Mehmet Sait Kılıç

İlahi Fransa! Sen adamı ölmekten güldürürsün!

DEAŞ ile mücadele gerekçesiyle Fransa OHAL'i 15 Temmuz 2017'ye kadar uzattı iyi mi?

Bizim OHAL'e her vesileyle itiraz eden Avrupa Parlamentosu OHAL'i 5. kez uzatan Fransa'ya "oha" falan da demedi. Hatta AB Fransa'ya karşı hiçbir şey demedi. Buna çifte standart denmez de ne denir acaba? AB'nin bu tavrı benim teröristim iyi seninki kötüye benzedi. (Benim OHAL'im iyi seninki kötü yani)

Gösteri yasağı

Öncelikle OHAL Fransa'da emniyet güçlerine sınırsız yetki imkanı sundu. Haliyle bu yetki tavizsiz biçimde gösteri yapma yasağı biçiminde ülke genelinde uygulanıyor. Öyle ki bu yasağa uymayan göstericilere polisin müdahalesi sonucu 100'e yakın kişi kolunu bacağını kaybetti. Hatta aralarında gözleri kör olanlar bile var. Bir kısmı da yaşamını kaybetti tabii. Geçenlerde sendika üyesi bir eylemciye, polis biber gazı sıkınca eylemcinin gözü kör oldu mesela. Bunların hepsi yaşandı ve halen yaşanıyor Fransa'da.

Anlayacağınız gösteri (hükümeti protesto) öncesi sağlam insanlar gösteri sonrası engelli durumuna düştüler Fransa'da.

Yargı devre dışı bırakıldı

Fransa'da mahkeme kararı olmadan evlerde arama yapma ve şüphelenilen kişiyi ev hapsinde tutma gibi yetkiler emniyet güçlerine tanındı. Haliyle yargı devre dışı bırakılmış oldu.

Özel hayatın gizliliği ihlal edildi

Diğer yandan Fransa'nın her tarafına özel hayatın gizliliğini ihlal edecek şekilde kameralar yerleştirildi. Neredeyse Fransa 24 saat canlı yayın yapılan film setine dönüştü.

İş Güvenliği yasası radikal değişikliğe uğradı

OHAL döneminde meclis devre dışı bırakılarak işçilerin çalışma saatlerini artıran ve iş güvenliği yasasını kökten değiştiren adımlar atıldı.

Türkiye'nin refah seviyesi Fransa'dan daha iyi

Fransa'da yaşayan evsizlerin, yoksulların ve işsizlerin sayıları neredeyse milyonları buluyor. Eğitim ve sağlık hizmetleri dibe vurmuş durumda. Anlayacağınız Fransa kapitalizmin boyunduruğu altında, ekonomik krizin darboğazında tepinip duruyor. Belki de AB ülkeleri içerisinde yaşam standartları Yunanistan'dan sonra en alt düzeyde olan ülke.

Öte yandan Paris'te yaşayan, parklara ve bahçelere dadanan (Eyfel Kulesi'nin önündeki park dahil) farelerin sayısı 5 milyonu geçmiş durumda. Bu rakam neredeyse Paris'te yaşayan insanların tam iki katı. Fransız hükümeti izin verse sırf bu nedenden dolayı Ak Parti, Paris belediye seçimlerini kazanabilir...

Kurbağa ile Akrep

Zamanın birinde bir ırmağın kıyısında kurbağa ve akrep yaşarmış.

Bir gün Akrep, "Kurbağa kardeş! Beni karşı kıyıya geçirir misin?" demiş.

Kurbağa, "Olur mu öyle şey, sen Akrepsin! Gözümün yaşına bakmadan beni sokarsın sonra! " demiş.

Akrep, "Manyak mıyım ben? Eğer seni sokarsam ikimiz de boğuluruz" demiş.
Akrebin bu cevabı kurbağa'nın aklına yatmış.Kurbağa akrebi sırtına almış ve karşıya geçirmeye başlamış. Derken akrep, kurbağayı ırmağın tam ortasında sırtından sokmuş.

Kurbağa, "İkimizin de öleceğini bildiğin halde neden yaptın bunu?" diye sorunca.

Akrep de "Ben bir akrebim. Sokmak, doğamda var! Ben buyum!" demiş...

Aynı bunun gibi Batılı güçlerin tasmalı köpeği olan PKK ile konuşulmaz, pazarlık yapılmaz, masaya oturulmaz! Zira Türkiye parçalansa en fazla zararı Kürt halkının göreceğini domuz gibi bildikleri halde akrepliklerine devam ediyorlar...

Kızacaksanız PKK'ya kızın!

Erciyes Üniversitesi Kampüsü'nde gerçekleştirilen terör eyleminde 15 askerimiz şehit oldu, 56 yurttaşımız da gazi.

Saldırının faili gene PKK. Tabii PKK'nın bu eylemine gizli servislerin de lojistik destek verdiği çok açık.

Lafı yuvarlamadan söyleyecek olursak: Türkiye küresel güçlere karşı çok çetin bir savaş veriyor...

Daha doğrusu tam bağımsız Türkiye için yeni bir kurtuluş savaşının içerisindeyiz.

Zira Batı, Ortadoğu'da söz sahibi olan bir Türkiye istemiyor. Hele hele Rusya ve Çin ile askerî ve ekonomik alanda işbirliği içerisine girmiş, İsrail'e fırça atan, ABD ve AB'ye dayılanan ve İslam dünyasının ezilenlerine sahip çıkan bir Türkiye'yi hiç istemiyor...

Karşılarında eskiden olduğu gibi haddini bilen uysal koyun gibi bir Türkiye görmek istiyorlar...

Bu yüzden ülkemizde var güçleriyle 1971 ve 1980 öncesinde yaptıkları gibi terör örgütleri (şimdilerde PKK, FETÖ ve DAİŞ) marifetiyle darbeye (işgale) zemin hazırlamaya çalışıyorlar.

Dolayısıyla bu iş çocuk oyuncağı değildir! Sırtında yumurta küfesi olmayan CHP'lilerin ve benzerlerinin Erdoğan'a ve Ak Partiye hitaben "Akan kanı durdurun, artık askerimiz ve polisimiz şehit düşmesin " tarzındaki samimiyetten yoksun, genelgeçer laflarla saldırmalarına kulak asmamak lazım. Bunlar parlak ama içi boş laflar...

Evet kan akmasın! Peki bunun için ülkemizin sınırlarının yeniden çizilmesine izin mi vereceğiz? Çözümün nedir kan akmaması için? Bu saldırıların nasıl bertaraf edilebileceğine dair elle tutulur tek bir çözüm önerin var mı ey CHP?

Herkesin; Türkiye'yi bölmek ve parçalamak hatta topraklarımızda bağımsız bir Kürt devleti kurmak için savaşı başlatanın PKK ve ona bu işleri yaptıranın Batı olduğunu çok iyi bilmesi gerekiyor.

Bunları niye mi yazıyorum?

Kayseri'deki terör saldırısı sonrasında sosyal medyada, Ekşi sözlük ve benzeri sitelerde ne idüğü belirsiz soytarılar saldırıdan katil PKK'yı değil de Erdoğan'ı sorumlu tuttu da ondan.

Bu köpoğulları PKK'nın 40.000 canımızı aldığını ve 39 yıllık bir geçmişi olduğunu domuz gibi bildikleri halde, ülkemizdeki terör meselesi Ak Parti iktidarında doğmuş gibi Erdoğan'a kudurmuş köpekler gibi saldırıyorlar.

Başta dediğim gibi ister kabul edin ister etmeyin bu bir kurtuluş savaşıdır. Türkiye yenilmedi ve yenilmeyecektir. Bu savaşı kazanana kadar da maalesef şehit ve gazi vermeye devam edeceğiz. Kimse bu savaşın faturasını Erdoğan'a kesmeye kalkmasın. İlle de birini suçlayacaksanız PKK'yı ve ona lojistik ve istihbarî destek sağlayan Batılı güçleri suçlayın...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.