Kandil'in gündeminde silahsızlanma yokmuş... O zaman çözüm süreci niye?

Kandil'den yapılan açıklamalar hiç de hayra alamet değil…
Her önüne gelen yağıp gürlüyor.
Ağzını açan Ak Parti hükümetine ateş püskürüyor.
Bilmeyen de sanır ki Ak Parti Kürt meselesinde inkar, asimilasyon ve zor politikalarını dayatan bir parti…
Sorunu yaratan CHP ile ittifak arayışları sürdürülürken, hatta çözüm sürecini sabote etmek için elinden geleni ardına koymayan, hatta bunun için gerekirse faili meçhullere imza atmaktan kaçınmayan paralel yapıyla bile sarmaş dolaş olan örgüt ne hikmetse Ak Parti düşmanlığında sınır tanımıyor.
HDP bu kirli siyasetin ve amansız düşmanlığın partisine dönüşmüş durumda..
Kandil'den yapılan yeni bir açıklamada şöyle deniliyor:
"Gündemde silahsızlanma yok."
O zaman çözüm sürecinin amacı nedir?
PKK silah bırakmayacaksa çözüm sürecinden amaçlanan şey nedir?
İmralı'da Öcalan ile devlet ne konuşuyor sahi?
Madem gündeminizde silah bırakmak yok, o zaman Öcalan'ın geçen Newroz'da ilan edilen silahlı güçlerin sınır dışına çekilmesi ve silahların susturulması talimatı niçindi?
Özetle ne demişti Öcalan:
"Artık silahlı mücadele dönemi bitti. Fikirlerimizle ve siyasetimizle konuşacağız."
Kandil sözünde durmadı.
Geri çekileceğim dediği halde ç ekilmedi.
Gezi olayından sonra Ak Parti hükümetinin yıkılabileceğini zannederek silahlı güçlerin çekilmesini durdurdu.
Bir eliyle gezi sürecinin içinde yer aldı.
Oysa gezinin çözüm sürecini doğrudan hedef alan "üst aklın" bir operasyonu olduğu gerçekliğini Kandil göremedi.
Veya gördü de işine gelmedi.
Kandil'dekiler için AK Parti hükümetinin düşürülmesi kanımca çözüm sürecinden çok daha önem arzediyor.
İmralı'daki Öcalan'ın bu gerçekliği görerek PKK/HDP kitlesini geziden çekmeye çalışması elbette manidardır.
Öcalan bence Paris suikastinin arkasındaki güçlerle gezinin arkasındaki güçlerin aynı merkezden idare edildiğine de inanıyor olmalıydı ki gezici HDP'lilere ve Kandil'deki gezicilere rağmen sokaktan çekilme talimatı verdi.
Paris suikastı niçin aydınlatılamadı?
Paris suikastının bir ucu da Ankara'da birilerine dayanıyordu.
Sahi paralel yapı olabilir mi?
Cumhurbaşkanının açıklamalarından çıkardığımız o ki Paris suikastının arkasında paralel yapının varlığı giderek ete kemiğe bürünüyor.
Gezi sürecini kızıştıran da, faili meçhullerin arkasına sığınıp süreci sabote etmek isteyen odağın da neresi olduğunu açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ne hikmetse ilk tepki HDP sözcülerinden geldi.
Meclis kürsüsünden HDP'li vekil Hasip Kaplan'ın Cumhurbaşkanının bu açıklamalarını diline dolayarak eleştirdi.
Sanki paralel yapıyı savunmak üstüne vazifeymiş gibi…
İlginç ittifaklarla karşı karşıya bulunuyoruz.
Paralel HDP sahaya sürülüyor.
Kandil'deki paralel uzantılar da seslerini yükseltmeye başladılar.
Çözüm sürecinin amacı, silahsızlanmayı sağlamaktır.
PKK silah bırakmanın şartını özerkliğin veya genel affın ilanına bağlıyorlarsa bu elbette kabul edilebilir bir durum değildir.
Çözüm sürecinin doğrudan hedefi, silahlı güçlerin ülke dışına silahlarıyla çıkması, silahlarını bırakıp gelmek isteyenlerin de evlerine dönmelerinin sağlanması ve akabinde siyasal mücadelenin önünün ardına kadar açılması.
PKK/HDP kendi talepleri üzerinden kendi siyasetini o zaman yapar.
Kendi taleplerini halktan onay aldığında kendisi gerçekleştirir.
Demokratik siyaset bunu gerektirir.
PKK silahlarını bıraktıktan sonra HDP üzerinden asla iktidara gelemeyeceğini düşündüğü için elindeki silahları bırakma şartı olarak kendi taleplerini dayatma yoluna giderse orada farklı bir kulvar açılır.
Bunun adına müzakere denmez.
Bu çözüm sürecinin kendisini sabote etme anlamına gelir.
Silahını bırak gel.
Yüreğin yetiyorsa ve halkına güveniyorsa sadece ve yalnızca siyaset yap.
Halkı ikna et, iktidara gel, ne istiyorsan onu hayata geçir.
Çözüm süreci PKK/HDP canibinin taleplerinin AK Parti hükümeti eliyle karşılandığı bir sürecin adı değildir.
HDP'nin taleplerini Ak Parti karşılayacaksa o zaman HDP'ye ne gerek vardır?
O zaman sürecin sonunda HDP neyin siyasetini yapacaktır?
Bütün talepleri AK Parti tarafından yerine getirilmiş bir parti olarak HDP ne işe yarayacaktır?
Kandil'den yapılan açıklamalar ve HDP canibinden sokağa yönelik yapılan kışkırtmalar, dahası tehdit içeren dayatma siyaseti çözüm sürecinin ruhuyla ve hedefiyle bağdaşmıyor.
Belli ki PKK silahlarını bırakması halinde siyaseten bir hiç veya etkisiz konuma gelebileceğini görüp korkuyor.
O yüzden silah üzerinden siyasal sonuç devşirmeye kalkışan yanlış bir yol izliyor.
Çözüm sürecinin tıkayan da işte burası…
Umarım İmralı Kandil'in çözüm sürecini tıkayan bu yaklaşımını geri püskürtür.
Kandil'in ve HDP'nin siyaseti çıkmaz sokak siyasetidir.