Kendisine yapılmasına Kemal Bey göz yumar mıydı?
Gündem ne kadar hızlı değişiyor! Kafayı Wikileaks'in yayınladığı belgelere taktık, pazartesi günü (ve dün) arkadaşımız Mutlu Çölgeçen'in verdiği sarsıcı haberi biraz arka plana attık.
Halbuki haber fevkalade önemli!
"Balyoz Harekâtı"... Pardon, yanlış yazdım, "Birinci Ordu Plan Semineri" için Mart 2003'te, Org. Çetin Doğan başkanlığında, İstanbul'daki Selimiye Kışlası'nda toplanan bir grup komutanın, dönemin hükümetinden rahatsızlık duydukları...
Onun yerine bir Milli Mutabakat Hükümeti kurulması gerektiği konusunda hemfikir oldukları belgesiyle ortaya çıktı.
Neydi bu belge?
Seminere Genelkurmay Gözlemcisi olarak katılan Kurmay Albay Hasan Durak olup biteni izlemiş, sonra da raporunda yazmıştı.
Rapora göre ayrıca sıkıyönetim ilan edilecek, Milli İstihbarat Teşkilatı'nın başına da bir asker getirilecekti.
Benim açımdan çok önemli bir malumat daha yer alıyordu bu raporda:
Seminerde tehdit değerlendirmesi yapılmış ve "iç tehdidin", dış tehditlerden daha önemli olduğu saptanmıştı.
İç tehdidin birinci sıraya yerleştiğini duyduğunuzda, sakın aklınıza PKK filan gelmesin.
Seminerde bir numaralı tehdit olarak dönemin Hükümeti görülüyordu.
Derginin hiçbir özelliği aklımda kalmamış. Ne adı, ne siyasi çizgisi... Sadece o çarpıcı başlık!
Tabii Kürt milliyetçileri bu fikri başka türlü dile getirdiler, mesela "Kürdistan, Türk ordusunun işgali altındadır" dediler.
Milliyetçi ideolojiye uygun bir laftı bu: Ne bileyim mesela, sert Katalan milliyetçileri de "İspanyol ordusunun işgali altındayız" filan diyordur herhalde.
Ama benim gençken okuduğum o cümle daha çarpıcıydı. Çünkü sadece Kürtlerin değil, Türklerin de işgal altında olduğunu söylüyordu.
Dedim ya, o başlık altındaki makaleden hiçbir şey hatırlamıyorum. Büyük olasılıkla kastedilen, bizimkinin bir NATO ordusu olmasıydı.
Yani bıraksalar halkımız sosyalizmi kuracaktı ama komünizm düşmanı ABD, Türk ordusunu NATO aracılığıyla kullanarak bunu engelliyordu.
Ama kurulmasından sadece dört ay sonra, Mart 2003'te, bu Hükümet bir grup komutan tarafından öncelikli tehdit olarak görülüyor!
Ne biçim bir zihniyet bu?
Bazı emniyet supapları olmasa... Mesela Org. Yaşar Büyükanıt'ın imzasıyla kendisine sunulan bu rapora dönemin GK Başkanı Org. Hilmi Özkök göz yumsa, olur verse, desteklese... Al sana askeri darbe!
Ama o da ne? Hukuk devleti ilkelerine ve demokrasiye bağlı olduğunu iddia eden CHP Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, açığa almalar nedeniyle Hükümeti eleştiriyor.
İnsan biraz empati kurar!
Kemal Bey başbakan olsa... Hükümetini devirmeye kalkışanlara izin verir mi?
Koltuğunu tehdit eden Önder Sav'ı nasıl saf dışı bıraktığını gördük işte.
Eğer Kılıçdaroğlu, "Asker beni devirmeye kalkışmaz" diyorsa; gömleği, kasketi ve Et-Balık Kurumu'yla örnek aldığı Bülent Ecevit'in 70'li yıllarda başına gelenleri tekrar düşünmesini kendisine tavsiye ederim.
Bir vatandaş olarak, ana muhalefet partisi başkanından demokrasinin yanında yer almasını beklemek hakkımdır sanırım.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.