MELİH ALTINOK

İstanbul’da ABD askerlerine saldıranları tanımadınız mı?

Geçen hafta İstanbul'da bir grup eylemci, sivil kıyafetleriyle dolaşan üç ABD askerinin kafasına çuval geçirmeye çalıştı. Yaklaşık 20 kişilik grup, ellerindeki boya dolu torbalarla ABD askerlerini cadde boyunca kovaladılar. Grubun bu eylem tarzını seçmesinde, Temmuz 2003'te Irak'ın Süleymaniye kentinde Amerikan askerlerinin Özel Kuvvetleri Komutanlığı'na bağlı Türk askerlerinin başına çuval geçirerek gözaltına almasının etkili olduğu belirtiliyor. Eylemin ardından gruptan 12 kişi güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındı. Hükümet de saldırıyı net bir dille kınadı.
Eylem haklı olarak özellikle ABD basınında geniş yer buldu. Ancak, özellikle New York Times'ın, eleştireler üzerine az da olsa çekidüzen verdiği ilk haberi oldukça sorunluydu. Eylemi gerçekleştiren grubun arka planını "özenle" gizleyen haberde, saldırıdan adeta Türk hükümetini sorumlu tutuluyordu. Evet, "yabancılar belki Türkiye'deki siyasi grupları birbirinden ayırt edememiştir" diye düşünebilirsiniz. Ne var ki haber, Türkiyeli bir muhabire aitti. Dolayısıyla onun, eylemcilerin siyasi kimliğini ve iktidardaki Adalet ve kalkına Partisi (Ak Parti) hükümetine yakın olmadığını bilmemesi olanaksızdı.
Peki, kimdi bu eylemci gurup? Kendilerine Türkiye Gençlik Birliği (TGB) adını veren eylemciler, aşırı ulusalcı bir yapılanma. Ve bu bir sır değil. Adları, yakın zaman yargıya taşınan, Ak Parti hükümetine yönelik darbe girişiminde sık sık medyada yer aldı. Yani bu aşırı ulusalcı grubu hükümetin en radikal muhalifleri arasında saymak mümkün… Kaldı ki TGB, iktidar partisini de ABD yanlısı politikalarından ötürü kıyasıya eleştiriyor. Zaten söz konusu eylemlerinde de sık sık "ABD işbirlikçisi AK Parti" sloganları atıldı. Ancak anlaşılan o ki, haberi hazırlayan muhabir, bu hayati arka planı, iktidara karşı şahsi husumetinden ötürü gizlemeyi seçmiş. Ayrıca bu tarz, muhabirin daha önceki çokça eleştirilen yanlı haberleri düşünülünce şaşırtıcı da değil.
Şimdilik, bu tavrın gazetecilik etiği ile ne kadar bağdaştığı sorusunu, New York Times'ın editoryalına ve ABD'li okura bırakalım.
Çifte standart şiddeti derinleştiriyor
Eylem üzerine açıklama yapan ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Jen Psaki'nin şu ifadesi ise ilke ve etik tartışmasının başka bir boyutunu oluşturuyor. Çünkü Sayın Sözcü, açıklamasında "Barışçı protesto hakkına destek versek de, bu olay barışçı protesto çizgisini aşıp şiddet ve tehdide dönüştü" diyor. Psaki'nin açıklaması, akıllara geçtiğimiz yıl İstanbul'da başlayan ve aylarca süren Gezi eylemlerindeki ABD'nin tavrını sorgulatıyor. Pek çok ABD'li yetkili, olaylar sırasındaki vandallıkları, hatta eylemcilerin Başbakanlık ofisine iş makinesiyle yürümesini "barışçı gösteriler" olarak değerlendirmişlerdi.
Şimdi ise şiddet kendi askerlerine yönelince, bu eylem yöntemini "aşırı şiddet ve tehdit" olarak yorumluyorlar. Bu arada bir bilgiyi daha sizinle paylaşayım. Geçen hafta ABD askerlerine saldıran TGB, ABD'nin fiili destek verdiği Gezi eylemlerinin de bir bileşeniydi. Şiddeti kendilerinden başkasına yönelince "hak", kendilerine yönelince ise "tehdit" olarak gören ABD'li yetkililer ve medya bu ikiyüzlü tavrı bir önce bırakmalılar. Çünkü bu çifte standart, şiddet sarmalını derinleştiriyor ve en çok onu siyasi araç olarak kullananlara zarar veriyor.
Türkiye halkının çok büyük bir çoğunluğu bu ve benzeri eylemleri onaylamıyor. Ancak çifte standardı gördükçe de şu eski atasözünü tekrar etmeden geçemiyorlar. Rüzgâr eken fırtına biçer!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.