Perşembe 18.11.2021 18:00

‘Oyun sektöründe farklılık yaratanlar öne çıkacak’

Ace Games Kurucusu Hakan Baş, gelecekte e-ticaret ve oyun sektöründe farklılık yaratacak firmaların öne çıkacağını, Türkiye’nin de bu alanda önemli bir pozisyona geldiğini söyledi. Turkuvaz Medya Grubu’nun haftalık ekonomi dergisi Para tarafından online olarak gerçekleştirilen ‘5. Yeni Nesil Girişimcilik Zirvesi’nde konuşan Peak Games'in de kurucularından olan Hakan Baş, yerli mobil oyun şirketi Ace Games’in başarı hikâyesini katılımcılarla paylaştı.

Türkiye ve dünyadaki mobil oyun ve oyun sektörü ile ilgili görüşlerini paylaşan Hakan Baş, dünyada, özellikle İsrail ve Amerika'nın bu sektörde başı çektiğini hatırlatarak, Türkiye'nin de artık bu alanda bir pozisyon aldığına dikkat çekti. Hakan Baş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bize farklı aracılarla haftada 3-4 fon ya da bireysel iş adamlarından talep gelmeye başladı. Türkiye'de de büyük yetenek ve çok gelişmiş bir kültür oluştu. İş tanımı, iş akış süreçleri bu tarz şeyler artık çok iyi biliniyor. Ülkemizden çok fazla başarı hikâyesi çıkacak."

E-ticaret ve oyun sektöründe farklılık yaratacak firmaların ön plana çıkacağını ifade eden Hakan Baş, bu alanda başarı sahibi olmak isteyen gençlerin ya da girişimcilerin 'bir iş yapayım ve zengin olayım' diye düşünmemeleri gerektiğinin altını çizdi. Bu tür girişimlerin ağırlıklı olarak karakterle ilgili olduğunu ifade eden Hakan Baş, şöyle konuştu:

"Başarılı olmak için çok çalışmak gerekiyor, çok iyi takım gerekiyor, aksiyon almak gerekiyor. Herkes düşünür, önemli olan icraat. Her zaman doğru ve dürüst iş yapmak, uzun vadeli prestij için çok önemli. Sabır, çok çalışmak, iyi takım kurmak. Bunlar başarıda vazgeçilmeyecek unsurlar."

Sektöre girmek isteyenlerin mutlaka bir oyun yazacak kadar kodlama ve yazılım dili bilmeleri gerektiğinin altını çizen Hakan Baş, "Türkiye'deki girişimcilik ekosisteminde etkisi yüksek olan insanlar artık buna önem veriyorlar. 2010- 2020 arasında dikey olarak ciddi bir gelişme gözlendi. Sektöre girmek için kapital bir bariyer değil. Binlerce yatırımcı sektöre girmek için girişimci ve iş planı arıyor. Bu ekosistemde yatırım da var, teknoloji de… Ve çok fazla fırsat var. Aklı olan, çalışkan olan, iyi ekibi olan, doğru takımı olan başarır" dedi.

2018 JCI Türkiye Ulusal Başkanı ve 2019 JCI Dünya Başkan Yardımcısı Nihal Zoroğlu ise Zirve'de yaptığı konuşmada Genç Liderler ve Girişimciler (JCI) Derneği'nin bugün itibariyle dünyanın 105 ülkesinde 18-40 yaş arasında 160 bin üyesiyle gençlerin yetişmesi için fırsatlar sunarak, toplumun pozitif gelişimine katkı sağlamak misyonunu gerçekleştirmek için faaliyetler yapan uluslararası bir sivil toplum örgütü olduğunu söyledi. Zoroğlu, Türkiye'de 1987 yılında kurulan derneğin, bugün itibariyle 14 il ve KKTC'de 25 şube ve 1000'e yakın üye ile çalışmalarına devam ettiğini ifade etti. Nihal Zoroğlu, "JCI 2020 yılı başında tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi sürecinin olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak, ekonomileri sürdürmek, yeniden inşa etmek ve iş gücü moralini güçlendirmek amacıyla, JSI Wise adında bir inisiyatif başlattı.

Bu inisiyatif ile JCI gençlerin iş dünyası ve girişimciliğin şekillendirilmesinde ne kadar aktif rol alabileceklerini göstermeyi hedefliyor. Yeni nesil girişimciliği desteklemek amacıyla Start-Up Market ile bir paydaşlık gerçekleştirdik. Bu çerçevede beyaz yakadan girişimciliğe geçiş programını gerçekleştiriyoruz. Ayrıca genç girişimcilere küresel ekonomiye katkı sağlayabilmeleri için ihtiyaç duydukları mentorluk desteği sağlıyoruz. Ulusal ve uluslararası etkinliklerde genç girişimcilerin katılımlarını da sağlıyoruz" dedi.

'YATIRIMCININ GÖZÜNDEN YENİ FIRSATLAR' TARTIŞILDI

5. Yeni Nesil Girişimcilik Zirvesi'nin ikinci panelinde ise 'Yatırımcıların Gözünden Yeni Fırsatlar' konusu Para Dergisi Editörü Ürün Dirier moderatörlüğünde tartışıldı. Panelde konuşan DCP Ortağı Alper Karagöz, derin teknoloji yatırımları yapan bir fon olarak bu sene çok başarılı yapay zeka girişimlerine yatırım yaptıklarını söyledi. Karagöz, "Radyologların işlerine kolaylık sağlayan, ultrason alanında çalışan Ankara'da bir sağlık girişimi bunlar arasındaydı. Ayrıca fabrikalarda manuel üretim hatlarındaki işçilerin performanslarını iyileştirmeye yarayan, oradaki endüstri mühendislerinin işlerini kolaylaştıran bir girişime yatırım yaptık. Öte yandan özellikle futbolda bir cihaz yardımıyla sakatlanmaları önleme gibi spor analitiğiyle alakalı işler yapan bir firmaya da yatırım yaptık. Pandemi süreciyle birlikte evlerin ofis haline gelmesiyle wi-fi sayısında ciddi bir artış yaşandı. Burada da performansı artırmayı hedefleyen bir wi-fi analitiği firması da yine desteklediğimiz girişimler arasında yer aldı" diye konuştu.

2019'da girişimcilik sistemine değer katmak üzere 22 melek yatırımcıyla yola çıktıklarını ifade eden Angel Effect Yönetimi Kurulu Başkanı Gökhan Akar, "Bu sayede bireysel melek yatırımcıları bir çatı altında birleştirmiş olduk. Bununla beraber 400'e yakın melek yatırımcının olduğu bir network'ümüz var. Bu beraberinde ekonomik büyüklük de getiriyor. Pandemi sistemi bu ekosisteme olumlu yansıdı. Biz 2019'da 2 milyon dolarlık bir fon oluşturduk. Bunun yarısı ile 15 girişime yatırım yaptık, 3 girişime devam yatırımı yaptık. Bu hızla gidersek fonumuzu 2022 sonunda kapatmış oluruz. 25-30 girişime daha yatırım yapabiliriz. Fikirden ürüne gelmiş, ürünüyle pazara temas etmiş, belki birkaç fatura kesmiş, yeni nesil, teknoloji barındıran girişimcilere yatırım yapıyoruz. Tam pazara temas ettiği yerde, ekibini tamamlamış olmasını tercih ediyoruz" dedi.

Angel Effect'e dünyanın her yerinden başvuru geldiğini anlatan Akar, 106 ülkeden 2 bin başvuru aldıklarını, ancak Türk girişimcilere pozitif ayrımcılık yaptıklarını söyledi.

Panelde konuşan hiVC CEO'su Bora Şahinoğlu ise girişimcilerin yol boyunca yanlarında olmak istediklerini söyledi. Bora Şahinoğlu, "Diyoruz ki istediğin yerde bin, istediğin yerde in… Biz hep senin yanında olacağız. Parasal destek çok daha kolay bulunabilir, ancak biz değer yaratmada, pazar açmada, büyümede yanında olarak o yolculukta hiçbir zaman boşluğa düşmemesini sağlamaya çalışıyoruz. Böylece de riski azaltacağımıza inanıyoruz. Biz ürünü hazır, fatura kesen, ekibi olan ama büyüme aşamasına gelmiş girişimleri hedefliyoruz. Türkiye pazarı dikeyleşmek için henüz olgunlaşmış değil, o yüzden daha yaygın alanlara bakıyoruz. Ama hızlı büyüyen hızlı büyüme potansiyeli olan, yerelden ziyade globale oynayan şirketleri tercih ediyoruz. Takımın kalitesi ve yönetilebilir olması çok önemli. Hızlı büyüme potansiyeli olan şirketlere yatırım yapıyoruz. Farklı sektörlere yatırım yaparak riski dağıtmaya çalışıyoruz. Türkiye'de artık Getir, oyun şirketleri gibi unicorn'lar var. Bu girişim ekosistemimizde sıçrama yaratacak" diye konuştu.

'ELEKRONİK FATURAYA DAYALI BİR KREDİ SKORLAMA MODELİ GELİŞTİRDİK'

'Finteklerin Yarını' başlıklı panelin moderatörlüğünü İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, İşletme Bölümü Öğretim Üyesi ve FinTech İstanbul Kurucu Ortak Prof. Dr. Selim Yazıcı gerçekleştirdi.

Panelde Figo Para Kurucu Ortağı ve TOBB Finansal Teknolojiler Meclisi Başkanı Koray Bahar, Türkiye'de ticaretin vadeli alacaklarla ilerlediğini söyledi. Figo Para sistemine entegre 16 banka 6 faktoring şirketi olduğunu ifade eden Bahar, "Türkiye'de ticaret vadeli alacaklarla ilerliyor. Faturalar iyi ihtimalle 60 gün sonra ödeniyor. Bu da nakit akışı sıkıntısı yaratıyor. Biz de bu sıkıntıyı ortadan kaldırmak için alıcı garantili bir finansman yöntemi geliştirdik. Bugün büyük şirketler tedarikçilerine yaptıkları ödemeleri Figo Para üzerinden onaylamaya başladı. Ayrıca geçen yıl aldığımız yatırımdan sonra elektronik faturaya dayalı bir kredi skorlama modeli geliştirdik. Bizim skorlamamızı referans alan bankalar da KOBİ'ye kredi veriyorlar. Burada her şeyi arka taraftaki teknoloji gerçekleştiriyor. Girişimciler için KOBİ'lerin finansal ihtiyaçları doğrultusunda gidilecek çok yol var. Dijital Bankacılık lisansıyla da yepyeni bir dönem başlayacak" dedi.

Bankalarla 2015'ten beri çalıştıklarını ifade eden Birleşik Ödeme Hizmetleri Yönetici Ortağı İlker Sözdinler, "İlk yıllarda bize 'Bunlar IT'ci çocuklar sonra yok olurlar' diye bakılıyordu. Sonra lisansımızı aldık. Şu anda 20 bankayla çalışıyoruz. Ama bu kolay olmadı, kapılarında süründük. 30 toplantı sonrası anlaştığımız banka bile oldu. Bizim gibi e-para şirketleri düzgün işler yaptıkça, bu işler de artık kolaylaştı. Kurumlar da ilk yıllarda 'Paramızı alıp kaçmayacağınızı nereden bilelim?' endişesi taşıyorlardı. Her ne kadar BDDK'dan lisanslı olduğumuzu söylesek de sektörde kötü örnekler vardı. Hızla büyüdük ve Türkiye dışında da faaliyet gösteriyoruz. Şu anda Azerbaycan ve Romanya'da ofislerimiz hızla çalışıyor. Sene sonunda da 10 ülkede olmayı hedefliyoruz" dedi.

TÜBİTAK BİLGEM Blokzincir Araştırma Laboratuvarı Yöneticisi Taner Dursun ise 90'a yakın Merkez Bankası'nın şu anda kripto paraları incelemek üzere gündemlerine aldıklarını hatırlattı. Yaşanan gelişmelerin ülkelerin mevcut regülasyonlarında uyumsuzluk yarattığını ifade eden Dursun, şunları söyledi:
"Pandemi de teknolojinin günlük yaşama olan etkisini öne çekti. Şu anda yönetimlerin en önemli gündemlerinden biri bu… Bu yeni teknolojik yaşamı, mevcut düzenin içinde entegre edebilmek için çeşitli regülasyonlar, mevcut sistemlerin adaptasyonu gibi yükümlülüklerle karşı karşıya kaldılar. Burada dijital kimlik teknolojisi öne çıkıyor. Regülasyonları yapabilmek için hem kanunlar çıkarmak gerekiyor, hem de regülasyonları uygulamayı kolaylaştıracak teknolojiler gerekiyor. Dijital kimlik öncesinde blok zincir teknolojisinde takma adlarla işlemler yapıyordunuz, bunlar vergi kaçırma, kara para aklama gibi kuralları ihlal eden işler olabilirdi. Dijital kimlik, teknoloji dünyasında kişilerin, kurumların yetkinliklerini ispat etmelerini sağlıyor. Bir sistem 150 ülkede kullanıcıya sahip ve her ülkenin regülasyonu farklı. O nedenle dijital kimlik global sistem içinde otoritelerle barışık hareket etmeyi sağlıyor. Blok zincir teknolojisi sayesinde artık 7/24 sizin kimliğiniz doğrulanabilir hale geldi. İzin verdiğiniz oranda hakkınızdaki bilgiyi dijital kimlikle tüm dijital dünyada paylaşabilirsiniz."

YEŞİL DÖNÜŞÜMÜN YATIRIMA ETKİSİ TARTIŞILDI

Zirve'nin "Yeşil Dönüşüm" başlıklı son panelin moderatörlüğünü Girişimcilik Vakfı Genel Müdürü Mehru Aygül yaptı. Panelde konuşan TÜBİTAK GİSDEG Grup Koordinatörü Elif Koşok Avrupa Yeşil Mutabakatı ve 2015 yılında BM'nin ortaya koyduğu sürdürülebilir kalkınma amaçları doğrultusunda, hem iklim değişikliği ile mücadele hem de küresel ısınmayla mücadele kapsamında, Avrupa Birliği ve dünyanın diğer ülkelerinin kendi stratejilerini açıkladığını hatırlattı. Türkiye'de verdikleri teşviklerde bu stratejilere uyumlu bir yapı izlemeye gayret ettiklerini anlatan Koşok, şunları söyledi:

"Özellikle 2021 yılında çağrılarımızda lokomotif dediğimiz programlarımızın, mesela 1501 sanayi ARGE destekleme programımızda ve 1507 KOBİ ARGE başlangıç destek programımızda, yeşil mutabakat ile uyumlu projeler için ek puan uygulamasına başladık. Yeşil Mutabakat ve öncelikli alanlarda olan projeler için 8 puanı alabilecek düzeyde bir uygulama başlattık. İklim değişikliği, çevre ve bioçeşitlilik, karbon salınımı ve sera gazı emisyonları düzenlenmesi amacına katkı sunulmasına yönelik çalışmalar, temiz ve döngüsel ekonomi, temiz erişilebilir ve güvenli enerji alanını kapsayan projeler, yeşil ve sürdürülebilir tarım ve sürdürülebilir akıllı ulaşım projelerine destek programlarımızda ek puan uygulamasına gittik. Bu projelerin diğer projelerden daha öncelikli olarak finansman sağlanmasının yolunu açtık."

Girişimcilik Destek Programında ilk defa bu sene Yeşil Büyüme Çağrısı yaptıklarını hatırlatan Koşok, 1 Eylül- 1 Kasım arasında girişimcilik projelerinin ilk başvurularını aldıklarını söyledi. Yeşil dönüşümün yatırım dünyası üzerindeki etkilerini anlatan Koşok, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sadece kar amaçlı değil, iklim değişikliği ile mücadeleye katkı sağlayan girişimlere yatırım yapılması konusunda tüm dünyada ivme var. Türkiye'nin pay alması için kolaylaştırıcı çalışmaları yürütüyoruz. İklim değişikliği ile mücadele kapsamında sadece uluslararası kuruluşlar ya da ülkeler değil, aynı zamanda çok sayıda uluslararası firma ve yatırımcı da yeşil dönüşüm yol haritalarını belirlemiş durumda ve buna uygun çalışıyorlar. Düşük karbonlu yeşil ekonomiye geçişi hızlandırıcı çalışmalar yapıp, bu girişimlere yatırım yapıyorlar. Bunların arasında BM çatısı altında bugüne kadar 3 bin 67 firma ve 173 yatırımcının katıldığı sıfır emisyon yarışı var. 315 firmanın da taraf olduğu yenilenebilir enerji grubu oluşturulmuş durumda. Türkiye ekonomisinde de bu tür girişimlere yatırımların arttığını görüyoruz. TÜBİTAK olarak teknoloji tabanlı girişimlerin yatırım almasını hızlandırıcı Teck Invest programımız var Bu kapsam altında kuruluşunu tamamlamış toplam 4 girişim sermayesi fonumuz bulunuyor. Bunların ikisi Hollanda, biri Lüksemburg ve biri de Türkiye'de kuruldu. Söz konusu fonlarla bugüne kadar TÜBİTAK'ın katkısının 63 katı kadar bir kaynak ulusal ve uluslararası kuruluşlardan toplandı. Sonuçta 1,7 milyar TL'lik bir kaynağın önümüzdeki 5 yıl içerisinde, toplam 150 teknoloji tabanlı girişime yatırım yapması için bir imkan oluşturuldu."

BM ile yürüttükleri Temiz Teknolojiler programında da 1. fazı başarı ile tamamladıklarını hatırlatan Koşok, BM'in 2. Fazda TÜBİTAK'ı doğrudan uygulayıcı kuruluş olarak seçtiğini söyledi. Koşok, "Önümüzdeki dönemde 10 milyon dolarlık bir kaynakla ülkemizdeki temiz teknolojiler alanındaki girişimlerin mentorluk, eğitim, ulusal ve uluslararası yatırımcılarla buluşturulması ve yatırım almalarını da hızlandıracak bir program sunacağız' dedi.

YASED Genel Sekreteri Serkan Valandova ise rekabetçiliği küresel tedarik zincirlerine iyi entegre olunması, dijital dönüşümün yapılması ve bunların yapılması sırasında da yeşil olunması süreçleri olmak üzere üç temel konu üzerinden takip ettiklerini ifade etti. Valandova sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yeşil Mutabakat eylem planı kapsamında da bunları değerlendirirken, dikkat ettiğimiz unsurlar, en kritik sektörlerden başlayarak, etki analizlerine dikkat ederek, hızlı hareket edilmesi gereken konular hakkında bakanlığımızla hem fikir olduk. Etki analizlerini iyi yapmak, bu yeni gündemin işletme ölçeği ve sektör fark etmeksizin işletmeleri nasıl etkileyeceğini tespit etmek açısından çok önemli. Bu süreçte finansmanı görünür kılmak da çok öne çıktı. Yine bu süreçte en önemli konulardan biri de teknoloji oldu. Mevcut teknolojilerin bu alandaki sorunları çözmede yeterli olduğunu biliyoruz ve teknoloji de çok hızlı bir şekilde gelişiyor. Dünyada bu ekosistemin gelişimini izliyor ve ülkemizdeki firmalara nasıl katkı sağlayacağımızı ve nasıl işbirlikleri geliştireceğimizin yollarını çiziyoruz. Ayrıca yine start-up'larla işbirliği geliştirmek, onları uluslararası şirketlerle bir araya getirmek için çalışmaları sürdürüyoruz. Teknotek'lerde özellikle derin teknoloji alanında gelişmiş ve mühendislik kabiliyeti olan start-up'ları hedefliyoruz."

Yeşil gündemin şehirler üzerinden konuşuluyor olmasının çok önemli olduğunu ifade eden Serkan Valandova, akıllı şehirlerin konsept olarak yaygınlaştığını ve bu alanda şirketleri bir çok fırsat beklediğini sözlerine ekledi.

Teknopark İstanbul Kurumsal Gelişimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Cem Duran ise büyük bir kuluçka merkezinde çalıştıklarını, şirketlere ulaşmak için yaptıkları çağrı sonucunda 102 başvuru aldıklarını söyledi. Gelen başvuruları kuluçka merkezinde eğitip, geliştirip TÜBİTAK'a yönlendireceklerini ifade eden Cem Duran, söz konusu başvuruların yüzde 10'unun 200 bin TL destek alacağını belirtti. Duran Kuluçka merkezinde özellikle derin teknoloji, patentlenebilir fikri olan girişimleri desteklerini belirtti.

Güçlü sponsor desteği

5. Yeni Nesil Girişimcilik Zirvesi Halkbank ve Türk Telekom'un platin, Vakıf Katılım ve Ziraat Bankası'nın gold, JCI Türkiye'nin destek sponsorluğunda gerçekleştirildi.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.