Mikro-nesil geliyor hazır olun

Hani "Benim yaşım bunu görmeye yetmez" diye başlayarak kurduğunuz cümleler vardır. Devamı, günümüzde kabul edilmesi veya uygulanabilmesi güç düşüncelerle gelir. Şimdi ben de bu cümlelerden kuracağım: "Mikro-nesiller geliyor. İnternetten küresel ortak bir dil ve kültür doğacak. Eğitim yöntemleri değişecek. Sanal sınıflar oluşacak. Çocuklar, video oyunu üzerinden eğitilecek." Ancak biz tüm bunları gözlerimizle göreceğiz. Üstelik öyle 10-20 değil, üç beş yıl sonra. New York Eyalet Üniversitesi (NYU) Empire State Fakültesi dünyanın e-eğitim veren ilk ve en prestijli okulu. Robery J. Clougherty, fakültenin Yüksek Lisans Programları Dekanı. 17 yıldır e-eğitim veriyor. Alan Belasen ise fakültenin e-mba programları başkanı. Türkiye'de Anadolu Üniversitesi ile e-mba eğitimi işbirliği yapan iki akademisyen, dünyanın dört bir yanındaki üniversitelerde fiziksel olarak veya internet üzerinden ders veriyor. Brezilya'dan Türkiye'ye özel sektöre, insan kaynakları ve e-eğitim programları sunuyorlar.

SANAL SINIFTA EĞİTİM
Şimdi internetin ileride nasıl bir dünya yaratacağını ben anlatsam inanmayacaksınız. En iyisi geleceği, dünyanın nabzını tutan iki bilim adamı anlatsın:
Clougherty: Bugünün gerçeği, eğitimde sınırların, sınıf duvarlarının yıkılmış olması. Biz NYU'da wikispace isimli internet sitesinde sanal sınıflar oluşturduk. Bir öğrenci yaptığı deneyi wikis'e kaydetti. Bir başka öğrenci de siteden o rapor üzerinde görüşünü bildirdi. Sınıfta yapamayacağımız şeyleri internet ortamında yapabildik.
Belasen: Bugün gençlerin öğrenmesi gereken birinci şey, neyi öğrenmeye ihtiyacı olduğu ve internet üzerinden nasıl ulaşacağı. Yoksa gereksiz, zararlı yerlere takılıp kalırlar.
Clougherty: İnternet, eğitim kavramına çoklu yöntemler de getiriyor. Bir kişi sınav sisteminde birkaç soru sorulmasını, kimi çoktan seçmeli yöntemi, diğeriyse yaratıcı bir öğrenme modelini tercih edebilir. Son eğilim video oyunları üzerinden eğitim. NYU kampusunda öğrenciler, çimler üzerinde oturup video oyunu oynamaktan sınıfa girmiyor. Peki dersle oyun arasında neden yapay bir çizgi çekiyoruz? Internet ve teknoloji bizim günlük hayatımızın bir parçasıysa neden eğitim için kullanmayalım? Şimdi bu konunun üzerinde çalışıyoruz. Amaç, sınıfları gerçek hayatın bir parçası haline getirmek. Eğitim kişiselleşiyor. Tıpkı Facebook, Twitter gibi. Twitter'ın içinde bir araç olarak kurulan "one forty" üniversitesi de buna iyi bir örnek. Her pazartesi Twitter'ınıza bir ders gönderiliyor. Her cumartesi sınav var.
Belasen: Küresel internet iletişiminde sorunu, bilgisayar ekranında kolay yanlış anlaşılabilen (soft touch) kültürlerle yaşıyoruz. Türkler iletişimlerinin çoğunu konuşmadan, görünmeyen bir dille hallediyor. Peki ama bunları internette nasıl anlatacaksınız? Brezilya'da da aynı sorunları yaşıyoruz.
Clougherty: Öte yandan deneysel olarak kullandığımız Amerikalı ve Japon mimarlık fakültesi öğrencileri, birbirlerinin ev kavramını internet üzerinden anlamak için önce bir dil üzerinde uzlaştılar. İnternet bizi ortak bir dile zorluyor. Çünkü sonuçta bilgisayar, duygusallıktan yoksun bir iletişim aracı. NY Times geçenlerde mikro-nesiller geliyor tanımı yaptı. Bu nesil, eski bir teknoloji olduğunu düşündükleri için e-mail yerine, cep telefonundan eksik harflerle mesajlaşmayı tercih ediyor. Ama sonuçta bu Facebook ulusunun dilini anlamak zorundayız.
VİDEO OYUNLU EĞİTİM DÖNEMİ
Zelda, World of WarCraft, Civilization gençlerin çok iyi bildiği strateji video oyunları. Aynı zamanda interaktif medya ve eğitim tekniği olarak kullanılan araçlar. "Video oyunları ve öğrenme topluluğu" isimli Amerikalı akademik grup, bu oyunları önce kendi aralarında deneyerek strateji geliştirme, alternatif düşünme gibi interaktif medya teknikleri geliştiriyor. Aralarında doktora öğrencisi Esra Alagöz'ün de bulunduğu Winsoncin- Madison Üniversitesi'nden bir ekip, okuldan kopan ilköğretim çocukları üzerinde deneyler yapıyor. Amaç; çocukların bilim ve matematiğin karmaşık dilini anlamalarını, yaratıcı düşünmelerini ve "tech-savvy", yani teknoloji bilgili olmalarını sağlamak. ABD Savunma Bakanlığı, ABD Ordusu, kamusal ve özel sektörü de video oyunlarını eğitim aracı olarak kullanıyor. ABD Eğitim Bakanlığı'nın 1996-2008 arasında gerçekleştirdiği binden fazla deneysel araştırma, e-eğitim alan öğrencilerin, örgün eğitim alanlardan daha başarılı olduğunu gösterdi.