Pazartesi 01.04.2013
Son Güncelleme: Pazartesi 01.04.2013

Köyün eski canlılığını özlüyoruz

Gökçeada'daki Rum ilkokulu 50 yıl sonra açılıyor. Ancak adadaki 300 kadar yaşlı Rum buruk: Evlatlarımızın geri gelmesi zor. Okulda 300 çocuk okurdu. Şimdi gençlere hasretiz

Katina teyze, Zeytinliköy'deki taş evinde tozlu raflara doğru yürüdü... 83 yaşın verdiği ağırlıkla bükülen bacakları yürümesini zorlaştırıyordu. Eğildi, gıcırdayan dolabın kapaklarını açtı, kucak dolusu albümle geri geldi. "Alın size benim geçmişim" dedi. Ben ve foto muhabiri arkadaşım Murat, albüme baktığımızda kalabalıklar içindeyken sadece bir günde hayatta nasıl tek başına kalınabileceğini gördük. Ardından da duvarda asılı duran okul takvimini aldı. Yıllarını o Rum ilkokulunda, yüzlerce çocukla geçirmişti. Kucağına koydu, komşusu Mary'yi çağırdı ve siyah beyaz resmi alarak bizlere gülümsedi. Bizi gördüğüne çok mutluydu çünkü artık köylerinde kimse kalmamıştı ve neredeyse 55 yıldır her gün birbirlerini ziyaret etmekten sıkılmışlardı. Gençlerin sesine ve yeni bir yüze hasretlerdi...
EŞYALARINI BIRAKIP GİTTİLER

Türkiye'de güneşin en batıdan denize gömüldüğü yer olan Gökçeada, zeytin ağaçlarının gölgesinde 8 bin nüfusuyla, ulaşması uzak olduğundan herhalde biraz unutulmuş. Son günlerde üzerindeki Rum İlkokulu ile geldi gündeme. Adanın Zeytinliköy'ünde bulunan kapalı okulun yeniden faaliyete açılması, Rum cemaatini sevindirdi. Okul eylül ayında ilk öğrencilerini alacak. Önce 1959'daki 6-7 Eylül olayları, ardından da 1974 Kıbrıs harekâtı, 8 bine yakın Rum'un evlerini terk etmesine neden olmuş. Geriye kalansa, eşyalarıyla terk edilmiş yüzlerce hane, kahvede ve evlerinde vakit geçiren yaklaşık 300 yaşlı Rum ve cemaatin dolduramadığı 250 kilise... Rumlar okulun açılacak olmasını buruk bir sevinçle karşılarken, bize yurt dışında yaşayan çocuklarının ve torunlarının gelmesinin ne kadar zor olduğunu da yaşlı gözlerle anlattılar.
PATRİK'İN DOĞDUĞU KÖY

Kıvrıla kıvrıla ilerleyen dik bir yamaçtan arabayla Zeytinliköy'e ulaştık. Burası hem açılan ilkokulun bulunduğu hem de Fener Rum Patriği Bartholomeos'un doğduğu köy. Bizi ilk karşılayan, yeni restore edilen sarılar içindeki okul oluyor. 50 yıl önce sobadan çıktığı belirtilen ancak tam olarak nedeni bilinmeyen bir yangında harap olan okul, Patrikhane'nin desteğiyle yenilendi. Okulun hemen yakınında oturan Murat Özgünaydın, köye Selanik'ten köklerini görmek için gelen bir Rum ile evli bir Türk. Okulun açılmasına sevinse de kendi çocuklarını göndermeyeceğini söyledi. "Ne tür bir eğitim yapacakları belli değil ki" derken adada yaşlı nüfusu hatırlatarak, "Kim gidecek? Burada Rum ölüyor, genç yok diye cenazeyi biz taşıyoruz" dedi. Özgünaydın'ın tahminine göre, okulun hemen çaprazındaki Rum cemaatine ait İmroz Derneği'nin altındaki yurt, köye gelip okumak isteyen Rum çocukların kalabileceği bir yer olarak kullanılabilir. Köyde ilerlerken bir tanıdık aracılığıyla Katina teyzenin kapısını çaldık. Doğma büyüme Gökçeadalı olan Katina Karavasilaki, iki katlı, yanında müştemilatı da olan evde 83 yılını geçirmiş. Bize hemen tarçınlı çay ile hâlâ sıcak olan kek ikram etti.
DÖNSELER NE İŞ YAPARLAR?

Yıllar önce eşi Niko da vefat edince, hatıralarıyla baş başa kalan Katina teyzenin bir çocuğu ve iki torunu Yunanistan'da yaşıyor. Çocukları ancak yılda birkaç kez ziyarete gelen Rum teyze fotoğraflara bakarak eski köyünü anlatmaya başladı: "Ben o Rum ilkokulunda okudum. O zamanlar kalabalıktık. 300 çocuk vardı. Okulda hem Rumca, hem de Türkçe okurduk. Bahçede oyunlar oynardık. Bu köyde çocuk sesinden durulmazdı. Ama sonra o olaylar oldu işte. Komşularım, masada çatallarını bırakıp gemilerle kaçtı. Biz gitmedik. Ama okul yandı. Okul da kalmayınca çocuğumu gönderdim. Keşke yanmayaydı da göndermeseydim." "Peki okul şimdi açıldı, torun gelsin istemez misiniz?" diye sorduğumda, "Nasıl gelsinler bre güzel kızım. Bilmezler ki buraları, ne iş yaparlar" diye dert yandı. 3 yaş küçük olan komşusu Mary Okumuş ise köyü 18 yaşındayken terk etmiş. Ardından önce İstanbul, ardından Fransa, son olarak da bir süre Yunanistan'da yaşadıktan sonra topraklarına geri dönmüş. Onun da bir çocuğu ve iki torunu Yunanistan'ın bir adasında yaşıyor. Kıbrıs harekâtından sonra Rumlara yönelik tepkiler artınca kızını 6 yaşında Fransa'ya göndermiş. "Okul zamanlarımı çok özlüyorum" diye başladı anlatmaya: "Bir öğretmenim vardı Vahit Yılmaz. Okul kapanıp da adadan gittikten sonra bile bizi hep aradı. Köye selamlarını gönderirdi. Keşke gitmeyeydi de çocuklarımı da okutsaydı." Duvarda duran okulun eski öğrencilerinin olduğu takvimi aldık. 1950-51 yılına ait sayfada sınıf arkadaşı Patrik Bartholomeos'un fotoğrafını da gösteren Mary Okumuş, "Bunlar bu köyün çocuklarıydı. Şimdi çocuk arıyoruz da bulamıyoruz" dedi buğulu gözlerle.
AMA UMUT IŞIĞI DA VAR

Evden buruk duygularla ayrılırken köy meydanında bir kahve içmek için mola verdiğimizde, o buruk duygular yerini biraz da olsa umuda bıraktı. Çünkü Maki Katakolos (41) bize belki de hiç duymadığımız bir tersine göçün hikâyesini anlattı. Annesinin adı geçen Rum ilkokulunda okuduğunu söyleyen kahveci Katakolos, ne yazık ki yangın sonrası okumak için İstanbul'a gitmiş. Okul bitince iş için bir süre Yunanistan'ın yolunu tutmuş. Ancak yıllar geçtikçe adayı özleyen gencin yolculuğu iki yıl önce Gökçeada'da son bulmuş. Köy yaşamını kendisi kadar seven Ukraynalı bir eşi var. Okulun açılmasına en çok o seviniyor çünkü artık çocuklarını okutacak bir yer var. "Belki henüz doğmadılar, ancak göç etmek zorunda kalmayacaklar. Ben köyümü çok seviyorum ve asla da bırakmayı düşünmüyorum. Çocukları olanları da bekliyoruz" diyerek veda ediyor bize.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.