Çözüm yeri Meclis
Başbakan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin ' türban' kararını yorumlarken özetle şöyle dedi: "Bu konuda söz söyleme hakkı ulemanındır (<ı>din <ı>alimleri). Sorarsın 'dinin böyle bir emri var mı' diye. Dinde bunun yeri varsa saygı duymak zorundasınız."
Başbakan haklı!
Hakikaten de ortada dinle ilgili bir ' soru' varsa, bunun yöneltileceği adres, ' laik' mahkeme değil din alimleridir. Sorarsın: ' <ı>Hocam, <ı>İslam'a <ı>göre <ı>kadın <ı>başını <ı>örtmeli <ı>mi?' O da cevap verir: ' <ı>Evet.'
İyi de... Konu bu değil ki!
AİHM, " <ı>İslam'da <ı>tesettür <ı>var <ı>mı, <ı>yok <ı>mu " tartışması yapmadı. Mahkeme, Leyla Şahin davasını ele alırken, şu soruya cevap aradı: " <ı>Türk <ı>üniversitelerindeki <ı>türban <ı>yasağı, <ı>ülkenin <ı>mevcut <ı>yasalarıyla <ı>ve <ı>imzaladığı <ı>uluslararası <ı>sözleşmelerle <ı>çelişiyor <ı>mu, <ı>çelişmiyor <ı>mu? " Ve kararını verdi: ' Çelişmiyor!'
Yani: Türban yasağı mevcut yasalara ve uluslararası sözleşmelere aykırı değil.
Buradan şu çıkar: '<ı>Değiştir <ı>yasalarını, <ı>önüme <ı>öyle <ı>gel.' Peki yasaları kim değiştirecek? Laikliğin somut tanımını kim yapacak? Kim, "Eğitim ' <ı>hizmeti <ı>alan' öğrenci istediği gibi giyinir, '<ı>hizmeti <ı>veren' ise dini simgeler taşıyamaz" diyecek? Onun da adresi belli: TBMM.
***
Bu vesileyle bir tahminimi sizinle paylaşmak isterim: Bence Erdoğan ve arkadaşları, 'dindar' insanlar olarak AİHM'nin kararından elbette hiç hoşlanmadılar. Ama birer ' siyasetçi' olarak bundan gizli gizli memnunluk duyuyorlar.
Çünkü ' <ı>türban <ı>sorununu <ı>çözeriz' vaadiyle iktidara geldiler. Aradan üç yıl geçti, tık yok. Taban sıkıştırıyor: ' <ı>Hani <ı>çözecektiniz?' Rakip muhafazakâr partiler bastırıyor <ı>: <ı>'Onlar <ı>çözemez, <ı>biz <ı>çözeriz.' AKP'liler de topu taca atıyor: <ı>'Suçlu <ı>AİHM.'
Halbuki çözüm yeri Meclis.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.