Meğer Türkçemize tecavüz edilmemiş
Okuduğum iki haber de aynı şekilde yazılmıştı: Türk Dil Kurumu, bir heyet toplamış ve dildeki bazı deyim ve atasözlerini sözlükten "temizlemişti".
Bunlar "kaşık düşmanı" gibi kadınları aşağılayan ya da "devletin malı deniz, yemeyen domuz" gibi yanlışı onaylayan deyim ve atasözleriydi.
Velhasıl dilimiz sansürlenmişti.
Yazmamıştım ama bu olaya kızmamın bir nedeni daha vardı: Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Şükrü Haluk Akalın göreve geldiğinde şöyle demişti:
"Diğer dillerden geçenler ve yakın zamanda üretilenler dahil; halkın kullandığı her kelime bizimdir, Türkçedir... Eleme yapmadan, hepsini Büyük Sözlüğe alacağız" demişti.
Hatta ben de kendisine, bilgisayar ve cep telefonu âleminde kullanılan kısaltma ve simgeleri de sözlüğe dahil etmelerini; İngilizlerin böyle yaptığını söylemiştim.
Şimdi aynı kişi sansürcülük yapıyordu!
Doğrusu şuymuş: O deyim ve atasözleri, Büyük Sözlük'ten değil, sadece ilköğretime yönelik, küçük çaplı sözlüklerden çıkarılıyormuş.
Eh, buna bir diyeceğim olmaz.
Okul sözlükleri zaten derlemedir. Öğrenciler varsın o türden deyim ve atasözlerini başka zaman, Büyük Sözlük'ten okusun...
Nasrettin Hoca'ya döndük: Eşeği kaybedip bulduk, "sevindirik olduk".
Haluk Hoca, bunu da al sözlüğe!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.