Giriş Tarihi: 29.11.2022 13:27

Tuzla'daki fabrika yangını davası başladı: Mahkemeden 3 tutuklu sanığa tahliye

İstanbul Tuzla'da bulunan fabrikada meydana gelen patlama sonucu çıkan yangında 3 kişinin hayatını kaybettiği ve 9 kişinin de yaralandığı olayla ilgili haklarında dava açılan 4 sanığın yargılanmasına başlandı. Duruşmada sanık sıfatında savunma yapan fabrika sahibi, kimyager, iş güvenliği uzmanı ve iş güvenliği şirketi sahibi suçlamaları kabul etmedi. Acılı aileler sanıklardan şikayetçi olduklarını söylerken mahkeme, dosyanın yeniden bilirkişiye gitmesine ve 3 tutuklu sanığın tahliyesine karar vererek davayı erteledi.

İstanbul Tuzla Orhanlı sanayi bölgesinde 29 Nisan 2022 tarihinde yangın çıkmış, 3 katlı vernik ve boya fabrikası alevler ve dumanlarla kaplanmıştı. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı 3 işçinin hayatını kaybettiği, 9 işçinin ise yaralandığı olayla ilgili soruşturma başlatmıştı. Soruşturma kapsamında alınan bilirkişi raporunda iş yeri sahibi asli kusurlu bulunmuş, 4 şüpheli hakkında ise 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılmıştı.

SANIKLAR HAKİM KARŞISINDAYDI

İstanbul Anadolu 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davanın ilk celsesi bugün görüldü. Duruşmaya tutuklu sanıklar Mustafa Umut B., İlkin G. ve Onur D. kaldıkları cezaevinden getirilirken, sanık Songül Ö. de duruşmaya katıldı. Müştekiler ile taraf avukatları da mahkeme salonunda hazır bulundu.

FABRİKA SAHİBİNDEN SUÇLAMALARA İTİRAZ

Patlamanın olduğu fabrikanın sahibi olan tutuklu sanık Mustafa Umut B., olay günü ofisindeyken şiddetli bir ses duyduğunu belirterek "İşçilerin olduğu yeri görmedim. Bahçeye çıktığımda 2. Patlama sesi geldi. Herhangi bir müdahale şansımız olmadı, her yer alev aldı. İş yerinde ruhsat almak için başvuruları yapmıştık, ancak bu uzun süren bir işlemdir. Çet raporu aldığımız için üretim yapma yetkimiz vardı. Ben ruhsatsız iş yeri çalıştırmak isteseydim organize sanayi bölgesine gitmezdim. Ben patlamanın diğer fabrikaların atıklarını kanalizasyona vermesinden olduğunu düşünüyorum" diyerek suçlamayı kabul etmedi.

"İŞLERİM GECİKSEYDİ BEN DE ÖLEBİLİRDİM"

Fabrikada kimyager olan tutuklu sanık Onur D., olay günü aynı yerde bulunan 2. fabrikada olduğunu, patlamanın olduğunu yerde AR-GE bölümünde çalıştığını, yapılan ürünlerin numunelerin kontrollerini yaptığını ve olay günü fabrikada üretim olmadığını söyledi. İş tedbirleriyle ilgili bir görevi olmadığını belirten sanık Onur D., işleri gecikseydi kendisinin de patlamanın olduğu fabrikada olacağını söyleyerek suçlamaları kabul etmediğini ekledi.

İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI 'TALİ' KUSRU KABUL ETMEDİ

Diğer tutuklu sanık İlkin G., "Ben fabrikanın iş güvenliği uzmanıyım. Fabrikaya yarı zamanlı olarak dışardan ayda 2 kez hizmet veriyordum. Fabrikada gerekli iş güvenliği önerilerini işverenime bildirirdim. Şu ana kadarki tüm önerilerimiz de yerine getirildi. Bir eksik yoktu. Son ziyaretimi 5 Nisan tarihinde yapmıştım. Aradan geçen sürede ne olduğunu bilmediğimden patlamanın nedeni hakkında bilgim yok. İlk bilirkişi raporunda evrak eksikliğinden tali kusurlu bulundum ama suçlamaları kabul etmiyorum" şeklinde konuştu.

ACILI AİLELER "ŞİKAYETÇİYİZ" DEDİ

İş güvenliği şirketinin sahibi sanık Songül Ö. ise "Benim görevim bünyemizdeki iş güvenliği uzmanlarının atamasını yapmaktır. Onların işlerine ilişkin raporların da bir suretini iş yerinde bulundururum, zaten bu zorunluluktur" diyerek patlamayla ilgili bir kusurunun olduğunu düşünmediğini ifade etti. Duruşmada patlamanın olduğu fabrikanın karşısındaki fabrikada çalışan ve yaralanan müşteki işçiler şikayetçi olduklarını söylerken, patlama sonucu hayatını kaybeden işçilerin aileleri de müşteki sıfatında yer alarak "Şikayetçiyiz" dedi.

MAHKEMEDEN TUTUKLU SANIKLARA TAHLİYE

Duruşma sonu mahkeme, soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporuyla yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu arasında çelişkiler bulunması sebebiyle dosyanın yeniden bilirkişiye gönderilmesine, sanayi sitesi yönetimi hakkında suç duyurusunda bulunulmasına, ve 3 tutuklu sanığın tahliyesine karar vererek davayı erteledi.

"VİCDANLARI YARALAYAN BİR OLAY"

Duruşma sonu basına açıklama yapan müşteki avukatlarından Yurdagül Sezgin, "Suç konusu olayla ilgili olarak 3 tane can hayatını kaybetti, orada yaşanan olayda işçilerin herhangi bir olmadığı ve işverenin yüzde yüz kusurlu olduğu bilirkişi raporları ve dosyadaki belgelerle sabit iken hiçbir olay olmamış gibi bugün maalesef tahliyelerine karar verildi. Bu kadar bariz işverenin kusura ortadayken 3 tane can hayatını kaybetmişken müştekilerin gözünün içine baka baka tahliye kararı verilmiş olması hem hukuka aykırı hem de vicdanları yaralayıcıdır. Biz buna itiraz edeceğiz, gereğini yapacağız" dedi.

10 GÜN ÖNCEDEN SÖYLEMİŞ

Patlamada hayatını kaybeden Tayfun Aydın'ın baldızı Gülden Merak, "Allah rızası için bu işin peşini bırakmayın. Onlar 7 ay sonra dışarıda, benim eniştem mezarda. Cenazesini bile göremeden toprağa koyduk. Bir şey diyemiyorum, içimiz yanıyor. Eniştem olaydan 10 gün önce bize geldi, 'bunlar bizim başımızı belaya sokacak' dedi. Tayfun Aydının eşi Çiğdem Aydın ise, "Bu kanalizasyon değil, eniştem defalarca uyardı. Hatta en sonunda 'bizi patlatacaklar' dedi. Bu göz göre göre geldi. Umut'un çıkması hak değil. Ben adalet değil" diye konuştu.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.