Ersoy Dede

Ersoy Dede

14 Temmuz 2018, Cumartesi

15 Temmuz Bizim Dirilişimizdir

Üzerinden zaman geçtikçe, daha iyi anlıyoruz.. 15 Temmuz gecesi yaşananlar ne bir darbe girişimiydi ne de bir terör saldırısı.. Bu millet çıplak elleriyle tankları durdururken, son vatanımız Anadolu topraklarını müdafaa ettiğinin bilincindeydi. 15 Temmuz, bir darbe girişiminin değil, Anadolu'nun işgal edilmeye kalkılmasının sene-i devriyesi.. Bakın o gece merkezi ABD'de bulunan alçak, kalleş, kahpe FETÖ terör örgütünün ordu içindeki uzantıları aldıkları emri yerine getirmiş ve uzanabildikleri noktalarda müdahaleye başlamışlardı.. Görünen; tanklarla, uçaklarla, sokağa döktükleri askerle müdahale gerçekleştirmekti.. Fakat görünmeyen plan, terör örgütleri eliyle ülkenin sokaklarından oluk oluk kan akıtılmasıydı..
**
FETÖ de, PKK da, DEAŞ da.. hepsi aynı merkezden yönetilen bir terör organizasyonunun ayaklarıdır dostlar.. Dün de böyleydi, bugün de böyle.. 15 Temmuz'da da.. Bu Terör A.Ş.'de her örgüt üzerine düşeni yapacak, sonunda yöneticileri eliyle teslim edilmeyen Türkiye zorla ele geçirilecekti.. Bu bir işgal planıydı.. Evet ülke işgal edilecekti fakat öncesinde işgale hazır hale getirilmesi gerekiyordu..
**
Çukur ihaneti günlerinde FETÖ medyasında Ali Bulaç açık açık NATO'yu müdahaleye çağıran yazılar yazmadı mı?.. Kökü dışarıda yarım porsiyon aydınlar, devleti sivil katliamı yapmakla suçlayan bildiriler kaleme almadılar mı?. Ama o çukur günlerinden, bölge halkının da ferasetiyle çıkmayı başardık çok şükür.. Nasıl ki bugün içeride olan CHP milletvekili Türkiye'nin DEAŞ'a kimyasal gaz temin ettiği yalanını yabancı basına servis etti.. Nasıl ki MİT tırları ihanetiyle El Kaide'ye silah temin ettiğimiz yalanı üzerinden algı operasyonu yapıldı.. Bunların tamamı uluslararası güçlerin ülkeye müdahale etmesini sağlamaya dönük adımlardı.. 15 Temmuz için planlanan da oydu..
**
Bütün bu coğrafyada at koşturan terör örgütleri başından beri hep birlikte hareket etmişler, altın vuruşu da birlikte yapacaklardı. Kaymakam Muhammed Fatih Safitürk'ü elbette şehid eden örgütün adı PKK'ydı.. Ama açıklar mısınız kaymakamlık içinde bir ihanet odağı olmasaydı o suikast gerçekleşebilir miydi?.. Bakın abartmadan söylüyorum. İçim yanarak fakat abartmadan söylüyorum. Bu topraklarda yaşanan terör saldırılarında can vermiş; polis, asker, doktor, öğretmen kim varsa, hepsinin kanı bu FETÖ denilen ihanet şebekesinin ellerindedir. NATO'nun en büyük ordusu olan Türk ordusu nasıl olur da karakol baskını yer, hiç düşünmediniz mi?.. Bugün neden karakol baskını yapamıyor bu alçaklar sürüsü?.. İşte bu, FETÖ-PKK işbirliğinin en açık sonucu.. 15 Temmuz gecesi, FETÖ, ordu içindeki yapısı eliyle ülkeyi ameliyata açık hale getirecekti.. Suriye hattından DEAŞ sızacak kanlı saldırılar tertipleyecekti.. Tıpkı Sincar'da olduğu gibi PKK da Suruç'ta, Kilis'te, Reyhanlı'da başka başka yerlerde DEAŞ'la çatışmaya girip ülkeyi kontrol edilemez bir ateşin içine atacaklardı.. Uluslararası müdahale şart olacaktı.. Size açık söylüyorum. Nasıl bugün Irak yok.. Nasıl bugün Suriye yok.. 16 Temmuz sabahı Türkiye diye bir yer olmayacaktı.. Tankların egzozuna atlet tıkayan o çocuklar belki bunu bilmiyordu ama hissediyordu.. 15 Temmuz bizim dirilişimizdir..

SON DAKİKA