Pazar 11.10.2009 13:04
Son Güncelleme: Pazar 11.10.2009 13:15

Mehmet'e ilk gıcık olmuştum!

Yurtiçinde olduğu kadar yurtdışında da durmadan çalışan manken Tülin Şahin, "Boş durmayı hiç sevmem" dedi ve ekledi: "Siz hiç kar yağdığı için okula gidemeyip ağlayan bir çocuk duydunuz mu? İşte o çocuk benim!"
* TÜLİN ŞAHİN FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYINIZ...
On parmağında on marifet olan manken Tülin Şahin, boş duramıyor! Hızlı yürüyen ve hızlı konuşan yapısıyla etrafındakilerin başını döndüren 29 yaşındaki top model, "İstesem de yerimde duramıyorum" diyor. Instyle dergisinin ekim sayısına röportaj veren Tülin Şahin; meslek tutkusunu ve eşi Mehmet Özer'le ilişkisini anlattı.

Yavaş konuşabilmek için diksiyon dersleri alıyorum. Televizyonda da kendimi kaptırıp çok hızlı konuşuyorum. Aslında hızlı konuşarak vakit kazanmıyorum. Çünkü karşımdaki ne söylediğimi anlamayınca, aynı cümleyi en az iki kere tekrar etmem gerekiyor. Ama bu benim huyum işte... Ben kuliste hızlı giyinip, podyumda da hızlı yürüyorum. Biraz yavaşlamam lazım anlayacağınız...
BOŞ DURAMAM Kİ!
Boş durmayı hiç sevmem. Mucize eseri boş bir günde evde olursam resim çizerim. Oyalarım kendimi bir şekilde... Siz hiç kar yağdığı için okula gidemeyip ağlayan bir çocuk duydunuz mu? İşte o çocuk benim!
Danimarka'da kışın çok kar yağıyor tabii. Bir gün öyle çok yağmış ki, yollar kapanmış. Okula gidemiyoruz. Ben okulun tatil olduğuna inanmayıp müdürü aramak istiyorum. Gerçekten tatil olduğunu öğrenince de kızıp, 'Neden ama bugün çok heyecanlı bir dersimiz vardı' diyorum. İşte bu huyum hala devam ediyor. Boş duramıyorum ben!
Bazılarına göre çok çalışan, güzel bir aile hayatı olan sıkıcı bir insan sayılabilirim... Arkadaşlarım beni aradıklarında, 'CEO Tülin'le mi görüşüyoruz?' diye espri yapıyor. Ama benim gibi bir meslek yapıyorsanız, pratik olup her anı değerlendirmeniz lazım.
RÜYA GİBİYDİ
İlk işim; bir İtalyan ayakkabı firması için Paris'te yapılan bir çekimdi. 1998 yazıydı ve o anda şehirde Dünya Kupası vardı. Sokakta çekim yaparken başımın üzerinden bayraklar geçiyordu. O görüntüyü hala unutamam. Rüya gibi bir meslek diye düşünmüştüm.
En cool partiler, kimsenin ulaşamayacağı tasarımcılar elimizin altındadır ama işin o kısmı hiçbir zaman ilgimi çekmedi. Seyahat edebilme özgürlüğü her zaman daha cazip geldi bana. Çünkü ne zaman seyahate çıksam, çantamın içinde bir sürü fikirle döndüm. Onların hepsi de işe yansıdı. Kitaplar çıktı, internet sitesi çıktı. Çok seyahat edebilmek insanın hayatındaki büyük şanslardan biri...
Mesleğimde her türlü dinden, ırktan ve kültürden insanla beraber çalışıyorum. Her şeyi yerinde görüyorum, kokluyorum, hissediyorum. Bu kadar çok seyahat etmek insanda ön yargı diye bir şey bırakmıyor.
BİSİKLETİN NEREDE?
Üç dakikada bavul toplayıp, beş dakikada evden çıkabiliyorum ama ne yazık ki trafik nedeniyle 45 dakikada havaalanına zor ulaşıyorum. Trafiğe karşı pratik bir çözüm bulamadım. Bizim yakada (Kadıköy) her yere bisikletle gidiyorum.
Artık komşular da alıştı, beni yürürken görünce 'Tülin bisikletin nerede?' diyorlar. Yaz aylarında bizim oralar tatil köyü gibi oluyor. Bayılıyorum. Beni sahil yolunda yürürken ya da bisiklete binerken görebilirsiniz.
Evde temizlik ve düzenden ben sorumluyum. Mutfağı ise eşime bıraktım. Evde yemek bakanı Mehmet'tir. Aslında işi yiyecek-içecek danışmanlığı...
Şu anda CNNTürk'te yemek programı hazırlıyor. Dünyanın en güzel yemeklerini yapıyor. En iyi aşçı bizim evde! O yüzden bende yemek yapma bilgisi sıfır. Ehh, bir şey de elimden gelmesin...
lk gördüğümde gıcık olmuştum! İlk gördüğümde gıcık olmuştum!
Mehmet'le 2001'in mayıs ayında Acun Ilıcalı'nın vasıtasıyla tanıştım. Aynı gün tanıştığım Selim'i çok sevdim ama Mehmet'e gıcık oldum. Acun'un, 'Tülin de bekar, Mehmet de... Birbirlerine ayarlayalım' diye bir düşüncesi yokmuş ama nasıl olduysa, biz birbirimizi yavaş yavaş sevdik. Tanıştığımızın haftasına da birlikte yaşamaya başladık.
2001 Ağustos'unda ajansımdan bir telefon geldi. 'Milano'da altı aylık ev tutuldu. Bütün anlaşmalar yapıldı. Bekliyoruz' dediler. Şoke oldum. Ama Mehmet o kadar büyük destek verdi ki bana. Ve altı aylığına gittim Milano'ya... Tabii aralarda o geldi Milano'ya, ben geldim İstanbul'a. O zamandan beri birlikteyiz.
Çiftlerin farklı sosyal çevrelerinin olması o ilişkiyi besliyor bence. Herkes, 'Bunca yoğunluk arasında nasıl görüşüyorsunuz?' diye soruyor. Neden görüşemeyelim ki! Sabah işe giderken çıktığım ve akşam geldiğim yer evimiz. 24 saat birlikte olan çiftlerin birbirleriyle konuşmadıklarını fark ediyorum...

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.