Sahaf Şerafettin Ergül “Ayağıma ayakkabı almam kitap alırım”

Kocaeli İzmit İlçesinde bir İş Hanı içinde 20 yıldır sahaf dükkânı işleten Şerafettin Ergül, çocukluğundan beri okuma tutkusu ile yaşıyor. Ergül 200 binden fazla kitaba sahip. Bu kitapların içinden çıkan aşk mektupları, gül yaprakları, kartpostallar, resimler, özel yazıları bir bavulunda biriktirerek daha önce 'unutulanlar' sergisi düzenledi. Yıllardır biriktirdiği bu kitapları ihtiyaç sahiplerine ve öğrencilere ücretsiz olarak veren 61 yaşındaki Ergül aynı zamanda dükkânına sığdıramadığı kitapları kurduğu bir internet sitesi üzerinden satışa sunuyor.

"EVİMDE 200 BİNDEN FAZLA KİTAP VAR"
Şerafettin Ergül, "Kitap benim çocukluk sevdamdı. Çocukluğumda param olmadığı için fakir olduğumuz için alamadığımız kitapları dışarıdan vitrinden seyrederdik. Simit satıp paramız olunca cebimize koyduğumuz 50 kuruş 1 liralarla kitaplar alırdık. okuduğumuzu okurduk okuyamadıklarımı da başucuma koyar uyurdum. Çocukluğumda ki hayalin beslediği bir duygu bu. Ulaşamadığım kitapları o kadar çoğalttım ki benim evimde şu anda 200 binden fazla kitap var. Apartmanın sığınağı, merdiven boşluğu, çatı katı ve babamın iki katlı bahçeli bir evi var, o ev eski gazete, dergi, kitap, ansiklopedi her şeyi doldurdum ne bulduysam. Ben kitaplarla besledim kendimi. Mutluyum çok para kazanmıyorum belki ama kitaplardan sığınak yaptım kendime. Arabam ve yazlığım yok, ayağıma ayakkabı almam kitap alırım. Tüm servetimi kitaplara harcadım" dedi.

"İNSANLARIN SADECE KİTAPLARINI ALMIYORUM SIRLARINIDA ALIYORUM"
Ergül konuşmasının devamında, "Unutulanlar diye bir sergi yaptım hem fuarda hem burada. Bir bavulum var. unutulanlar bavulu içinde unutulanlar dolu. Bu unutulanlar, aşk mektupları, gül yaprakları, kartpostallar, resimler, özel yazılar, diplomalar, askerlik kâğıdı her şey var yani herkesin sırrı bende. Ben insanların sadece kitaplarını almıyorum sırlarını da alıyorum. İnsan ilişkilerini çözmek için eski kitaplarına bakacaksın herkesin sırrı var. Kitapları araştırırken bir tanesinin kapağını çevirdim. Erzurum Çat ilçesi Yavi Köyü Ortaokulu Müdürlüğünün 88. kitabı olarak elimize geçti. Ben onu okurken yanımda bulunan gazeteci bir arkadaşım ilçenin ismini internete girip baktı. Karşısına 1993 yılında yaşanan terör saldırısı ortaya çıktı. Bu kitapta ortaokulun 88. kitabı. Masum insanların, çocukların öldürüldüğünü duyunca şok oldum. Ciddi anlamda bundan etkilendim. Yapılan terör haberlerini inceledik. Kitabın hikâyesini düşünmeye başladık. Terör saldırısında dağılan kütüphaneyi çocuklar için yeniden kurdu.

"O DRAMI YAŞAYAN BİZ OLABİLİRDİK"
Terör saldırısının ardından kütüphanenin dağıldığını, çocukların hem kitapsız hem de dramla baş başa kaldığını söyleyen Ergül, "Olayı öğrenince inanılmaz derecede üzüldüm. Bir kitaba karşılık en az bin kitap göndermemiz gerektiğini düşündüm. Terörün tek bir hedefi vardı Oradaki insanları karanlıkta bırakmak. Ona karşılık bizde insanı görevimizi, vatani görevimizi yapmak adına, masum insanların, çocukların yalnız olmadığını belirtmek adına kampanya başlattık. Bir kitaba karşılık bine yakın kitap yollayacağız. O dramı yaşayan biz olabilirdik. Benim çocuğum, yakınlarım, akrabalarım olabilirdi terör karanlığın habercisi terörün kapattığı kütüphaneyi yeniden açalım dedik karanlığa inat bir kitap da uzat 1000 kitap toplandı.

"KİTAPLARIN BEKÇİLİĞİNİ YAPARIZ"
Dünyanın kaynakları sınırlı. Dünyada ekonomik alanda savaşa yöneldiler. İnsanların ne sağlığıyla ne de eğitimiyle ilgilenmiyorlar. Sadece savaş endeksli bir dünya ekonomisini dönmeye başladı. Cehalet hızla büyüyor ama buna karşı biz Bağımsız Kitapçılar Hareketi başlattık Türkiye genelinde. Eski kaynakları daha iyi kullanmak istedik. Biz sahafçılar bu anlamda çok iyi geri dönüşümcüyüz. Binlerce yıldır kaynakları iyi kullanırız, bunların yok olmasını önlemek adına eski okunmuş kitapları toplarız, değerlendirilir hayata yeniden kazandırız. Kitapların bekçiliğini yaparız. Kitapların kişilere ulaşmasını sağlarız. Bu dayanışma ruhunu daha da güçlendirmek lazım. Dijitalleşmekten kitaba dokunmanın sıcaklığını onun samimiyetini veremez. Çünkü kitapların hammaddesi ağaçlar. Ağaçlarda dünyanın ruhu var. O kuşların, böceklerin cıvıltısını kitabı eline alınca hissediyorsun. Kitap sevgisi farklı bir şey. İnsanlar artık okudukları kitapları evinde saklamamalı hemen bir kütüphane bırakmalı dayanışmayı sağlamayı yapmak gerekiyor. Herkes aynı kitabı okuyacak aynı giyinecek aynı yolda gidecek değil eğitimciler bunun farkında olması gerekiyor. Öğrencilerin sırtından ailelerin sırtından milyonlarca lira kazanan oldu. Amaçsız bir şekilde sınav kitapları basıldı hiçbir faydası olmadı. bir hekim ilaç yazıyor ama bu ilaç yoksa bunun yerine alabilirsin diyor ama bir hoca öğrencilere tek kitap alın diyor başka kitap alamazsınız diyor tek kitaba endekslemek ne kadar doğru? yanlış davranış bu. Ya arkadaş 10 tane 20 tane kitap söylersin sonra bu kitaplardan istedikleriniz alabilirsiniz. Bu çocuklar aynı kitabı okuyacak aynı şeyi düşünecek aynı yoldan yüreyecek diye bir şey yok. Çünkü neden ticari meta gibi görünmeye başladı kültür ve eğitim kitapları.

"HİÇ DESTEK GÖREMİYORUZ"
Geçtiğimiz günlerde İstanbul'daydım. Bağımsız Kitapçılar Hareketi ile ilgili büyük matbaaları ve yayınevlerini ile görüşüyoruz hangi sorunlarla karşılaşacağız gelecekte diye. Bir arkadaşım bana "Biz kağıdın parasını daha gemideyken ödüyoruz. Eğer biz parayı ödemezsek rotayı başka yere çeviriyor. Artık önümüzdeki yıllarda bir kitabı 100 liradan aşağı alamayacağız. Onun için çok iyi hesap edin elinizdeki kaynakları iyi kullanın bundan sonra ıvır zıvır basılmayacak. İşe yaramayan kitaplar çok basıldı, belki bundan sonra basılmaz içeriği dolu dolu kitaplar basılır" dedi. Bu hale geldik yani tüketim toplumu olduk ve bilinçsiz tüketiyoruz. En çok destek görmesi gereken sahaflar ve kitapçılardır. Hiç destek göremiyoruz. Bu işi yapan bir insan düzgün bir insansa hile hurda karıştırmıyorsa bu işten ancak karnını doyurur.

"HAYALİM ÇOCUK PARKLARINDA ÇOCUK KÜTÜPHANELERİ OLMASI"
Sokak kütüphaneleri çoğaltılmalı o kütüphanelerde çocukların hangi kitapların okunduğuna bakılmalı. Benim en çok arzu ettiğim bir proje var. Çocuk parklarına çocuk kütüphaneleri kurmak. Çünkü çocuklar oyun oynarken kitapları görürse kitaplara ilgisi o kadar artar. Çocuklar ne kitaplar okuyor hangi kitapları okumuyor diye takip edilmeli ve ona göre kitaplar konulmalı kütüphaneye. Ben bunu her yerde söyledim ama kimse hadi bunu yapalım diyen olmadı. Ders kitapları sınav kitaplarını bende ücretsizdir. İlk başta baktım ki kitaplar pahalı olduğu için öğrenciler ikinci el almaya geliyor ve bir lira iki lira biriktirdiği paralarla alıyorlar. Kendimden utandım bu durumdan dolayı çocukların biriktirdiği parasını nasıl alırım diye. Sonra ise ücretsiz hale getirdim. Askıda kitap diye bölüm var .orada kitaplar ücretsizdir. Müşteri sayısında azalma var. Ben 55 yıldır bu şehirde yaşıyorum baba mesleği çaycılık yapıyordum. O yıllardan bu yana eski kitapları karıştırmayı eskicileri antikacıları dolaşmayı seviyordum. Ne yazık ki artık büyükleri ve küçükleri ne sahaflarda ne kitapçılarda görüyoruz." ifadelerini kullandı.