Cuma 22.10.2010
Son Güncelleme: Cuma 22.10.2010

Ulucanlar Cezaevi'nde tarihe tanık 22 heykel

83 yılda isyanlar, idamlar gören Ulucanlar Cezaevi ünlü siyasetçi ve sanatçıların da hapis yattığı yer olarak ün saldı. Müze ve kültür merkezi amaçlı restore edilen tarihi mekânı ziyaret edenler balmumu heykellerle o günleri yeniden yaşayacak

Adı hüzün ve idamlarla anılan Ankara'daki Ulucanlar Cezaevi'nde tarih yeniden canlanıyor. Bülent Ecevit, Yılmaz Güney, Nâzım Hikmet gibi ünlü siyasetçi, yazarları ağırlayan (!) ve Deniz Gezmiş ile arkadaşlarıyla Erdal Eren gibi isimlerin idamlarına tanıklık eden cezaevinin müze ve kültür merkezi olarak hizmet vermesi için hazırlıklar neredeyse tamamlandı. Kasım ayında hizmete girmesi planlanan Ulucanlar Müzesi'nin kapıları SABAH için açıldı Ulucanlar için Çin'de yaptırılan 22 balmumu heykeli, koğuş ve tecrit odalarındaki yerlerine yerleştirildi. Mahkûm ve gardiyanları içeren bu heykellerde yüzlerindeki acı dolu ifadelerden, sakal ve ellerdeki tüylere kadar hiçbir detay unutulmadı. Yapımı 4 ay süren heykeller, Çin'den önce gemiyle önce İstanbul'a oradan da eylül ayında cezaevine getirildi. Bu kapsamda Ulucanlar'da yatan tanınmış simaların da balmumu heykellerinin yapılması konusunda çalışmalar yürütülüyor. Bülent Ecevit, Nâzım Hikmet, Muhsin Yazıcıoğlu, Deniz Gezmiş, Taha Akyol, Erdal Eren, Yılmaz Güney, Cüneyt Arcayürek ve Metin Toker gibi ünlü siyaset ve düşünce adamlarının heykellerinin de müzeye yerleştirilmesi düşünülüyor. Bu isimlerin küçük resimleri ise mahkûmların dilek ağacına asıldı. İki koğuşta ünlülerin biyografileri ve fotoğrafları yatak başlarına yerleştirildi. Hapishanede disiplin suçu işleyen mahkûmların getirildiği tecrit odalarındaki yenilemeler sırasında, yerdeki fareler dahi unutulmazken, dar ve loş koridorlarda aslını yaşatmak amacıyla mahkûmların çığlıkları, tartışmaları ve türkü söylemeleri hoparlörlerden veriliyor. Hücrelere yerleştirilen balmumundan mahkumlar kimi zaman ağlarken, kimi zaman da derin derin düşünürken ziyaretçilerin karşısına çıkıyor.

BİR KOĞUŞ ANISI

Ulucanlar'daki koğuşlara girildiğinde karşınıza bağlama çalan, sigara içen, çay demleyen mahkûmlar çıkıyor. Mahkûmların dolap üstlerine yapıştırdığı resimlerden, duvarlara yazdıkları yazılara ve ayakkabılarına kadar tüm ince detaylar ziyaretçileri bekliyor. İki mahkûm çay demleyip, sohbet ederken, bir diğeri onlara bağlama çalıyor. Koğuşu gezerken zamanında bir mahkûmun duvara kazıdığı yazı tüyleri diken diken ediyor: "Zincir soğuk, zindan yaş. Belki biraz üşürüz. Hele başım zindanlardan çıksın da görüşürüz."
"İSTEYEN TECRİTTE KALABİLECEK"
SABAH'a Ulucanlar Cezaevi'ni gezdiren Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, müzeyi gezmeye gelen insanların 3-4 saatliğine tecrit odalarında kalabileceğini söyledi. Bu anlamda çok farklı bir çalışma gerçekleştirdiklerini vurgulayan Tiryaki, "Ortalama bir ücret karşılığı mahkum olmanın ne anlama geldiğini anlayabilecekler. Ziyaretçi elleri kelepçeli bir şekilde içeriye alınacak, üzerindeki bütün aksesuvarları teslim edecek ve hücrede bu şekilde oturacak" dedi. Tiryaki, Ulucanlar'a gelenlerin cumhuriyetin geçirdiği sürece tanıklık edeceğini ve demokrasi yolunda adım adım gelinen noktayı daha iyi anlayacağını kaydetti.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.