Cumartesi 09.09.2012
Son Güncelleme: Pazar 09.09.2012

Şan, şöhret ve parayı bıraktı, huzuru seçti

Bir dönemin aranan isimlerindendi Yaşar Alptekin... Anlık bir kararla bıçak gibi kestirip attı her şeyi... Kendi deyimiyle hata ve günahlarla dolu hayatını geride bıraktı, yepyeni huzur dolu bir dünyaya yelken açtı

Bir insanın nasıl dibe vurduğunun ve sonra nasıl yukarı sıçradığının en yakın örneği Yaşar Alptekin'dir herhalde. Dikkat çeken bir gençti. Erken yaşlarda mankenliğe başladı. Dizilerde, sinema filmlerinde oynadığı rollerle hemen fark edildi. Tekliflerin sonu gelmedi. Paranın, pulun en âlâsını kazandı. Kendisinin deyimiyle, doğduğu yer olan Tekirdağ Şarköy'e taksiye atlayıp gidecek kadar kazanıyordu... Şan, şöhret, gece hayatı derken hiçbir şey onun hızını kesmiyordu. Ve sonunda 42 yaşına geldiğinde, yanlışlarla, hatalarla ve günahlarla dolu hayatını geride bırakma kararı aldı. Peki şimdi ne mi yapıyor kendisi? Bir taraftan kendini geliştirmeye devam ediyor, diğer taraftan da yaşadıklarını özellikle gençlere örnek olması için anlatıyor. İşte yeni Yaşar Alptekin'le evinde buluştuk ve hayatını konuştuk...
90'lı yıllarda Türkiye'nin en ünlü mankeniydiniz. Şöhret basamaklarını nasıl tırmandınız?
79 senesinde İstanbul'a geldim. 80-81'de dans yarışmalarına katılıp madalyalar aldım. Aynı zamanda mankenliğe başladım 1980'de. 82'de askere gittim. 84'te döndüm. 85'te Hürriyet fotoroman yarışmasında fotoroman kralı oldum. 86 senesinde "Kurtuluş" dizisinde ilk kez TV karşısına geçtim ve Orhan Gazi'yi canlandırdım. 40'a yakın film çevirdim. 2004'ten beri de sakin bir hayat sürüyorum.
Hikâyenizi anlatır mısınız?
Artistsiniz her gün 2-3 kez kıyafet değiştirmek zorundasınız. Bir gün eve geldim kıyafet değiştirirken ses olsun diye TV'yi açtım. Oradan gelen ses Sakıp Sabancı hakkın rahmetine kavuştu, cenazesi Fatih Camisi'nde kılınacaktı. Bu cümleyi duyduğumda "Cenazeye gideceğim" dedim. Sakıp Sabancı'yı hiç görmedim. İçime öyle bir şey belirdi. Cenaze namazı kılmayı bilmiyorum. O sırada rabbim aklıma kızımın okulunda kantinde çalışan bir arkadaşı getirdi. Onun namaz kıldığını biliyordum. Ona telefon açtım durumu izah ettim. Bana yardımcı oldu.

TARKAN'IN DA İHTİYACI VAR

Sonra ne oldu?
Akşam geldi, elinde A4 kağıdına resimler yapmış duaları yazmış. Tam bir kopya kağıdı gibi. Akşam 10'a kadar beni çalıştırdı. O kadar cahilim ki yanlış yapacağım Allah beni yakacak diyorum. Ya beni tanırlarsa, "Sen diskoya gittin, içki içtin, zina yaptın deyip" beni kovarlarsa gibi korkularla gittim. 12 Nisan gece saat 02.00'ye geliyor. Eve gidecek cesaretim yok. Merdivenlerde oturup kaldım. Kırmızı kazağı olan beyaz saçlı yaşlı bir amca geldi. Girdi içeri ben de arkasından girdim. İlk defa rabbimin huzurunda olma idrakı olmuştu. Sabahın o ezan sesini duyduğumda öyle bir titremeye başladım ki ayak parmak uçlarımdan saç diplerime kadar. Ayağa kalktığımda da titriyorum içim titriyor. Öyle bir namaz kıldım ki sekiz senedir o namazın peşindeyim. Hacca gittiğimde öyle namaz kılmayı istiyordum ama olmadı.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.