Baha Erbaş

Avrasya'nın geleceği ve ABD

ABD, AB, Rusya, Çin, Hindistan ve Japonya'nın birbirlerini dengeleyebilecek güç ve ittifaklar içinde olmaları 21. Yüzyılda 'Küresel Barış"ın en temel şartıdır. Güçlerin tamamının muhtelif noktalarda tabii zaafları olmakla beraber geleceğin dünyasının bu zaaflar ve mukayeseli üstünlükler çerçevesinde kurulacağı da bugünden aşikâr gözükmektedir.
Büyük Güçler arasındaki denge arayışı ise bu hassas zemin üzerinde durmaktadır. Askeri-ekonomik üstünlükleri ve coğrafi mahrumiyetinin verdiği avantajlar vesilesi ile ABD'nin güçler arasında belirleyici-dengeleyici konumunun orta vadede devam etmesi beklenmektedir. Yakın vadede bu güçlere, bölgesel ve dönemsel etkileri olabilecek "Bölgesel Güçler" dışında yeni güç-etki unsurlarının katılması ise reel politik açıdan mümkün gözükmemektedir.
"Büyük Güçler"in ABD ve Asya-Pasifik'teki Japonya dışında tamamı Avrasya'dadır. Acaba Büyük Güçler içinde belirleyici-dengeleyici role sahip olan ABD açısından Avrasya ne ifade etmektedir? Avrasya'daki güçler arasında nasıl bir denge, Amerika'nın küresel hâkimiyeti ve geleceğe yönelik hedefleri için kolaylaştırıcı veya yardımcı olabilir? Eğer orta vadede Avrasya'daki güçler bir kamplaşmaya giderse ABD'nin Avrasya'daki en yakın müttefiki kim olabilir ya da olmalıdır?
Avrasya'daki güçler içinde hem jeopolitik zaafları hem de avantajları en çok olan ve aynı zamanda bütün güçler içinde ekonomisi ve demografik yapısı en zayıf olan Rusya görünmektedir. Ama aynı Rusya, uzaktaki Washington'dan bakınca Avrasya'nın hem başında hem sonunda olan kadim tek güçtür. Batı'sından Avrupa'yı, güneyinden Karadeniz-Hazar üzerinden başlayıp İran ve Orta Asya üzerinden ta Hind-i Çin Yarımadası'na kadar kuşatan Rusya, Uzakdoğu'da Kamçatya üzerinden ise Japonya'ya kadar uzanabilmektedir. Bu durum Rusya için bütün bu hat ( Baltık'tan Pasifik'e) üzerinde birçok jeopolitik risk ve tehditleri ama aynı zamanda fırsat ve imkânları doğurmaktadır. Bu durumun tabii sonucu ise bütün bu bölgelerde güçlü bir Rusya'nın küresel barış ve istikrara büyük fayda sağlayabileceği gibi güçsüz bir Rusya'nın da dünya barışı için büyük bir tehdit olacağıdır.
Güçler içinde ekonomisi, sanayi ve teknolojik kapasitesi mukayeseli olarak en zayıf olan Rusya'nın gelecekte başına gelebilecek korktuğu en kötü senaryo Batı'sında çok daha güçlü ve Almanya önderliğinde birleşmiş bir Avrupa ve güneyinde elindeki ekonomik kozları ile ABD'yi daha da zorlayacak 1,3 milyarlık Çin'dir. Moskova'nın geçen her gün Berlin ile safları sıklaştırması ise bu korkunun verdiği telaştan doğan ve uzun vadede yürümesi karşılıklı olarak mümkün görünmeyen bir politikadır. Almanya önderliğinde birleşmiş bir Avrupa ise belki başlangıçta değil ama uzun vadede Rusya'dan çok daha fazla ABD için başlı başına bir tehdit olacaktır. Washington'ın, Almanya'nın arkasından sürükleyeceği siyasi ve ekonomik olarak tam birleşmiş bir Avrupa'da göreceği mahzurlar bugün Çin'de gördüğü mahzurlardan az olmayacaktır.
"Çin Meselesi" ise ABD ile Rusya'yı buluşturan ortak noktadır. Hem ABD hem de Rusya'nın, Çin karşısında başı ve sonu belli, sağlam ayaklar üzerinde duran, güçlü enstrümanları bulunan stratejilere sahip olmamaları orta ve uzun vadede bu " Stratejik Mahrumiyet"ten doğan kader birliğini beraberinde getirecektir. Kurulduğundan bu yana bütün namluları Moskova'ya çevrili, ömrünü Sovyet Tehdidi'ne vakfetmiş NATO'nun, geçtiğimiz 19-20 Kasım'da Lizbon'da yapılan zirvesinde Füze Kalkanı konusunda Rusya ile ortak çalışma kararı ise ABD ve Rusya'nın ortak gizli ajandası olan "Çin Meselesi" nin karinesidir.

Şüphesiz yeni dönem de bir önceki gibi, Avrasya'da kurulacaktır. Yeni dönem, Avrasya'da yükselen, uluslararası sistem içinde yerinin ne olacağı henüz karara bağlanamamış olan Çin'in kaderinin belirleneceği, AB'nin geleceği ve bu gelecek içinde Almanya'nın rolünün ne olacağı, Rusya'nın alarm işaretleri veren ekonomik-siyasi-demografik sorunlarının Avrasya'da ne tür gelişmeleri beraberinde getireceği, Rusya'nın Batı ile ilişkileri, ABD'nin bütün bu bölgelerdeki hedefleri ve enerji kaynaklarının kontrolü gibi meseleler üzerinde yükselecektir.

baha.erbas@usasabah.com


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.