Baha Erbaş

Irak petrolleri, Kürtler ve Türkiye

Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi, Bağdat'taki Merkezi Hükümet'den bağımsız olarak tarihte ilk defa ham petrol ihracatı yaptı. Petrol sevkiyatı Türkiye üzerinden gerçekleştirildi. Ceyhan Limanı'na getirilen petrol aracı bir şirket aracılığı ile dünya piyasalarına satıldı. Böylelikle Kuzey Irak resmen hem Türkiye'ye hem de dünya piyasalarına petrol ihracına, Türk limanları üzerinden başlamış oldu. Birkaç gün evvel Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Doğal Kaynaklar Bakanı Ashti Hawrami "Türkiye'ye 8 Ocak 2013 tarihi itibarıyla ham petrol göndermeye başladık" dedi. Bu arada geçen hergün Bağdat ile Erbil arasındaki kriz şiddetini artırarak sürüyor. Bunda şüphesiz Kürt Yönetimi'nin Bağdat'ın inisiyatifi dışında attığı adımlar, birçok yabancı şirketlerle yaptığı petrol anlaşmaları etkili oldu. Gelinen noktada mevcut gelişmeler bundan sonra Irak'ta birçok şeyin eskisinden çok daha farklı olacağına işaret ediyor.
Geçtiğimiz Eylül ayında Kürt Yönetimi, Bağdat'taki Merkezi Hükümet'e taahhüt ettiği petrolü temin etmedi bunun ardından Merkezi Hükümet, Kuzey Irak'ta petrol çıkaran ve aralarında Türkiye'den Genel Enerji'nin de bulunduğu şirketlere yaptığı ödemeleri kesti. Buna cevaben Kürt Yönetimi Ceyhan Petrol Boru Hattı'na Bağdat adına temin ettiği petrolün vanasını kapattı. Ardından Irak Başbakanı Maliki, Irak Ordusuna bağlı birlikleri Kuzey Irak'ta konuşlandırdı ve peşmergelerle çatışmalar çıktı.
Geçtiğimiz aylarda yaptığı açıklamada Hawrami Irak'tan Ceyhan'a yeni bir petrol boru hattının yapılacağını ve 2015'e kadar faaliyete geçeceğini, ayrıca Kuzey Irak Yönetimi'nin zaman içerisinde Türkiye'nin 15 milyar metreküplük doğalgaz talebini temin edebilecek kapasitede olduğunu dile getirdi. Türkiye'nin 2012'de 46 milyar metreküplük doğalgaz ithal etmiş olduğunu düşünürsek oldukça ciddi bir rakam (1/3) olduğu ortaya çıkıyor. Hawrami'nin bu açıklaması Bağdat'ın hem Türkiye ile hem de Kürt Yönetimi ile olan gerginliğini kriz noktasına taşıdı. Bağdat uçaktaki Türk Enerji Bakanı'nın Kuzey Irak'a gitmesini engellemek gibi bir hafiflik dahi sergiledi. Kasım ayı içerisinde TPAO'nun Irak'ın güneyinde Kuwait Energy ile ortak "Blok 9" petrol sahasında sahip olduğu petrol arama ruhsatı iptal edilip TPAO'nun konsorsiyumdaki payının (yüzde 30) ortağı olan Kuwait Energy'e devredildiği açıklandı.
ABD'nin Irak'ı işgalinin ardından Kürtler ile Şiiler arasında oluşmaya başlayan ittifak başlangıçta Kürtler için kazanımları beraberinde getirdi. Her şeyden evvel 2005 yılında yazılan anayasa ile Irak petrol gelirlerinin %17'lik kısmının Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ne aktarılması teminat altına alındı. Fakat buna rağmen Kürt Bölgesel Yönetimi o tarihten bu yana dış dünya ile bağımsız bir şekilde bağlantı kurmanın yollarını aradı. Bugün 18 ülkeden aralarında Chevron ve Exxon gibi Amerikan petrol devlerinin de bulunduğu 39 şirket Kuzey Irak Yönetimi ile enerji anlaşması imzalamış bulunuyor. Türkiye ise haklı olarak bu oyunun dışında kalmak istemiyor.
Irak'ı işgalinin başlangıcında Washington, Türkiye-Kuzey Irak yakınlaşmasını teşvik ve tavsiye etti. Zamanla Türkiye ile Kürt Yönetimi arasında birçok duvarlar aşıldı ve iyi bir ilişki tesis edildi. İlişki düzeyinin ulaştığı safha bir yerden sonra bizatihi Washington'ı da rahatsız etmeye başladı. Aslında Ankara kıyametin ayak seslerini duyduğu için bir an evvel PKK'yı bitirip Kürt Sorunu'nu tarih sahnesinden kademeli olarak kendi içinde tasfiye etmek istiyor. Irak ve Suriye'nin geleceği güven vermiyor, iç savaş-mezhep ve etnik temelli bölünme her iki ülke içinde olası seçenekler arasında gösteriliyor. İsrail-İran çatışmasının nerelere varacağı pek kestirilemiyor dahası Amerika'nın Körfez'deki geleneksel müttefikleri ile İran arasında Basra Körfezi'nde doğacak bir çatışma bütün aktörleri ürkütüyor.
Son tahlilde 10 yıl sonraki Ortadoğu'nun bugünkü ile kesinlikle aynı olmayacağı, dondurulmuş sınırların kalkıp haritaların yeniden çizilebileceği bir sürece giriliyor. Ankara bunu görüp buna hazırlanıyor ve bunu yaparken de bölgede belki de savaşa değil barış ve istikrara işaret eden tek güç olduğu için kendi içinde halletmesi gereken hayati konularda hiç vakit kaybetmek istemiyor. Bunun da Washington-Ankara-Erbil-Bağdat arasında önemli yansımaları oluyor.
Washington'ın uzun yıllar Erbil-Ankara yakınlaşmasını teşvik edip de Kürt Yönetimi Türkiye'ye petrol ihraç etmeye başlayınca her şeye rağmen Maliki'den taraf olup Barzani'ye 'Akıllı ol! İleri gidiyorsun' mesajı göndermesi Washington'ın Arap Baharı ile girilen yeni süreçteki stratejisinin ön ayağıdır. Washington yeni dönemde Irak'ın bütünlüğü korumakta kararlı görünüyor.
Maliki'nin hem Washington'a hem Türkiye ve Kürtler'e karşı yanlış adımlar atmış/atıyor olmasına rağmen Washington'ın, İran'ın Maliki ve Irak'taki Şiiler üzerindeki etkisini kırıp Şii Bloku bölmek gibi bir niyeti olduğu bu sebeble de her halükarda Irak'ın bütünlüğünü ve Maliki'yi desteklediği gibi bir durum ortaya çıkıyor. Eğer Maliki, başta ABD olmak üzere diğer büyük güçlerin ve Suudi Arabistan-Katar'ın desteğini alabilirse Kürtler'e rağmen Irak'ın bütünlüğünü koruyacaktır. Bu akıl sadece Irak'ın geleceği ve bütünlüğünü değil aynı zamanda ihtimal dahilinde tutulan "Bölgesel Mezhep Savaşı"nın ince kodlarını, İran'ı, Basra Körfezi'ndeki güçler dengesini, Suriye'yi ve hepsinden de önemlisi PKK'nın geleceğini de kapsar. Bütün bunlar olurken Maliki ta Nisan ayından bu yana müzakere edilen ve karara bağlanmış olan Rusya'dan 4,2 milyar dolarlık silah alımı anlaşmasını bir gecede iptal etti. İdamla yargılanıp önce Kuzey Irak'a ardından Türkiye'ye sığınan Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi 26 Kasım'da Türkiye'den ayrılarak Katar'a gitti.
Ankara bir yandan Kürt Bölgesi'ndeki petrolün Türk limanları üzerinden Avrupa ve dünyaya taşınmasında terminal üs oluyor, öte yandan enerjide Rusya'ya olan bağımlılığını azalmak için de Kuzey Irak'ın doğalgazını kısa vadede (3-5 yıl) kendi iç pazarına sokmayı hedefliyor. İlk defa hem Türkiye'nin hem de Kürtler'in kazanacağı bir formül üzerinde taraflar konuşuyor ve tabii olarak bu durum iç-dış birçok mihrak tarafından sabote edilmek isteniyor. Böyle bir ortamda Paris'te üst düzey PKK yöneticisi 3 kadın servis işi olduğu aşikar olan bir operasyonla ortadan kaldırılıyor.
Kuzey Irak dünyaya açılmak için Ankara'ya mahkum, Ankara ise ekonomik dinamizmini daha ilerilere taşımak için enerji bağımsızlığına mecbur. Bu durum, Suriye'nin bölünmesi ve kuzeyindeki Kürtler'in Irak Kürtleri ile birleşip, böylelikle Kürtler'e Akdeniz yolunun orta vadede açılması gibi bir senaryo gerçekleşmedikçe her iki tarafında kazanabileceği bir 'oyun kurmak' gibi görünüyor.
baha_erbas@hotmail.com

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.