Çarşamba 09.07.2015
Son Güncelleme: Perşembe 09.07.2015

Türkiye'nin umudu 'aksolot'

Tüm vücudunu 2 ay içinde onarabilen tek canlı olan "aksolot"lar üzerinde çalışan Türk bilim insanları, kalp, beyin, böbrek gibi tüm organlarda tamir kapasitesini artırmayı hedefliyor

Türk bilim insanları, doku ve organ hasarlarını onarabilmek için, nadir bulunan bir amfibi türü olan aksolotlar üzerinde çalışmaya başladı. Tüm vücudunu 2 ay içinde onarabilen tek canlı olan aksolotlar, ölümcül hastalıkların tedavisinde umut ışığı oldu. Bilim insanları, hasarlanmış beynini, kesilmiş omuriliğini ve kalbini tamir edebilen aksolotlar üzerinde çalışarak sinir sistemi, kalp damar sistemi, üreme sistemi hastalıkları ve yaralanmalar gibi doku hasarlı hastalıklara çare bulacak. Belki kanserin bile sonu getirilecek.
ÜRETİLMEYE BAŞLANDI
Türkiye'de doku ve organ hasarları konusunda rejeneratif tıp alanındaki en ileri araştırmalar Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Rejeneratif ve Restoratif Tıp Araştırmaları Merkezi'nde (REMER) yapılıyor. REMER vücutlarında hasara uğramış ya da kopmuş bir bölgeyi tamir edebilme kabiliyetleri ile tanınan, çok özel bir canlı türü olan aksolotları inceliyor. Aksolotlar, dünyada sayılı bir kaç araştırma merkezinde kullanılıyor. REMER sorumlusu Prof. Dr. Gürkan Öztürk, araştırmaları için değerli bir model olan aksolotların artık REMER bünyesinde üretilmeye de başlandığını bildirdi. İlk olarak 300 aksolotun ABD'den merkeze alındığını, üretime başlanmasıyla sayının bin 100'ü bulduğunu vurgulayan Öztürk, "Bu hayvanların 15 yıl ömrü var. Örneğin bacağı koptuğunda organın yerinde bir hafta içinde ufak bir tomurcuk oluşuyor. Bu gittikçe büyüyor. Şekli uzantı gibi oluyor. Arkasından yaklaşık 2 ay içinde parmaklar oluşuyor. 2 ayın sonunda tamamıyla orjinalinin aynısı bacak oluşmuş oluyor. Bu başka bir canlıda yok. Beklentiğimiz bu kapasitenin insan dahil diğer canlılarda da olabilmesi. Aksolotlardan öğrendiğimiz mekanizmaları aktive ederek, kalp, beyin, omurilik, böbrek gibi tüm organlarda tamir kapasitesini artırmak istiyoruz. Anne karnındaki bebeğin oluşumunda nasıl bu yüksek kapasite varsa aksolotlar bunu kaybetmiyor. Biz doğumdan sonra bunu kaybediyoruz. Öğrendiklerimiz bizdeki mekanizmaları anlamamıza yardımcı olacak" dedi.

KANSERE ÇARE OLABİLİR

Aksolotların kanser için de umut olabileceğini belirten Öztürk, "Aksolotların kansere yakalanma olasılığı bizden bin kat daha az. Bu hayvanda kanseri önleyici mekanizmalar devrede olabilir" diye konuştu.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.