EMRE AKÖZ

Şu müzikallerin yerlisini yapsak?

New York'a adımımızı atar atmaz Broadway'e koşmuş, 'In the Heights'a bilet almıştık. En iyi müzikal ve en iyi koreografi dalında Tony Ödülü'nü almış bir eser kaçmazdı.
ABD'ye göç etmiş Dominik kökenlileri anlatan çalışmanın konusu iyiydi, müzikleri iyiydi, oyuncuları iyiydi...
Ancak müzikal bittiğinde, içimde tuhaf bir boşluk, bir tatminsizlik hissi kaldı. Niye?
Sanırım işin sırrı kültürde... Her ne kadar Türkiye'de Batı ağırlıklı bir kültürle yetiştirilmiş olsak da... Oyunda bize hitap etmeyen, cuk oturmayan bir şeyler vardı.
Zorlu Center'da açılan Performans Sanatları Merkezi'ndeki (PSM) Jersey Boys müzikaline giderken zihnimde o soru dönüp duruyordu: "Aynı tuhaf duygu yine olacak mı?"

Salon süper
Önce şunu söyleyeyim: Salon çok iyi. Ses sistemi şahane! Sahne sistemi de dört dörtlük. (Bilirsiniz: Eskiden bir dekor sahneye itilerek getirilirdi. Şimdi bu işi elektronik sistemle yapıyorlar.)
Jersey Boys müzikali, 1960'lardaki ünlü 'The Four Seasons' (Dört Mevsim) adlı grubun öyküsünü anlatıyor: İtalyan kökenli New Jersey'li gençlerin kurduğu grubun çıkışa geçmesi, çok ünlü olması ve nihayetinde dağılması...
Özetle konu, oyuncular, müzikler harikaydı... Peki ama niçin o tuhaf boşluk hissiyle ayrıldım ben?
Gösteri başlamadan önce sahneye çıkan Ahmet Zorlu, "Broadway'i ayağınıza getirdik" demişti. Doğru! Artık Broadway özlemi çekmek gerekmeyecek. Çünkü oradaki tiyatrolarda hangi teknoloji varsa, PSM'de alası var. (İngilizce bilmeyenler için üst yazı da bulunuyor.) Çok güzel...
Bizde konu çok

Ancak benim bir önerim olacak: Gelin artık bu müzikallerin yerlisini yapalım...
İtalyan aksanıyla konuşan Amerikalılar verine, faraza Diyarbakır veya Karadeniz aksanıyla konuşun "bizimkilere" kulak verelim.
Çok zor değil... Yetenekli senaryo yazarlarımız çok... Müzik deseniz; gırla... Konu? Türkiye'de ondan bol ne var? Eh, salon da hazır olduğuna göre... Neden helva yapmıyoruz?
Sezen Aksu'nun hayatını yazın; bir bölümünde kendisi oynasın...
Popstar türü bir yarışmaya katılarak aniden ünlü olan şarkıcı gencin, yükselişi ve yok oluşu...
İbrahim Tatlıses'in hayatından bir değil, üç tane müzikal çıkmaz mı Allah aşkına? İnşaat işçiliği, aşkları, vurulması, Şivan Perver ile düeti...
Bunlar bir çırpıda aklıma gelenler. Türkiye tarihi müzikalleştirilecek olay dolu: Kurtuluş Savaşı... Kürt sorunu... Darbeler... Kente göç... 2001 krizi... Bütün bu fırtınalı olayların ortasına, bir de aşk hikâyesi yerleştirdiniz mi... Ortaya müzikalin alası çıkar.
Jersey Boys, 24 Kasım'da bitiyor. İmkânınız varsa izleyin. Bakalım benimle aynı fikirde olacak mısınız?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.