Türkiye'de Bartın yöresinde kayalık mevkilerde yetişen ve endemik bir bitki olan Kayacık Ağacı şimdi ismini tesbih ustası emekli öğretmenin yaptığı Tespihlerle duyurmayı hedeflerken, teşbihlerin kutusunun içine de ağacın hikayesini koyuyor. Amacının Kuka ağacından yapılan teşbihleri gibi Müslüman ülkelerinde Kayacık ağacından yapılan teşbihleri tanıtmak olduğunu belirten tespih ustası Boz" Hindistan, Endonezya gibi tropikal ülkelerde yetişen Kuka ağacından yapılan teşbihler herkes tarafından bilinir. Tespih ustası olarak ben de sadece Bartın yöresinde yetişen, Kayaların arasından çıkan, güçlü, sert ve süt beyazı bir ağaç, kayaların arasından çıktığı için de Kayacık Ağacı olarak anılan bu endemik ağaçtan tespih yapmaya karar verdim. "
HER AĞACIN HİKAYESİ OLMAZ AMA KAYACIK AĞACIN HİKAYESİ VAR
Türkiye'de geçmiş zamanlardan günümüze kadar gelen hikayesi olan çok nadir bir ağaç olduğunu belirten tespih ustası İbrahim Boz" Cebrail Keleş tarafından 2023 yılında kaleme alınan ağacın hikayesi şu şekilde; Bundan yıllar yıllar önce Anadolu'nun bir yerlerinde yaşanan, belki de Çatalzeytin'in denize bakan köylerinde yaşayan ak saçlı dedeler, kocamış neneler ocak başında, ateş karşısında, uzun kış gecelerinde torunlarına, çocuklara bir masal anlatırlarmış. Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde diye başlarmış masal. Güzel mutlu insanların yaşadığı bir köy, o köyde yaşayan güçlü kuvvetli yakışıklı bir delikanlı ve köyün en güzeli olan merhametli iyi yürekli köyün beyinin kızının masalıymış bu. Gözü kara yüreği temiz delikanlı görür görmez vurulmuş kıza. Al demiş yüreğim senin olsun, sensiz atmayacak bu kalp bir daha diye de yemin etmiş. Kız da yanmış kavrulmuş, bu kollar senden başkasını sarmayacak sonsuza kadar diye söz vermiş.Gençler sevdalı ama ne aileler ne de köy ahalisi kabul etmişler bu sevdayı. Davul bile dengi dengine diyerek en başta köy halkı karşı çıkmış. Ne yaptılarsa kimse anlamamış, bilmemiş. Ne delikanlı ne de kız bu köyde bir gelecekleri olmayacağını anlamışlar ve yepyeni bir hayat için yaşadıkları yeri geride bırakıp denizden uzağa dağlara doğru kaçmaya karar vermişler. Kaçmak için gün sayarken, duyulmuş onların kaçacağı kilitlemişler evi ocağı. Hangi kilit durabilir aşkın sevdanın önünde. Onlarda bir şekilde kavuşmuş, buluşmuş çıkmışlar dağlara doğru bir gece yarısı.
Artık bir kovalamaca başlamıştır. Gençler yeni bir hayat için herkesi geride bırakıp kaçarken, Aileler bu durum kimseye örnek olmasın diye cezalandırmak için peşlerine düşmüşler. Yol iz bilmeyen gençler dağ tepe bilmeden ilerlemişler. Çok sürmeden ne yol kalmış ne de bir iz. Arkalarında kızgın kalabalık önlerinde ise aşılmaz bir yar, uçurum varmış. Gidecek yerleri kalmamış. Ya teslim olup onların istediği hayatı yaşayıp mutsuz bir ömür sürecekler, ya da kısa da olsa mutlu bir şekilde yaşadık diyerek hayatlarını burada noktalayacaklardır. Birbirlerine bakarlar, Delikanlı elini yüreğine götürür, bu yürek sensiz atmayacak diye söz verdim der, Kız kollarını açar bu kollar seni sonsuza kadar saracak der. Delikanlı elini uzatır, kız yaslanır onun göğsüne. Öykü/masal burada sona erer. Aradan yıllar geçer, herkes bu hikâyeyi unutmuşken o uçurumun yamacında bir ağaç büyümeye başlar. Hemen yanında da bir başka fidan boy vermeye başlar. Kayaların çatlağında su, toprak, gübre olmadan büyüyen ağaca kayacık derler, yanındaki de ardıçtır. Ne kadar da kırsalar dalını budağını o asla uçurumdan vazgeçmez. Ha bire boşluğa/uçuruma gitmeye çalışır. Ama her zaman ona yaslanan ardıç ağacı engeller düşmesini. Sarar kollarını kayacığa bırakmaz uçuruma. O gün bu gün iki ağaç yüzlerce yıldır birlikte büyürler denize bakan yamaçta, hiç denizi görmeden derin bir uçurumun yamacında yaşarlar. Bir yanda her daim yeşil ardıç ağacı, bir yanda düşüverecekmiş gibi yana yatmış kayacık. Bu dağlarda ağaçlar kolay kolay yetişmez. Toprak ister, su ister, güneş ister. Yoksa büyümez kuruyup gider. Kayacık ağacı ise masaldaki delikanlı misali dik bir ağaçtır. Çok serttir. Özü de sözü de içi de dışı da birdir. Masaldaki delikanlıyı özünde taşır sanki kimseye de mihneti yoktur. Ne su ister, ne de toprak, bulduğu kaya çatlaklarına yerleşir. Filiz vermesi bile yıllar alır." Yaptığımız Kayacık ağacı tespihlerin kutusunun içinde "Bu tespih Özü de sözü de içi de dışı da birdir." Yazısı ile birlikte veriyoruz.
Sert bir ağaç olmasına rağmen işlemesinin çok kolay olduğunu belirten Boz" Bu ağaç güçlü bir ağaç ve zor şartlarda nasıl ayakta durulduğunu, yaşam mücadelesi verildiğini öğreten de bir ağaç. Sert bir ağaç olmasına rağmen işlemesi kolay bir ağaç, kullanımı ve çekimi de çok hafif, bilindiği gibi tespihlerde aranan en büyük özelliklerinden biri de hafif olmasıdır, o zaman çekimi daha güzel olur, akışkan olması, hafif olması, çekimi güzel olması, çektikçe renk alması teşbihlerde aranan özelliktir ve bu özellikleri taşıdığı için Kayacık ağacından tespih yapıyoruz.
KUKA AĞACININ YERİNE KAYACIK AĞACI TESPİHİ
Kayacık ağacını tanıtmak için tespih yapmaya karar verdiğini belirten tespih ustası emekli Öğretmen İbrahim Boz" Bildiği gibi gibi özellikle Müslüman ülkelerde rağbet gören tropikal ülkelerde yetişen kuka ağacından yapılan teşbihler var. Ben de sadece bizim yöremizde yetişen Kayacık Ağacından teşbih yaptım, Çok güzel bir ağaç, bembeyaz, sert ve görünümü hoş bir ağaç. Bu ağaçtan yapılan teşbihlerin kokusu yo ama çektikçe rengi sütlü kahverengini alıyor. Özellikle koleksiyoncular tarafından yoğun ilgi görüyor." Endemik bir bitki olduğu için kesilmesinin yasak olduğunu belirten tespih ustası emekli öğretmen Boz" Bu ağaç koruma altında, kesilmesi yasak kesenlere ise büyük meblağ da hem para hem de hapis cezaları uygulanıyor. Ben bu ağacın kuruyan atıl olan dallarını Orman işletmesinden izinli olarak temin ediyorum. Öyle büyük parçalar değil 1 veya 2 cm çapında, 7 ila 30 santim boylarında temin ettiğimiz Kayacık ağacı dallarını, tornalayarak tespih haline getiriyoruz.
33'LÜK BİR TESPİH 4 BİN TL YE ALICI BULUYOR
Usta çırak ilişkisi içinde çalıştıklarını belirten Boz" Şu anda 22 öğrencim var, bunlardan 6 tanesi kalfa düzeyinde, diğerleri çırak düzeyinde, bir usta 8 saat içinde 33 lük 2 tane Kayacık Ağacından teşbih yapabildiğini, şekil ve büyüklüğüne göre bir Kayacık Ağacından yapılan 33 lük tespih Bin 500 TL ila 4 Bin TL arasında satılırken, özellikle koleksiyoncular ve tespih merakı olanlar yoğun ilgi gösteriyorlar"
BUNU BİR MARKA HALİNE GETİRMEK İÇİN ÇALIŞIYORUM
Bu tespihleri bir marka haline getirmek için çalıştığını belirten tespih ustası Boz, "Mesela Erzurum'un bir Oltu taşından yapılan tespih bir marka haline geldiyse, yine Kuka ağacından yapılan tespihler bir marka haline geldiyse, bende bu Kayacık Ağacından yapılan tespihleri marka haline getirmeyi düşünüyorum, bunun için çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyorum, gittiğim her yere götürüyorum, Fuarlarda Belediye standında sergiliyoruz. Tanıtmak için yoğun çaba halindeyiz."