Giriş Tarihi: 21.01.2022 10:28

Tevbe Suresi 51. Ayet - Tevbe Suresi 51. Ayeti Okunuşu Ve Anlamı

Öyle yedi ayet vardır ki gökten ve yerden her türlü afete, belaya karşı okuyanın kurtulduğu söylenir. Bu ayetlerden bir tanesi Tevbe Suresinin 51. ayetidir. Kur’an-ı Kerim’in 9. Suresi olan Tevbe Suresi, Allah tarafından inanmayanlara gönderilen son önemli uyarıdır. İman etmedikleri takdirde karşılaşacakları durumları ve iman ettiklerinde de Allah’ın merhametinin anlatıldığı suredir.

Tevbe Suresi 51. Ayet - Tevbe Suresi 51. Ayeti Okunuşu Ve Anlamı

Kur'an-ı Kerim'in indiriliş sırası olarak 113. Suresi olan Tevbe Suresi 129 ayetten oluşur. Son iki ayeti hariç tamamı Medine'de, son iki ayeti ise Mekke'de indirilmiştir. Tevbe veya diğer bir ismi ile Berâe Suresi ismini, 104. Ayetinde bahsedilen Allah'ın kendisine samimi bir şekilde inanları ve tövbe edenleri affedeceğini bildirdiğinden alır. Bu sure ile ilgili önemli bilgilerden birisi de surenin başında "besmele" bulunmamasıdır.

Tevbe Suresi 51. Ayet

Tevbe Suresi 51. Ayet Okunuşu

Tevbe Suresi 51. Ayetin Arapça okunuşu şu şekildedir:

  • Kul len yusîbenâ illâ mâ keteballâhu lenâ, hüve mevlânâ ve alâllâhi felyetevekkelil mu'minûn (mu'minûne).

Tevbe Suresi 51. Ayet Anlamı

Tevbe Suresinin 51. Ayetinin Türkçe anlamı şu şekildedir:

  • De ki: "Allah bize ne yazmışsa başımıza ancak o gelir, O bizim mevlâmızdır." Müminler yalnız Allah'a güvenip dayansınlar.

Tevbe Suresi 51. Ayet Tefsiri

50-51. âyetlerde münafıkların Resûlullah'ın ve müslümanların başına gelen kötülüklerden büyük sevinç duyduklarına değinildikten ve müslümanlardan ilâhî takdir ve Allah'a tevekkül konusundaki anlayışlarını onlara karşı bir daha açıklamaları istendikten sonra; 52. âyette müslümanların başına gelecek durumların münafıkların düşündüğü gibi olmayacağına dikkat çekilmektedir. Müminlerin bu konudaki teslimiyetlerini ve inançlarının derinliğini göstermek üzere bu husus yine onların ağızlarından şöyle açıklanmaktadır: Sizin bizim hakkımızda beklediğiniz, her hâlükârda iki güzellikten biridir; yani ya Allah yolunda şehid olur, çok yüce bir mertebeye erişiriz, ya da savaşın sonunda sağ kalmışsak zafer sevincini yaşarız (Taberî, X, 150-151; İbn Atıyye, III, 43-44). Müslümanların, iki sonuçtan birinin zafer olacağını böyle emin bir şekilde ifade etmelerinin istenmesi, şehitlik mertebesi yanında dünya hayatını hiçe sayarak savaşan askerlerin oluşturduğu bir orduya Allah Teâlâ'nın mutlaka zafer nasip edeceğine işaret sayılabilir. Bu âyetteki, Allah'ın münafıklara kendi katından bir belâ göndereceğine ilişkin ifade, daha çok dünyada başlarına getirilecek bir felâket şeklinde açıklanmış (Taberî, X, 151; Zemahşerî, II, 156) olmakla beraber, burada âhiret azabına işaret edildiği de düşünülebilir (İbn Atıyye, III, 44).