Pazar 11.02.2013
Son Güncelleme: Pazar 10.02.2013

'Mezarını açtırma kararını sakladım'

Arafat'ın zehirlendiği iddiaları için, eşi Süha Arafat şöyle konuştu: İlk başta otopsi isteyemedim. Ama eşyalarında yüksek oranda radyoaktif madde çıktı. Kimse mani olmasın diye de mezar açma kararını son ana dek gizledim

Sunuş
Yaser Arafat, Filistin Kurtuluş Örgütü'nü kurduğu 31 yaşından beri Azrail'le 44 yıl boyunca köşe kapmaca oynadı. Kim bilir kaç kez suikast girişiminden kurtuldu. Yıllar önce iç savaş sırasında Arafat'ın davetiyle Beyrut'a gittiğimde suikast tehdidi altındaki efsanevi lider iki gece aynı yerde bile uyumuyordu. Beyrut'tan sürülüp Tunus'a sığındığı zaman da suikast girişimleri ve uçak kazaları birbirini izledi. Ama ne olduysa 25 Ekim 2004 günü karargâhında kurmaylarıyla toplantıya başlamasından kısa bir süre sonra oldu. Bir anda kusmaya başladı. Aslında sadece basit bir soğuk algınlığı vardı. Arafat'ın durumu birkaç gün içinde ağırlaşınca Fransız hükümetinin gönderdiği özel jetle apar topar Paris'in banliyösü Clamart'taki askeri hastaneye kaldırdılar. Ama Arafat 3 Kasım'da artık derin komadaydı. Önce bitkisel hayata girdiği, beyin ölümünün gerçekleştiği haberleri yalanlandı. Sonra gerçek süratle ortaya çıktı. O günlerde Süha Arafat'la Filistinli yöneticiler arasında da kavga patladı. Ramallah'a gidip Arafat'ın yaşadığı evi dehşet içinde gören Süha, "Abu Ammar'ı gömmeye çalışıyorlar" diye bağırıyordu. Arafat 11 Kasım 2004'te, saat 03.30'da Azrail'le 44 yıl süren köşe kapmacayı kaybetti. Fransız doktorlara göre Arafat'ın ölümünün nedeni "İdiyopatik trombositopenik purpura" ve sirozdu. Yani 75 yaşındaki Arafat'ın sadece iki hafta içinde tüm yaşamsal organları iflas etmişti. Peki, neden Süha Arafat otopsi istemedi? Ölümünden yıllar sonra patlayan soruşturmayı da Süha Arafat'la açık açık konuştum. Tarihi sırları aydınlatan söyleşimize devam edelim. NB
***
Aslında, Arafat gibi dünya siyasetine damga vuran, Ortadoğu'nun büyük oyuncusu ile karısının büyük kavgaların yanı sıra acılar ve hüzünle yoğrulan hayatını 3 güne sığdırmak imkânsız. Ama Süha Arafat anlatmak istiyordu. Bir ara yorulduğunu fark edip "İstersen ara verelim. Sonra devam ederiz" dedim. Süha "Yok devam edelim" dedi. Kuşkusuz en zor sorular Yaser Arafat'ın ölümünün ardından patlak veren olaylar zinciriyle ilgiliydi. Neden ölünce otopsi yapılmasını istemedi? Neden yıllar sonra mezarının açılmasına karar verdi? Ve Arafat gerçekten zehirlendi mi?
'OTOPSİ AKLIMA GELMEDİ'
"Arafat'ın ölümünün üzerinden 9 yıl geçtikten sonra neden ölüm nedenini araştırmak için büyük bir kavgaya girdin? Neden şimdi zehirlendiğine inanıyorsun?"
"Yıllarca Arap dünyasında nereye gitsem sokakta durdurup 'Neden araştırmıyorsun' dediler. Öldüğü zaman otopsi yapılmasını istemedim çünkü kimse otopsi yapalım mı diye sormadı. Zaten cenaze Filistin yönetiminin elindeydi. Fransız makamları bana Arafat'ın zehirlenme dahil hiçbir sorunu olmadığını söyledi. O anda aklına zehirlenmiş olabileceği gelmedi. Ama kimse de nükleer araştırmaya girmedi. Sadece dünyadaki en önemli hastalıkları, mikropları ve Asya'da ve Afrika'daki virüsleri araştırdılar. Kalp, kanser, böbrekler… Bebek kadar temizdi. Otopsi aklıma gelmedi. Zaten cenazeyi de ben almadım." "Peki, yıllar sonra vücudundaki yüksek polonyum nasıl bulundu?" Süha anlatmaya devam etti: "El Cezire'den bir gazetecinin ısrarları sonucunda şans eseri ortaya çıktı. Ona güvendim çünkü daha önce de ABD Dışişleri Bakanlığı'nın güvenlik biriminde çalışıyordu ve Washington'a gittiği zaman sürekli Arafat'ın yanındaydı. 6 ay boyunca Arafat'ı tedavi etmeye çalışan 50 doktorun raporlarını inceledi. Sonunda Lozan'daki nükleer laboratuvara gitti ve bana gelip kalan eşyalarını istedi. Ona diş fırçası, iç çamaşırı ve pijaması gibi kişisel eşyalarını verdim. 3 ay sonra eşyalarında ciddi miktarda polonyum (radyoaktif bir madde) bulundu. Aslında polonyum tabiatta var ama Arafat'ın eşyalarında yüksek miktarda bulundu."

KIZI ZAHWA'DAN DNA ALDILAR
"Bunun üzerine araştırmayı derinleştirmeye başladı. Araştırma sonunda yüzde 60 oranından daha fazla polonyum saptandı Bana mezarın açılıp kalıntılar üzerinde araştırmayı derinleştirmemi tavsiye ettiler." O anlatırken araya girip "Mezarın açılmasına karar vermek zor mu oldu?" diye sordum. Süha Arafat "Kolay değildi. Filistin yönetimi için şok oldu. Araştırma kararını verdiğim zaman kimsenin haberi yoktu" diye yanıtladı. "Mahmud Abbas'a da önceden bildirmedin mi?" diye sorunca da "Evet bildirmedim" deyip nedenini şöyle anlattı: "O benim kocamdı ve ne olduğunu ortaya çıkartıp öğrenme hakkım var. Kimsenin durdurmaması için son dakikaya kadar mezarın açılması talebimi gizli tuttuk. Mahmud Abbas çok çok iyiydi. Mezarın açılmasına mutabık kaldı. Mahmud Abbas olmasaydı mezar açılamazdı."

4 KOLDAN ARAŞTIRILIYOR
"Arafat'ın yeğeni karşı çıktı değil mi?"
"Evet. Ama Mahmud Abbas da gerçeği öğrenmeye karar verdi ve bana çok yardım etti. Araştırmayı yürüten dört ayrı merkez var. Ruslar bu alanda çok iyi... İsviçre laboratuvarı, Fransız mahkemesi ile Filistin yönetimi de ayrı ayrı araştırıyor. Fransız yetkililer sonucu 20 Haziran'da açıklayacaklarını bildirdiler. Ruslar, şubat sonunda belki araştırmayı sonuçlandırabileceklerini söylediler." Ve en hayati soru: "Ya gerçekten zehirlendiği ortaya çıkarsa kimin yaptığını nasıl bulacaksın?" Süha hiç tereddüt etmeden yanıt verdi: "Bu sorun olacak tabii kimseyi suçlayamam. Yargının son raporunu kararını beklememiz lazım. Ancak Filistin Yönetimi veya Mahmud Abbas'ın atadığı komite daha derin bir soruşturma başlatabilir. Ben görevimi yapmış olacağım. Benim görevim gerçeğin aydınlanması."

KİM ÖLDÜRDÜ? VE NASIL?
Öyle görünüyor ki, Arafat'ın gerçekten polonyumla zehirlendiği ortaya çıkarsa daha büyük bir tarihi tartışma başlayacak: Arafat'ı kim zehirledi? Ve eğer İsrail yaptıysa Arafat'ın yanına kadar İsrail ajanları nasıl sızdılar? Bence patlak verecek bu tartışmada daha önemli bir soru var: "Gerçekten zehirlendiyse kimin yaptığı bulanabilecek mi? Yoksa Arafat suikastı da tarihin karanlık koridorlarında mı kalacak?" Tarihte aydınlatılamayan o kadar çok zehirlenme olayı var ki!.. Büyük İskender'den Fatih Sultan Mehmet'e Wolfgang Amadeus Mozart'tan, Napolyon'a kadar! Süha Arafat, suikastın ardındaki karanlık eli araştırmayı ise Filistin yönetimine bırakıyor. Ve "Zehirlendiği ortaya çıkarsa tek bir görevim kalıyor" diyor: "Arafat'ın Kudüs'e gömülmesini sağlamak."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.