul ediyor birkaç kez karısını dövdüğünü. Ticaretle uğraşan Celil Bey. Adını yazıyoruz çünkü gazeteci olduğumuzu biliyor. İsteyerek veriyor röportajı.
- Bilmem. Saymadım.
- Yok. Ben morartmadan dövüyorum.
- O kadar güçlü vurmuyorum.
- Kabahati olduğunda.
- Siz dayak yemiş olamazsınız. Başka bir şeydir o. Dayak yiyecek birine benzemiyorsunuz. Halbuki insanın nasıl göründüğü, ya da toplumdaki yeri çok da önemli değil bu durumlarda. Nitekim istatistikler en çok da eğitimli kadınların dayak yediğini gösteriyor çünkü. Bunları içimizden geçirerek veda ediyoruz Celil Bey'e. Söylenecek çok şey var ama susuyoruz...
EN SON HABERLER
- 1 Muğla açıklarında 47 düzensiz göçmen yakalandı
- 2 14 yaşındaki çocuğu öldüresiye dövdüler
- 3 18-19 Mayıs'ta askeri müzeler ücretsiz
- 4 Ankara'da 19 Mayıs'ta bazı yollar trafiğe kapatılacak
- 5 Survivor 1. eleme adayı potada! TV8 ile 17 Mayıs Survivor dokunulmazlık oyununu kim kazandı, aday kim oldu?
- 6 Mahkemede skandal itiraz! Avukat, mahkeme heyetini ‘başörtülü’ diyerek reddetti
- 7 SON DAKİKA | Başkan Erdoğan'dan Erkan Yolaç için taziye mesajı
- 8 Gerçek Müge Anlı’da ortaya çıkmıştı! Muğla’da Şaban Ataş cinayetinde 3 şüpheli tutuklandı
- 9 Alanya'da yanan otomobildeki Polonya uyruklu 2 kişi hayatını kaybetti
- 10 T1 hattında korkunç kaza! Beton mikseri çarptı, tramvayın camları kırıldı