Çok şey mi istiyorum?
Şöyle bir soruyla başlayalım: Milletvekili aday listeleri kimin için önemli? Cevabın bir kısmı kolay:
Tanışamadık
Büyük kentlere geldiğimizde ise durum değişiyor. Seçmen adaya değil, partiye göre oy veriyor.
Örneğin toplam 88 (31+26+31) milletvekili çıkaran İstanbul, üç bölgeye ayrılmış durumda. En az vekil çıkaracak olan ikinci bölgede dahi 26'şar aday var.
Ancak İstanbullular bu adaylara değil, partiye oy verecek. 2011 seçimlerinde İstanbul Birinci Bölge'de oy kullanarak Meclis'e gitmelerine katkıda bulunduğum kişilerin, en az yarısının adını dahi duymamıştım.
İşin daha da kötüsü: Meclis'te dört yıl boyunca yasama faaliyetinde bulundular ama (gazetecilik faaliyeti haricinde) onlarla tanışmadım, konuşmadım.
Devamı var: Geçen dört yıl içinde oy verdiğim partinin herhangi bir Birinci Bölge milletvekili ile karşılaşmadım. Ne sokakta, ne otobüste, ne vapurda, ne kafede, ne lokantada, vs, vs. Aynısı, diğer partilerin vekilleri için de geçerli.
Gelin, 7 Haziran seçimleri için parti listelerinin ilk 10 sırasında yer alan Birinci Bölge adaylarından örnekler vereyim:
Sadece bir kişi
Lütfen elinizi vicdanınıza koyarak cevaplayın: Bu işte bir tuhaflık yok mu?
Oy vererek Meclis'e girmelerinde naçizane katkıda bulunduğum ve iki ay sonra da bulunacağım kişileri bizzat tanımak, üç-beş kelime konuşmak hakkım değil mi?
Çok şey mi istiyorum?
Küçük kentlerde yaşayan seçmen vekillerini şahsen tanıyor da, ben niye tanımıyorum? Büyük kentte yaşamak kabahat mi?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.