Pazar 20.02.2011
Son Güncelleme: Pazar 20.02.2011

Uykuyla, sığınma evinde tanıştılar

Küçükçekmece Sığınma Evi'ndeki kadınlar; tecavüz, dayak, kısacası her tür şiddeti yaşamış. Hatta kiminin çocukları da nasibini almış 'psikopat koca' şiddetinden

Küçükçekmece Belediyesi'nin sığınma evinde her kadının hayatı başka bir dram. Dayak, işkence, tecavüz, şiddetin her türlüsünü yaşamışlar. Tıpta "psikopat" deniyor, bütün bunları bir kadına yapan adamlara. Yeni adı da "sosyal kişilik bozukluğu"... Yıllarca dayak yiyen, hor görülen, aşağılanan kadınlar sığınma evinde alıyor soluğu. Can korkusuyla yıllar yılı diken üstünde yatan kadınlar deliksiz uykuyla tanışıyor burada. Sadece anneler değil, bazen minnacık bebeler de payını almış bu kör şiddetten... Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay'ın özel ilgisiyle sürekli gelişen hizmeti, servisi ve konforuyla "İnsanın ailesi bile bu kadarını yapamaz" dedirten sığınma evindeyiz. '
KARNIMA BİLE BASARDI'

Bir tokatla gelen yok sığınma evine. Hepsi yıllarca dayak yemiş kocasından. Kocası sigara söndürülmüş K.'nin vücudunda. "Saçlarımı iki eliyle kavrayıp kafamı dizine vura vura dövüyordu beni" diyor. Yere yatırıp karnına basıyormuş bazen de. En son çocuklarını dövmeye başladığında kaçmış kocasından. "Yıllarca çektim düzelir diye. Düzeleceğine çocuklarımı da dövmeye başladı" diyor. S. giriyor söze: "Benimki uyuşturucu bağımlısıydı. Cinsel tacizde bulunuyordu kafayı çekip çekip. Sabahlara kadar uyumuyordum onun yüzünden. Sığınma evine geldim de rahat bir uyku çekmeye başladım." Talihsiz kadın, yağmurdan kaçarken doluya tutulanlardan. Alkolik babasının baskısından bunalınca ilk bulduğu adama kaçmış düşünmeden. Uyuşturucu bağımlısı çıkmış o da. Sonrası tam bir işkence... "Ailemde dövmediği kimse kalmadı kocamın. Baktım ki aileme de zarar veriyor, kaçıp buraya sığındım ben de" diyor.
EV VE İŞ SAHİBİ YAPIYORLAR

Küçükçekmece Belediyesi'nin kadınlara yaptığını ailesi yapmaz insana diye içinden geçirmeden edemiyor insan. Gerçekten muhtaçsa kadın, belediye sonuna kadar arkasında duruyor. Sadece karnını doyurmakla kalmıyor, onu iş ve ev bark sahibi de yapıyor. S. onlardan biri mesela. Bir buçuk yıldır burada kalıyor. Ev almaya karar verdiğinde söylemesi yetmiş. "Önce biraz sen para biriktir, üzerini biz tamamlarız" demiş sığınma evinin yetkilileri. Ardından gereken peşinatın 10 bin lirasını vermişler.
HER ŞEY 'AİLEDE' BİTİYOR

Sonuç olarak sığınma evindeki kadınların ortak noktaları hepsinin de aile desteğinden yoksun olmaları. "Arkaları" yok bu kadınların. Herşey kadını daha çok sahiplenmekle, ailede başlıyor yani. Durum, ne yazık ki hala usta şair Nazım Hikmet'in dediği gibi: "...Ve kadınlar / bizim kadınlarımız / korkunç ve mübarek elleri ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle / anamız, avradımız, yarimiz / ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen / ve soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen..."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.