Mehmet Metiner

26 Mayıs 2014, Pazartesi

Karar ver Bay Kemal!

TÜRKİYE'DE DİKTATÖRLÜK MÜ VAR, YOKSA CUMHURİYET VE DEMOKRASİ Mİ?

Kemal Kılıçdaroğlu ilginç bir siyasetçi…

Ağzına geleni söylüyor.

Ardına ve önüne bakmadan

İlkesiz ve tutarsız bir siyasetçi…

Dün dediğini yarın yalanlayabiliyor.

Veya dün dediğinin tersini ertesi gün söyleyebiliyor.

Bazen söyledikleriyle kendisini boşa çıkarttığının bile farkına varamıyor.

TOBB'un toplantısında yaptığı konuşma gibi…

Başbakan Erdoğan kendisine nefis bir demokrasi dersi verdi.

Ama anlayacak kapasiteye sahip olmadıktan sonra neye yarar ki!

Sadece sırıtıp gülmekle yetindi…

Aklı sıra kendisine bakıp konuşan Başbakanın asabını bozmak için…

Gerçekten de asap bozucu bir sırıtıştı…

Hala kendini grup başkanvekili sanıyor…

Hala CHP'nin genel başkanı olduğunun farkında değil…

Doğru, kendisinde liderlik kumaşı yok.

Ama hiç değilse oturduğu koltuğun genel başkanlık koltuğu olduğunu hatırlar insan.

Başbakan gözlerinin içine bakarak şöyle dedi:

"Bana diktatör diyen adam karşımda duruyor. Diktatör olsaydım böyle mi olurdu?"

Mealen söylediği bu…

Bir paradoksa ironik bir dille göndermede bulunuyor…

Bay Kemal Başbakandan hep "diktatör" diye söz ediyor.

Varsa yoksa diktatör…

Türkiye'yi de diktatörlük rejimiyle yönetilen bir ülke biçiminde tarifliyor…

Bay Kemal'in zihniyetiyle Başbakan Erdoğan'a "Führer" diyen o Almancı zihniyet arasında hiçbir fark yok.

Oysa Bay Kemal'in başında bulunduğu partinin geçmişinde hem diktatörlük var, hem de "führer"…

"Milli Şef"in bir diğer karşılığı "führer"dir…

Almanya'nın "führer"i sandıktan çıkmıştı, ama CHP'ninki sandığın semtine dahi uğramamıştı…

"Sandıksız Cumhuriyet"in "Milli şef"i, Almanya'nın "führer"ine öykünen biriydi üstelik…

Taklitçi yani…

Şimdi Bay Kemal'in paradoksuna geliyorum.

TOBB'daki konuşmasında TOBB yöneticilerini Başbakan Erdoğan'dan korkmakla suçladı.

Korktukları için protokol kurallarına uymamakla itham etti.

Ve sonra ekledi:

"Korkmayın, çünkü burada cumhuriyet ve demokrasi var."

Kulaklarıma inanamadım…

Bunu söyleyen Bay Kemal miydi gerçekten?

İyi de bunu söylerken daha önce sözlerini boşa çıkarttığının farkına nasıl varmazdı?

Bir yanda diktatörlük rejimi diye bas bas bağıracaksın…

Oturup kalktığın her yerde ağzını ayarına dikkat etmeksizin Başbakan Erdoğan'dan "diktatör" diye sözedeceksin…

Sonra kalkıp, "Korkmayın" diye nara attıktan sonra, "Burada cumhuriyet ve demokrasi var" diye ekleyeceksin…

Bay Kemal'in "diktatörlük" tezi doğruysa oradakilerin korkmasından daha doğal hiçbir şey olamaz…

Şu paradoksa da bakınız ki Bay Kemal çıkıp rahatlıkla diktatör diye suçladığı birinin karşısında yağıp gürleyebiliyor her yerde…

Doğrusu, diktatoryal bir ülkede, hele de "führer" diye suçlanan birinin hakim olduğu bir ülkede böyle bir manzaraya rastlanabilir mi? Bilen varsa beri gelsin…

Bir ülkede "führer" diye suçladığın birinin yüzüne her şeyi söyleyebiliyorsan orada "diktatör"den veya "diktatörlük rejimi"nden söz etmek en basitinden sizi komik duruma düşürür…

İnsanlar aklınızdan ve ruh sağlığınızdan şüphe eder vallahi…

Bay Kemal artık bir karar ver: Burada cumhuriyet ve demokrasi var mı yok mu?

Var dediğine göre o zaman lütfen bir daha "diktatörlük yönetimi"nden ve "diktatör"ün varlığından söz etme…

Bari kendine saygın olsun…

Kendinle tutarlı olduğunu bilelim ki sana saygı duyalım…

Diktatörlük varsa cumhuriyet ve demokrasi yok demektir…

Cumhuriyet ve demokrasi varsa diktatörlük yok demektir…

Hangisi doğru?

Sen karar ver artık Bay Kemal…

İşine geldiğinde öyle, gelmediğinde böyle konuşursan seni hiç kimse ciddiye almaz…

Önce sen kendini ciddiye al…

Bir dediğin bir dediğini tutsun ki başkaları da seni ciddiye alsın…

SON DAKİKA