MELİH ALTINOK

Birleşmiş Milletler’in zararı yararından çok

Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler 'de (BM) yaptığı konuşma geç kalmış bir tartışmayı başlatması açısından umut verici.
Birleşmiş Milletler bugüne değin ne işe yaradı? Sorun felsefesinde mi yoksa işleyişinde mi?
Aslına bakarsanız hepsi sorunlu.
1945 yılında, dünya sorunlarına "barışçı çözümler" sloganıyla kurulan BM'nin temel amacı, milyonlarca insanın felaketi olan yeni bir küresel savaşın yaşanmaması olarak açıklandı. Bunun için de insan hakları korunacak, devletlerin birbirlerinin iç işlerine karışmaları engellenecek, savaş çıkartma potansiyeli taşıyan
ülkelere müdahaleler "kriterlere" bağlanacaktı.
Peki, bu amacı gerçekleştirmek için kurulan onca yan kuruluş, binlerce sayfa anlaşma, görkemli toplantılar gerçekten işe yaradı mı?
Yanıt kocaman bir hayır! BM kurulduğu günden bu yana hiç bir şey olmamış gibi milyonlarca insan hayatını kaybetti, kaybediyor. Bosna'da, Irak'ta, Libya'da, Yemen'de, Ruanda'da engel olunmayan kıyımlara her gün bir yenileri ekleniyor. Milyonlarca insan BM kararlarını umursamayan yönetimlerin baskıları sonucu mülteci konumunda, insan hakları ihlalleri korkunç boyutlarda…
BM içinde süper güçler de barındırmasına karşın hiçbir caydırıcılığa sahip değil. Kuruluş, bırakın üçüncü şahısları korumayı, resmi binalarını bile güvence altına alamıyor. İsrail'in ya da Suriye diktatörü Esed'in BM bayraklı bir yardım konvoyunu vurmadığı gün neredeyse yok.
Peki, ne yapmak gerekiyor?
İşe, Erdoğan'ın "barış ve güvenliğin teminatı olan Güvenlik Konseyi reforme edilmeli" önerisiyle başlamak gerek.
2. Dünya Savaşı'nın galibi olan ABD'nin, Sovyet Rusya'nın, İngiltere'nin, Fransa'nın ve Çin'in dünya barışından ziyade kendi çıkarlarını korumak için dizayn ettikleri Güvenlik konseyi ayrıcalığına son verilmeli. Çünkü bu ayrıcalıklı 5 daimi üye, BM'nin müdahale kararlarını alırken barış ve insan hakları gibi evrensel kriterlerden ziyade ulusal çıkarlarına göre hareket ediyorlar.
Böylece ortaya dünyanın herhangi bir köşesindeki saldırganlıklarına karşı Güvenlik Konseyi'nin harekete geçmesini engelleyen, kendi çıkarları aleyhine herhangi bir müdahale ya da başka yaptırım kararının alınmasına izin vermeyen oligarşik bir yapı çıkıyor.
Bu ayrıcalık da BM'nin kaderini çizen 5 daimi üyenin dünya üzerinde en çok hak ihlali yapan ülke olmasına neden oluyor.
Bir an önce Güvenlik Konseyi'nin işlevini gizlemek ve tepkileri dindirmek için tahsis edilen "geçici üyelikler" gibi yan yollar bırakılıp tüm ülkelere eşit oy hakkı tanınmalı.
Bunun için, kuruma üye oldukları halde sadece alınan kararlara uyma hakkına sahip olan "çoğunluk" başkaldırmalı.
Türk delegasyonun son yıllarda sıkça dillendirdiği "Dünya beşten büyüktür" perspektifi ışığında BM'nin dünya barışına verdiği "zarar" telafi edilip barış için bir şeyler yapılabilir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.