Mustafa Taha Dağlı

NE RUSÇU NE DE AMERİKANCI

Tahran zirvesinde Başkan Erdoğan İdlib'te ateşkes talep ederken, Rusya ve İran buna yanaşmamıştı.
Zirve sonrası ABD'den gelen mesaj manidardı.
ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Nikki Haley, "Rusya, İran ve Esed rejimi siyasi çözümle ilgilenmiyor. Türkiye bunu geçen hafta öğrendi, İdlib'de ateşkes istedi ama Rusya ve İran, Türkiye'nin bu teklifini kabul etmedi" diyordu.
Amerika Türkiye'ye açık bir mesaj yolluyor, "Rusya'yı bırakın bize dönün" diyordu.
Bu işareti alanlar "bakın gördünüz mü Rusya'nın gerçek yüzünü" demeye başladı.
Ve birden Amerikancı kampanyasına girişildi.
Hepimiz Amerikancı ilan ediliverdik.
Ardından Soçi zirvesi yapıldı. İdlib krizinin çözümü için somut kararlar alındı. İdlib'e yönelik kanlı operasyon durduruldu.
Bu kez sıra yeniden Rusçuluğa geçti.
Tahran ve Soçi zirveleri, biri ayın 7'sinde, diğeri 17'sinde yapıldı.
Topu topu 10 gün içinde Amerikancılıkla Rusçuluk arasında gidip geldik.
Bir zirve çıkışı Amerikancı, diğerinde Rusçu ilan ediliyorsun.
Hala anlamamakta diretenler varsa artık anlasın.
Türkiye, ne Rusçu ne de Amerikancıdır.
Türkiye oturduğu masada yancı olmayı bırakalı yıllar oldu.
Siz hala neyin ısrarındasınız?
Türkiye masa kuruyor, oyun kuruyor.
Suriye'de Ruslarla da stratejik ortaklıklarımız var, Amerikalılarla da.
Afrin'de hemen güney sınırı İdlib'te Ruslarla görüşüyoruz.
Biraz daha doğuya in, Münbiç'te Amerikalılarla masadayız.
O yüzden ne Rusçuyuz, ne de Amerikancıyız.
Ama yılların getirdiği eziklik böyle bir şey olsa gerek.
Türkiye'nin aldığı kararlarda, elde ettiği diplomatik başarılarda, sahadaki askeri zaferlerinde hep bir bit yeniği aramak, bunların genlerinde var.
Çünkü yıllarca böyle alışmışlar.
Türkiye ne yaparsa mutlaka arkasında büyük güçlerin bir oyunu olmuştur.
O nedenle boyunduruk altına girme zorunluluğu hep aranmıştır.
İşte o defter kapandı.
2016'dan bu yana yapılanlara bir bakın.
Fırat Kalkanı, Halep ateşkesi, İdlib operasyonu, Zeytin Dalı harekatı, Astana süreçleri, Soçi zirveleri, Münbiç mutabakatı.
Türkiye sahada askeri ve istihbaratıyla güçlü ve operasyon üstüne operasyon gerçekleştirebiliyor.
Saha gücü masada da Türkiye'ye diplomatik kazanımların sağlanmasında büyük katkı sağlıyor.
Ne Rusya'ya ne de Amerika'ya boyun eğmeden, eşit şartlarda oturulan müzakere masalarında, istediğimizi ya da istemediğimizi açık açık söyleyebiliyor, "işinize gelirse" diyebiliyor, o masa olmazsa başka masa kurabiliyoruz.
O nedenle ne Rusçu ne Amerikancıyız, hepsiyle eşit şartlarda pazarlık edebilen güçlü Türkiye'yiz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.