Salı 23.06.2020 21:48
Son Güncelleme: Çarşamba 24.06.2020 13:49

Yassıada yargılamalarının hukuki dayanağını kaldıran teklif TBMM Genel Kurulunda

AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, "27 Mayıs 1960'dan itibaren bu kanunu kaldırmakla beraber, biz aslında yargıyla alakalı meseleye dokunmadan hassasiyet göstererek, karar verme sürecine hassasiyet göstererek ama bir tarafıyla da baktığımızda bu hukuksuz, darbeci anlayışın mahkemelerini, mahkeme olmayan sözde mahkemelerini ortadan kaldırmak için buradayız. Böyle bakıldığında, Türk demokrasisi için fevkalade önemli bir iş yapmış olacağız inşallah." dedi.

TBMM Genel Kurulunda, Yassıada yargılamalarının hukuki dayanağının kaldırılmasını öngören "Teşkilatı Esasiye Kanununun Bazı Hükümlerinin Kaldırılması ve Bazı Hükümlerinin Değiştirilmesi Hakkında Geçici Kanunun Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması ve Neden Olunan Mağduriyetlerin Giderilmesi Hakkında Kanun Teklifi"nin tümü üzerinde milletvekilleri söz aldı.

TBMM'de kabul edildi! 27 Mayıs 1960 darbesi Yassıada kararları artık yok hükmünde! | Video

AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, yargının bir öç alma mekanizması olmadığını belirterek, "Bir yargı kararı üzerinden konuşurken bunun bir hınç alma meselesi ve daha ileriye giderek bir suç örgütü gibi yargının nitelendirilmesini reddediyoruz." diye konuştu.

Seçmen iradesinin baş tacı olduğunu söyleyen Zengin, yargı kararlarıyla seçmen iradesi arasında bir korelasyon kurmanın ülkeyi hiç tanımamak olduğunu ifade etti.

Özlem Zengin, "Yargı kararları itirazlarla şekillenir, adım adım devam eder. İstinaf aşamasıdır, Yargıtay safhası olacaktır. Buradaki mesele, serbest, özgür iradesiyle yargının verdiği karara biz itimat ediyoruz. Bugüne kadar bizim aleyhimize fevkalade kararlar olmuştur. Bunlardan bir tanesi kapatma davasıdır, bizim yaşadığımız. O yüzden yargı kararlarıyla alakalı konuşurken de hukuk içerisinde kalmak lazım." şeklinde konuştu.

"27 MAYIS EN KANLI, EN IZDIRAPLI DARBE SÜRECİ"

Zengin, kanun teklifi üzerinde yaptığı değerlendirmede ise Yassıada'ya dair siyasal anlamda fevkalade önemli bir kanun teklifini görüşmekten çok büyük hüzünlü bir onur duyduğunu belirtti.

Özlem Zengin, teklifin ilk imza sahibi TBMM Başkanı Mustafa Şentop'a da teşekkür etti.

Şahsi hayatının, kurguların hep başarısız olduğunu gösterdiğini söyleyen Zengin, "Biz Allah'ın kurgusuna inanıyoruz, bunu çok önemsiyoruz. Biz ne kadar planlarsak planlayalım, asıl kurgu işte böyle anlarda ortaya çıkıyor, etkilerini gösteriyor." ifadesini kullandı.

27 Mayıs'ın Türkiye'nin siyasal tarihi açısından olumsuzlukların, ket vurulmaların, demokrasinin engellenmesinin işareti ve darbelerin ilk adımı olduğunu söyleyen Özlem Zengin, bu darbenin 1924 Anayasası'nı değiştirdiğini ifade etti.

27 Mayıs en kanlı, en ızdıraplı darbe süreci olduğunu ve darbelerin gelenek haline gelmesiyle alakalı muazzam bir adım olduğuna işaret eden Zengin, bu darbeyle Türkiye'de siyasal ve toplumsal hayatın korkularla dizayn edilmek istendiğine dikkati çekti.

Darbenin ardından mağdurların haklarının iadesi konusunda çeşitli tarihlerde düzenlemeler yapıldığını da anlatan Özlem Zengin, "Bugün 60 yıl geçmiş, bir yarayı ancak bizler toparlayabiliyoruz. Ne diyelim, o yarayı onarmak da tam mümkün değil belki ama onun karşısında yapılabilecek ne varsa bütün imkanlarımızla yapmak istediklerimizi, yapılabilecekleri tüketmek istiyoruz." diye konuştu.

Bugün gelinen noktada "Yaşayan ne var?" diye sorulduğunda, hukuk aleminde her şeye rağmen bir mahkumiyetin bulunduğunu belirten Zengin, sözlerini şöyle sürdürdü:

"409 kişi Anayasa'yı ihlalden mahkum olmuş durumda. Rahmetli Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu, Hasan Polatkan. Biz ne kadar itiraz edersek edelim, bir hukuki gerçeklik anlamında söyleyecek olursak hala birer mahkumlar. Birkaç farklı yöntemle de yapılabilirdi belki. Yani bir af çıkarılabilirdi, af olabilirdi. Eğer af olsaydı biz o zaman diyecektik ki; 'Gerçekten bir yargılama var, biz bir af çıkardık'. Buna kalbimiz, vicdanımız müsaade etmez. Yeniden yargılama olabilirdi. Yeniden yargılama da aynı anlama geliyor, yani bir mahkeme var, yapıldı da yeniden yargılanıyor gibi olur. Bizim yapmaya çalıştığımız şey aslında, onlara özel bu mahkemeyi kuran kanunu yok hükmüne getirmek istiyoruz. Nihayetinde de 27 Mayıs 1960'dan itibaren bu kanunu kaldırmakla beraber, biz aslında yargıyla alakalı meseleye dokunmadan hassasiyet göstererek, karar verme sürecine hassasiyet göstererek ama bir tarafıyla da baktığımızda bu hukuksuz, darbeci anlayışın mahkemelerini, mahkeme olmayan sözde mahkemelerini ortadan kaldırmak için buradayız. Böyle bakıldığında, Türk demokrasisi için fevkalade önemli bir iş yapmış olacağız inşallah."

GÖRÜŞMELER SÜRÜYOR

TBMM Genel Kurulunda, Yassıada yargılamalarının hukuki dayanağının kaldırılmasını öngören Teşkilatı Esasiye Kanununun Bazı Hükümlerinin Kaldırılması ve Bazı Hükümlerinin Değiştirilmesi Hakkında Geçici Kanunun Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması ve Neden Olunan Mağduriyetlerin Giderilmesi Hakkında Kanun Teklifi'nin maddeleri üzerindeki görüşmeler devam ediyor.

"YASSIADA'DA HUKUKA DELİ GÖMLEĞİ GİYDİRİLMİŞTİR"

MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, siyasi ve demokrasi tarihinin aynı zamanda darbeler tarihi olduğunu ifade ederek, "Hukuk dışı müdahaleler ülkemizin on yıllarını çalmış; hukuk, huzur, barış ve güvenlik bakımından ağır hasarlar bırakmıştır. Millet iradesini yok sayarak milli egemenliğe, demokrasiye hukuk dışı müdahaleler, esasen cumhuriyetimizin yegane dayanağı olan milleti yok saymak anlamı taşımaktadır." dedi.

Akçay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"27 Mayıs yargılamaları milli hafızalara kazınmış, hukuk kisvesiyle Yassıada'da hukuka deli gömleği giydirilmiştir. Yassıada'da 1950-1960 dönemi yargılanmamış, irade ve egemenliğin yegane sahibi aziz milletimizin takdir ve tercihleri sorguya çekilmiştir. Yassıada mahkemelerini kuranlar demokrasi ve özgürlükleri sanık sandalyesine oturtmuşlar. Yüksek Adalet Divanı tarafından gerçekleştirilen ve Yassıada yargılamaları olarak bilinen hukuk garabetiyle ne yazık ki Başbakan Adnan Menderes, Bakanlar Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan idam edilmişlerdir. Açıktır ki bu yapılanlar, yalnızca bu 3 devlet adamına ve ailelerine değil, onları seçen milletin bizatihi kendisine yönelik bir zulüm olarak tecelli etmiştir."

27 Mayıs 1960 darbesi sonrasında kurulan Yüksek Adalet Divanı tarafından gerçekleştirilen Yassıada yargılamaları ve akabinde gerçekleşen idamların, neden oldukları bireysel mağduriyetlerin yanı sıra toplumsal ve siyasi hafızada tamiri zor yaralar açtığını dile getiren Akçay, "Millet, hafızası olan toplumdur. 27 Mayıs 1960 darbesi millî hafızamızda yaralar açmıştır." değerlendirmesinde bulundu.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.