İstanbul'da
3 çocuklu resmi nikahlı eşin kumasına tazminat davası açması, kuma geleneğinin yaygın olduğu Doğu ve Güneydoğu'da farklı yansımalara neden oldu. Kadın dernekleri "Emsal olursa, kadınları bilinçlendirerek davalar açtırabiliriz"ve "Bu karar kadınları birbirine düşürür. Suçlu olan erkektir, o cezalandırılmalı" görüşüyle ikiye ayrıldı. Nebahat Akkoç (Kadın Merkezi (KAMER) Başkanı): Bu tür davalarla kadınlar birbirleriyle hesaplaşmak zorunda kalır. Burada esas olan, kumalığı meşru kılan zihniyeti kırmak. Yani 3 veya 4 kadınla evlilik yapan erkekten hesap sorulmuyor. O adamla evlenen kadına dava açılıyor, bu son derece yanlış. Avukat Semire Nergiz (Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Danışma ve Uygulama Merkezi üyesi): Dava açılması gereken kişi kuma değil kocadır. Toplumsal barışı, kadınlar arasındaki barışı da zedeler. Avukat Sezgin Tanrıkulu (Türkiye İnsan Hakları Vakfı Diyarbakır Temsilcisi): Kadının kendi kusurlu davranışı da var. Eşinin ikinci kez evlenmesine rıza göstermiştir. Hem kumaya, hem de eşine tazminat davası açabilirdi. Ama caydırıcı etkisi olacağını düşünüyorum. Suna Şahin (Mavi Göl Kadın Derneği Başkanı): Dava bizim açımızdan bir umut oldu. Bu, kuma geleneğine bir isyandır. Temennimiz mahkemenin olumlu sonuçlanmasıdır. Şehirlerdeki kuma geleneğinin yerini batı illerinde olduğu gibi 'metres' hayatı almış durumda. Zengin evli erkekler eşlerinden çekindiği için metres hayatı yaşadıkları kadınlar için gizli olarak ikinci ev tutmaya başladılar. Hamide Yeni (Saray Kadın Derneği Başkanı): Bu dava güzel bir gelişme. Bizleri sevindirdi. Eminiz ki olumlu sonuçlanır. O zaman bölgedeki kadınları bilinçlendirmek için bu kararı kullanacağız.