İngiltere'nin en önemli 100 entelektüeli arasında gösterilen Prof. Dr. Ziyaüddin Serdar, önceki hafta Türkiye'ye gelerek Sakarya'da bir panelde konuştu, bazı gazetelere röportaj verdi.
Serdar, İslam dünyasından ziyade Batı'da görüşleri önemsenen Müslüman bir entelektüel. Bende 2002 yılında kendisiyle bir röportaj yapmıştım ve bu röportaj Radikal gazetesinde yayınlanmıştı.
O röportajda Serdar, "Batılılaşmanın devri geçti. Hâlâ Batılılaşmanın güdümünde olanlar ise sadece düş görüyor. Emperyalist ve hegemonyacı eğilimlerin etkisindeki Türkiye artık uyanmalı" demişti.
Türkiye bugün Serdar'ın 14 yıl önce dediği gibi Batılılaşmayı 'kutsal' sayan bir zihniyetle yönetilmiyor. Aynen istediği gibi Türkiye artık uyandı.
AB ile de eşit çerçevede masaya oturuyoruz. "Bizi AB'ye almazsanız yandık, bittik" diyenler değil, "AB Türkiye'yi dışlarsa kendisi kaybeder" diyecek özgüvene sahip bir iktidar var başta.
***
Ankara ve İstanbul'daki PKK ve DAİŞ'in canlı bomba saldırılarının ardından Brüksel'deki DAİŞ saldırısı tüm gündemi kapladı.
Dolayısıyla Ziyaüddin Serdar'ın açıklamalarıyla ilgili tasarladığım yazıyı da bir türlü yazamadım. Şimdi meselelerimize derinlikli çözüm önerileri arayan bu entelektüelin sözlerine kulak kabartalım.
Serdar'ın, 'terör', 'İslamofobi', 'mülteci sorunu' ve 'Batı'nın İslam'a bakışı' gibi konularda önemli tespitleri var.
Türkiye'deki siyasi gelişmeleri ve mülteci politikasını da yakından takip ettiğini söyleyen Ziyaüddin Serdar, Avrupa'nın ikircikli bir politika ürettiğini, Türkiye'nin mültecilere kucak açmasının ise diğer tüm Müslüman ülkelere ve Avrupa'ya örnek olması gerektiğine dikkat çekiyor.
DAİŞ'in iktidarın tanımını çok iyi bildiğini ve bir adamın kafasının koparılmasının etkileyiciliğini kullanarak İslam ile şiddeti bağdaştırıp terörizm propagandası yaptığını belirten Serdar, Batı'nın böylesi bir iktidarla mücadele etmeyi bilmediği için de İslamofobi'ye mağlup olduğunu vurguluyor.
***
Sürekli şikayet ediyoruz ya "Türkiye'nin Batı'daki imajı çak çarpık. Batı medyası hep aleyhimize haberler yayınlıyor. Türkiye düşmanlarının sözlerini dikkate alıyor" diye.
En çarpıcı örnek de Suriye savaşı başladığından bu yana oluşan mülteci dramı konusunda Türkiye'nin ve Batı'nın tutumu.
Serdar Sakarya'daki panelde, "Genelde pek çok konuya eleştirel yaklaşmıyoruz. Batı fikriyatını da eleştirmeden kabul ediyoruz. Bu bir çeşit zihinsel sömürgeleştirme. Mesela Türkiye'yi çok seviyorum ama Türkiye'de modernistlerin büyük bölümü Batı'ya tamamen köle olmuş halde. Batı'ya eleştirel bakmıyorlar. Onlar da fanatik Müslümanlar gibi dogmatikler" diyor.
Yani Batı'ya köle olmuş tipleri de DAİŞ'çiler gibi dogmatik bulduğunu belirtiyor.
***
Suriye krizi başladığından bu yana Batı'nın yabancı olduğu bir tutum takınan Türkiye'nin insani politikası hakikati temsil ederken, Batı medyası sadece algılarla oynayarak kendi kamuoyunu yanıltıyor.
Ziyaüddin Serdar, işte bizim yakındığımız bu 'algı' ile 'hakikat'in çarpıtılması konusunda da şunları söylüyor; "Avrupa Birliği Türkiye'yi şantaj yapmakla suçlayarak Türkiye'ye vize vermek istemiyor. Neden çünkü AB'ye göre Türkiye, Suriyeli mülteciler için 6 milyar dolar yardım talep etmekle şantaj yapmış oluyor. Peki neden kimse 3 milyon Suriyeliye Türkiye'nin kapılarını açtığından bahsetmiyor? Batı'nın düşünme şekli bu. Irkçı zihniyetle hareket ederek bir karmaşa yaratıp Türkiye'nin iktidar olmasına engel olmak. Türkiye iktidar olabilecek güce sahip''
Evet, kilit cümle bu; Türkiye iktidar olacak güce sahip
