Babanın yanında niye sigara içmezsin?
Araştırma şirketi KONDA'nın Genel Müdürü Bekir Ağırdır, üzerinde düşünülmesi gereken şeyler söylüyor.
Örneğin:
Bu anlamda geleneksel muhafazakarlık "somut" bir denetim biçimidir. Gündelik hayatta anbean tecrübe edilir.
Dede ölmüş, baba küçük kentte kalmış, amca yazlığa taşınmış, ağabey ise kentin öteki yakasında çalışmaktadır artık...
Ailenin ve mahallenin somut denetimi ortadan kalkınca, yani ilişkiler anonimleşince, bireyler hangi referanslara göre davranacak? Benim, "TOKİ Türk'ü" dediğim insanlar, "ahlaklı, doğru, makul" davranış biçimini nasıl bulacak?
İşte din burada devreye giriyor.
Dinin ortaya koyduğu kural, ilke ve yasaklar, geleneksel kontrolün yerini alıyor.
Artık büyüğün yanında sigara içmemek, dine başvurarak gerekçelendiriliyor.
Çünkü din, zaten bu kişiler tarafından çocukluktan beri bilinip yaşanan bir değerler sistemi. Bu nedenle, geleneğin kelimelerinden, dinin kelimelerine geçmek en kolayı...
Böylece, kişilere dayalı "somut" denetimin yerini, yüce değerlere atıfta bulunan, "soyut" denetim alıyor.
Kentleşme ve kapitalistleşmenin yarattığı "birey"; bizzat kendi inancı ve vicdanı (süperegosu) tarafından kontrol edilir oluyor.
Faraza taşradaki ana-babasına, (amcası ya da ağabeyi söylediği için değil) dinsel kaygılarla para gönderiyor.
Bu şartlarda, referans sisteminin din, arkadaş grubunun da cemaat olması normal değil mi?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.