Giriş Tarihi: 14.11.2022

SABAH otobüs kazalarının nedenlerini araştırdı: Motor bakımı, lastik değişimi, yol hipnozu...

Ard arda yaşanan otobüs kazaları milyonların yüreğine ateş düşürdü. Akıllarda kalan soru ise “Neden?” oldu. SABAH o sorunun cevabının peşine düştü. İşte yolları kan gölüne çeviren faktörler...

Yurt genelinde son günlerde şehirlerarası otobüslerin karıştığı birçok kaza meydana geldi. İstanbul'daki Geri Gönderme Merkezi'nden Diyarbakır'a götürülen düzensiz göçmenleri taşıyan otobüs Sivas'ta devrildi 3 kişi öldü, 42 kişi yaralandı. Amasya'da TIR'ın taşıdığı iş makinesine çarpan otobüsteki 3 yolcu öldü, 8 yolcu yaralandı. Ağrı'da TIR, tanker ve otobüs birbirine girdi, feci kazada alev alan otobüste 7 kişi yanarak can verdi, 2'si ağır 13 yolcu yaralandı. Kayseri'de kongreden dönen siyasi parti üyelerini taşıyan otobüs şarampole devrildi 17 kişi yaralandı. Bolu'da ise bariyerlere çarpan otobüs devrildi, 3 kişi hayatını kaybetti, 32 kişi de yaralandı. 48 saat içerisinde yaşanan kazalarda toplam can kaybı 16'ya, yaralı sayısı ise 112'ye ulaştı.

Peş peşe gelen acı haberler yüreklere ateş düşürürken, akıllara da soru işareti getirdi. SABAH, son günlerde sıkça yaşanan otobüs kazalarının arkasındaki nedenleri araştırmak için sektör temsilcileriyle bir araya geldi, konu başlıklarını sıraladı...

ARAÇ BAKIMINDA HAYATİ NOKTALAR: 3 SANTİM ÇOK ÖNEMLİ

Büyük İstanbul Otogarı'nda otobüs bakım servisinde çalışan 58 yaşındaki 43 yıllık tamir ustası Zeki Karataş, otobüs bakımına dair can alıcı noktaları 5 ana başlıkta SABAH'a anlattı...

"Lastikler yol güvenliği için çok önemli. Lastikler mevsim şartlarına göre dizayn edildiği için her 6 ayda bir lastik değişimi yapılması gerekiyor. Kış aylarında kış lastiği, yaz aylarında yaz lastiği kullanılması gerekiyor. Lastiklerin hava basınçlarının iyi, diş derinliğinin de 3 santimden az olmaması gerekiyor. Lastikler aşındıkça diş derinlikleri azalıyor, bu da lastiklerin yol tutuşunu azaltıyor. Yollar bir anda buz pistine dönüyor."

"Motor bir aracın kalbidir, kalp çalışmazsa otobüs yürümez. Yağ, kayış ve kasnakların durumu çok önemli, şaft civatalarının gevşek olmaması lazım. Motorda periyodik bakımların kesinlikle atlanmaması gerekiyor. Kiralık çalıştırılan otobüslerde bu bakımlar bazen göz ardı edilebiliyor, bu çok yanlış. Motor ihmale gelmez."

"Yeni nesil araçlarda elektriğin büyük yeri var. Bu araçlarda Elektrik tesisatına asla müdahale edilmemesi gerekiyor. Otobüslerde fazladan ışıklandırma ve priz eklenmemeli. Kapasiteden fazla elektrik kullanımı yapıldığı zaman kablolarda ısınma oluyor, araçlarda yangın çıkma riski artıyor."

"En hayati hususlardan biri de frendir, otobüslerde güvenlik frenden sorulur. Sağlıklı bir fren sistemi için balatalar ve retarderler düzenli olarak kontrol ettirilmelidir. Şoförün bir gözü daima gösterge panelinde olmalı. Eğer fren sisteminde bir aksaklık varsa hemen aracı durdurmalıdır."

"Aracın hava basınç durumu da çok önemli. Şoför seyahat öncesi hava basınç durumunu kontrol etmeli. Basınç durumu ortalama 10 bar olması gerekiyor. Basınç düştüğü zaman da frenler çalışmaz, araç kilitlenir ve yürümez."

ŞOFÖRLER VİCDANİ SORUMLULUĞU ÜSTLENMELİ

Şehirlerarası otobüslerde yaşanan kazalara ilişkin SABAH'a konuşan 29 yıllık usta şoför Mehmet Reşit Akar:

"Bir yolcu otobüsündeki 45 kişinin canı tek bir şoföre emanet. Her şeyin başında şoförler can taşıdığını bilmeli ve vicdanen bu sorumluluğu üstlenmeli."

"Kalp, tansiyon ve şeker hastaları bu meslekten uzak durmalı. Trafik demek stres ve yorgunluk demek. Bu iki durum bu hastalıkları tetikleyebiliyor ve şoförün geçirdiği en ufak rahatsızlık arkasındaki onlarca kişiyi ölüme götürebiliyor. Öte yandan alkol ve uyuşturucu madde kullanımı konusu da sıkı takip edilmeli."

"Seyahat öncesinde şoför aklındaki her şeyi bitirmeli. Ailevi sorunlarını, diğer dertlerini direksiyon başına geçtiğinde unutmalı. Şoför maddi manevi kendini rahat hissetmediği sürece onlarca insanın can güvenliğini tehlikeye atmamalı"

"Bir şoför yasal olarak günde en fazla 9 saat direksiyon kullanabilir. Örneğin İstanbul-Van gibi 18 saati aşan seyahatlerde bir otobüste en az 3 şoför olması gerekiyor. Ancak firmalar zaman zaman işçi masrafını azaltmak için yasayı delip sadece 2 şoför ile bunca kilometre yolu idare etmeye çalışıyor. Uzun saatler direksiyon sallayan şoför bitkin hissetmeye başlayınca dikkati azalıyor ve kazaların önü açılıyor."

"Şoförler seyahat anında telefondan uzak durmalı, yolcularla gerekmedikçe iletişim kurmamalı. Dikkatlerini dağıtabilecek en ufak durumdan bile kaçınmalı. Direksiyon başındaki görev süresini tamamladığında ise araçtaki istirahat kabininde kesinlikle kendini dinlendirmeli. Dinlenme süresini telefonla konuşarak, başka bir işle uğraşarak geçirmemeli. İstirahat etmeden direksiyon koltuğuna oturmamalı."

SEKTÖRDE TECRÜBELİ ŞOFÖR AÇIĞI VAR

Türkiye Otobüsçüler Federasyonu (TOFED) Yönetim Kurulu Üyesi ve MarTur Turizm Yönetim Kurulu Üyesi Musa Çaktır, sektörü zorlayan sıkıntılara değindi. SABAH'a konuşan Çaktır:

"Şehirlerarası otobüsçüler olarak sektörde çok büyük bir tecrübeli şoför eksiğimiz var. Meslek ekonomik beklentileri karşılayamadığı için yeni şoförler yetişmiyor, firmalar personel açığını kapatamıyor ve mevcut çalışan şoförlerin iş yükü de artıyor."

"Bazı yollarda mühendislik sıkıntıları var. Kör noktalar ve merkezkaç kuvveti hesaplanmadan tasarlanmış yollar var, bu da virajlarda kaza riskini ciddi bir şekilde artırıyor."

YOL HİPNOZU'NA DİKKAT

Uzun yol seyahatlerinde 'mola'nın önemine vurgu yapan Trafik Güvenliği Uzmanı Aşır Altınöz; "Yola çıktıktan 2 buçuk saat sonra yol hipnozu başlıyor. Burada beyin kendisini kilitliyor, sürücü göz açık bir şekilde gidiyor. Ta ki öndeki tıra veya araca çarpana kadar. Şoför son 15 dakikayı hiçbir şekilde hatırlamıyor. Yol hipnozu bir uyku durumu değil. Uykunuzu almış da olsanız beyin kendisini kilitliyor ve bir trafik levhasını okuyup, analiz edemiyorsunuz. Bu nedenle 2 buçuk saatte bir mola verilmesi gerekiyor." dedi.

SEYAHAT ÖNCESİ NASIL BESLENMELİ

Uzun yol şoförlerinin seyahat öncesinde tercih ettiği yiyeceklerin sürüş kalitesine etki ettiğine dikkat çeken Doktor Diyetisyen Tuba Kayan Tapan, yolculuk öncesi ideal beslenme modelini SABAH'a anlattı. Doktor Tapan "Seyahat öncesi ve seyahat sırasında asla şekerli yiyecekler önermiyoruz. Pirinç pilavı, tatlı ve paket içecekler, karbonhidrat içeriği nedeniyle uykuyu tetikleyebiliyor. Bunun yanında kuru baklagiller gibi gaz içeriği yüksek yiyecekleri de yolculuk sırasında şoförlere rahatsızlık verebileceğinden önermiyoruz. Peki, neler tercih edilmeli? Menümüzde düşük karbonhidrat ve düşük yağlı yiyecekler olmalı. Örneğin sebze çorbası, et veya balık gibi protein kaynağı, yanında bulgur pilavı... Ara öğünlerde çiğ kavrulmuş kuruyemiş ve kuru meyve olabilir. Eğer kişide kalp rahatsızlığı yoksa kafein alımını öneriyoruz. Öte yandan istirahat ve ihtiyaç molası için de mutlaka doğru zamanlarda sürüşe ara verilmeli." ifadelerini kullandı.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.