Alper Görmüş

25 Kasım 2013, Pazartesi

Biri, konuşurken “konuşturmayın beni” diyorsa...

"Size bir Hint atasözünü hatırlatmak isterim. 'Konuşmaya karar verdiğinizde söyleyeceklerinizin susmaktan daha iyi olduğundan emin olun.' Çünkü söz insanın şerefidir. İçinde bulunulan şartlara göre eğilip bükülemez. Çünkü söz insanı insan yapan bir değerdir. Çünkü söz insan ilişkilerinde düşünmeden sonra gelen ikinci öğedir. Söz nefes gibidir, ruh gibidir anlamsız yere konuşulmamalıdır. Bilgi, insanı kuşkudan, iyilik, acı çekmekten, kararlılık, korkudan kurtarır. Umarım ne demek istediğim anlaşılmıştır."

Balyoz davası sanıklarının "konuş, konuş" diye tempo tuttukları Eski Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman sonunda konuştu ve biliyorsunuz, başta Çetin Doğan olmak üzere, 2003'teki "plan semineri"ni icra edenleri çok güç durumda bırakacak sözler sarf etti.

Buna göre, a) Seminer emrine aykırı olarak icra edilmişti, b) seminerin icrası sırasında kendisinden çok sayıda bilgi ve belge gizlenmişti (bu noktada dönemin KKK Kurmay Başkanı İlker Başbuğ'un adı ön plandaydı), c) seminerin emrine aykırı olarak yapıldığını bilenler vardı ve bu kişiler semineri kendisinden gizlemişti.
Bunların dışında, her biri manşetlik daha neler vardı neler...

Düşünün, bu açıklamaların yapıldığı, Balyoz sanıklarının (hiç değilse plan seminerine karar veren kademenin) açıkça suçlandığı bir vasatta, bir de yukarıda girişte sunduğum satırlar yer alıyordu.

Çok ilginç değil mi?
Konuşması için baskı yapılan Aytaç Yalman, "Hint atasözü"nün üzerinden imâ ettiği gibi "beni zorlamayın, sizin için iyi olmaz, susmam sizin için yeğdir" diyebilir ve susmaya devam edebilirdi.
Aslında bugüne kadar ilan etmeden yaptığı şey buydu... Fakat Balyoz sanıkları, bu tutumun "kıymetini" idrak etmeyip baskılarını sürdürünce, o da bu uyarıyı yapmak zorunda kaldı.
Peki neden sadece "konuşturmayın beni" demedi de, bunu derken aynı zamanda konuştu da...

Ben bunu şöyle yorumluyorum: Sadece "konuşturmayın beni" diyen bir çıkış yapsaydı, sanıkların, onun "blöf" yaptığını düşüneceklerini varsaydı ve ortaya birkaç "kıtır" atmayı doğru buldu; zorlarsanız devamı gelir, demiş oldu.

Son olarak: Balyoz sanıkları neden bu kadar ısrarcı oldular Yalman'ın konuşması hususunda?
Oldular, çünkü onun ve ailesinin üzerinde kurdukları manevi baskılar nedeniyle, aleyhte herhangi bir şey söylemeyeceğine inanıyorlardı... Bugüne kadar tuttu bu hesap... Fakat Balyoz'cular işini dozunu kaçırınca, sonuç da böyle tecelli etti.

SON DAKİKA