Ersoy Dede

Her Söz Operasyona Dönüşüyor!

O kadar politize olmuşuz ki…
Adam gibi bir popüler kültür, sinema-tiyatro vesaire eleştirisi bile yapamaz hale gelmişiz..

Ya hu bir bırakın rahat rahat; dizi, film, oyun eleştirisi yapalım..

Biri hakkında iyi bir şey yazıyorsun; ".. tabi seversin, o sanatçı Külliye'ye gitmişti.."
Olumsuz bir eleştiri yapıyorsun; ".. Gezici olduğu için kötülüyorsun değil mi?.."

Arkadaş.. Beyinler dönmüş turşuya..
Anlatmak öylesine güçleşiyor ki bu durumda..
Evet Erdoğan'ı seven adamın benim nazarımda yeri hep apayrıdır.
Benim sevdiğim adamı seviyorsa tartışma başlamadam bitmiştir benim için..
Bu ayrı..
Ya da Faşist Gezi kalkışmasında baş rolü oynamış adamı asla affedemem..
Aynı şekilde orada da tartışma başlamadan biter..

Fakat her türlü değerlendirmeyi de bu politik kriterler üzerinde yapıyor değiliz ya..
Kişi olarak risk alıp, 16 Nisan'da "evet" vereceğini açıklayan Murat Boz'un benim nazarımda başımın üstünde yeri var.. Ama tarz olarak bana hitap etmiyor.. Fakat Zerrin Özer'i, hem politik tavrı nedeniyle baş tacı ediyorum hem de sesine bitiyorum.. Murat Yıldırım da öyle.. "Babam" diye gördüğüm Recep Tayyip Erdoğan'ın, Kur'an-ı Kerim hediye ettiği bir adam hakkında tartışmam-tartıştırmam.. Erdoğan'ın sevdiği adamı ben de severim.. Bu kadar…
Fakat oyunculuğu hakkında elbette değerlendirme yaparım.. Son filmi Sonsuz Aşk'ı izledim.. Bunun üzerine bir cümle kritik yazacaktım.. Twitter'da denk geldi, Murat Yıldırım hakkında bu kadar çok haber yapılmasını eleştiren bir twitter mesajı gördüm.. Altına da; "Bu adamın oyunculuğunu bu kadar da abartmayın" anlamına gelecek bir söz yazdım.. Benim altına cevaben yazdığım sözü de içine katarak; ".. Vay Efendim; "..Dede, Sabah Gazetesi'ni eleştirmiş.." falan diye haber yapmışlar.. İtler istiyor diye atlar ölmez.. Ben birşey söyleyecek olsam söylerim..
Sabah Gazetesi, oyunlarınızı bozduğu,hesaplarınızı alt-üst ettiği için operasyon çekmeye çalışıyorsunuz.. Derdin Murat Yıldırım'la ya da benimle olmadığı çok açık ortada.. Ve ben bunu hesaplayamadım.. Yazıklar olsun benim öngörüsüzlüğüme.. Tüm bu 'Karanlık Oda' , 'Düşük Radar' operasyonları sonrası ortaya çıkan garip durum nedeniyle, gazetemiz hakkında oluşturulmak istenen olumsuz algıya katkı sayılabilecek bu operasyonun öznesi olduğum için bizzat Serhat Albayrak'tan özür diledim.. Ve yine de özür dilerim.. Böyle bir dönemde her lafı operasyona dönüştürmeye çalışan aportta bekleyen çakal sürüsü olduğunu hesap edemediğim için.. Onlar üzerine düşen vazifeyi yerine getiriyorlar.. Benim dikkat etmem gerekirdi.. Bundan sonra daha dikkatli olacağız..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.