Mehmet Sait Kılıç

Mehmet Sait Kılıç

19 Haziran 2017, Pazartesi

Altın klozetin temizliğini ne zaman yaptın?

Hazindir, Kemal Kılıçdaroğlu eski alışkanlıklarından bir türlü kurtulamıyor.

Kemal Bey geçen gün, Adalet Yürüyüşü esnasında, durduk yerde damdan düşer gibi "Benim karavanımda altın klozet yok" diyerek gene "altın klozet edebiyatına" koyulmuş...

Öyle ya, boşuna dememişler: "Alışmış kurdurmuştan beterdir" diye...

Adam resmen, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde altın klozetler olduğunu, Tayyip Erdoğan'ın da sarayında krallar gibi lüks içerisinde yaşadığını halka algılatmaya çalışmış...

Algınında bir raconu vardır. Algı bu kadar kabak gibi yapılmaz ki canım.

Gerçi Kılıçdaroğlu bunu hep yapıyor ama hiç bu kadar bodoslama yapmamıştı...

Maksat arzulanan netice hasıl olsun.

Kemal Bey'e niçin böyle bir şey yumurtladın diye sorsak, "Vallahi, ben kötü bir şey demedim ki, yalnızca karavanımda altın klozet olmadığını aziz milletimle paylaşmak istedim" diyecektir.

Adam takmış bir kere altın klozetlere tekrarlayıp duruyor.

Muhalif basın da bunu döne döne yazıp duruyor.

Şerefsizliğin dibi yoktur...

Peki bunu niçin yapıyorlar?

Zihinlerde yer etsin diye...

Belki etkilenen olur da CHP'ye oy verir diye...

Yalanın da, çamurun da bu kadarına pes!

Herifin saçmalama sınırı olmadığı gibi, çamur atma sınırı da yokmuş meğer.

Ama böyle ölçüsüz algı operasyonları CHP'ye yakışır doğrusu. Bezer şeyleri İnönü de Menderes'e yapmamış mıydı?

Doğrusu bu tür söylemler, CHP'nin zavallılık ve çaresizlik yarışında nasıl dibe vurduğunu çok net gösteriyor...

Sözlerimizi Erdoğan'ın, Kemal Bey'e hitaben, "Ne zaman Külliye'yi gezdin de, temizliğini yaptın da, altın klozet olduğunu gördün" kapağıyla noktalayalım...

Gerçekten kızım sana söylüyorum gelinim sen anla mı?

Wall Street Journal diye bir gazete var. Amerika'nın önde gelen gazetelerinden.

Bu gazete, "Erdoğan'ın Katar krizini kişisel olarak gördüğünü ve bir sonraki hedefin kendisi olduğunu düşündüğünü" yumurtlamış.

Yani Körfez ülkeleri, Katar kriziyle Türkiye'ye, "kızım sana söylüyorum gelinim sen anla" mesajını vermişlermiş...

Yok böyle bir şey!

Katar'a ambargo uygulayan Suudi Arabistan öncülüğündeki Körfez ülkelerinin Katar'la en büyük problemi başta El Cezire kanalı olmak üzere Katar merkezli bir takım haber sitelerinden kaynaklanıyor.

Körfez ülkeleri bu etkin medya organlarının kendi ülkelerinde olası bir "Arap Baharı"na yol açacağından koruyorlar. Daha açık ifadeyle, Katar'ın bu medya kuruluşları vasıtasıyla bölge halkını isyana teşvik ettiğini iddia ediyorlar. Ambargonun bir nedeni bu.

Ambargonun bir diğer nedeni ise, Katar'ın, bölgede yayılmacı politikalar güden İran'la gereğinden fazla yakınlaşması iddiası.

Hal böyle olunca, Katar'a ambargo uygulayan Körfez ülkelerinin Türkiye ile bir sıkıntılarının olmadığı anlaşılıyor. Hatta bu ülkeler İran karşısında Türkiye'nin yanında yer alıyorlar...

Açıkçası bizimle ıkıntısı ve sıkıntısı olan Amerika ve Avrupa'dır. Zira onlar Ortadoğu'da söz sahibi olmaya kalkan, bölgede kendi hesabına iş tutan ve Rusya'yla, Çin'le askeri ve ticari alanda yakınlaşan bir Türkiye'den çok ama çok rahatsızlar...

O yüzden beyhude umutlarla Katar krizini kaşımaya çalışıyorlar. Bunu Türkiye'ye darbe vuracakları büyük bir krize dönüştürmeye yelteniyorlar. Ama böyle bir şey olmayacak. Zira Körfez ülkelerinin bizimle, bizim de onlarla böyle bir problemimiz yok.

SON DAKİKA