İnsan olamayız!

Uçağımız Sabiha Gökçen Havaalanı'na 18.20'de indi. Pasaport kontrolünden sonra, bavulların hangi banda geleceğini öğrenmek için elektronik tabelanın karşısına geçtik.
Baktık, baktık... TK 1730 görünürde yok. Nasıl olur? Birisinin arkadaşına, "Berlin dördüncüde" diye seslendiğini duyunca o banda yöneldik.
Evet, ışıklı göstergede TK 1730 yazıyordu. Beklemeye başladık. Hep aynı sekiz-on bavul dönmekte. Bizimkiler ortada yok.
Işıklı tabelada dakika başı, davulların yer hizmetleri şirketinin sorumluluğunda olduğu yazılıyor. Yani "Vatandaş, havayollarını sıkboğaz etmeyin" denmekte.
Derken bir şaşkınlık daha: "TK 1730" ibaresi de uçtu! Tekrar elektronik göstergeye ve diğer bantlara baktık; böyle bir uçağa dair hiçbir işaret bulunmuyordu. Yarım saat geçti yok. Bir saat geçti yok.
Belli ki bir sorun çıkmıştı. Olabilir. İnsanlar hata yapar, makineler bozulur, sistemler aksar... Ancak böyle bir durumda bir yetkili gelip açıklama yapar, endişeli insanları bilgilendirir değil mi? O da yok.
Yer hizmetleri firması TGS (Turkish Ground Services) onca yolcuyu insan yerine koyup bir açıklama zahmetinde bulunmadı. Bırakın görevli göndermeyi, anons bile yapmadı.
Uçağın inmesinden tam iki saat sonra bavullar geldiğinde, ışıklı göstergede hâlâ TK 1730 ibaresi yoktu.
Kıssadan hisse: Türkiye'de vatandaş, müşteri, taraftar, hatta terörist olabilirsiniz ama insan olamazsınız. Var mı itirazı olan?