MELİH ALTINOK

ABD Ortadoğu’da bitirmeye geldiği terörü kurumsallaştırıyor

11 Eylül 2001'de yaşadığı feci terör saldırısının ardından Orta Doğu'ya gelen ABD hala buralarda. Bu uzun zorunlu misafirliğin gerekçesiyse hala aynı. Terörü başladığı yerde, kaynağında bitirmek yani ABD'yi "uzaktan korumak."
Terörün kaynağı bir coğrafyanın "doğal" siyasi koşulları mı yoksa ABD gibi ülkelerin buralardaki baskı ve sömürü politikaları mı, tartışılır.
Ama biz şimdilik bu konuyu geçip Washington yönetiminin gerekçelerini doğru olarak kabul edelim. Yalnızca sahada yaşananlara bakalım. ABD'nin son birkaç yıldır Suriye ve Irak'a "istikrar ve demokrasi" getirmek için kimlerle yürüdüğünü inceleyelim.
Washington'un Suriye'deki müttefiklerinden biri Demokratik Birlik Partisi (PYD) Bu grup Türkiye'nin, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin ve ABD'nin terörist örgüt listesindeki illegal Kürdistan İşçi Partisi'nin (PKK) Suriye kolu. Üstelik bu ilişki resmi. Yani PYD ve PKK gerek yönetimsel gerekse stratejik olarak aynı olduklarını saklama gereği bile duymuyor.
Ne var ki ABD yönetimi Suriye'de ılımlı Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) gibi meşru gruplar dururken, PYD'li teröristleri kendine müttefik olarak seçti. Üstelik bu yapının terörüne vatandaşlarını kurban vermiş, yarım asırlık müttefiki Türkiye'nin gözlerinin içine baka baka…
Irak'ta da durum farklı değil. ABD birkaç gün önce başlayan Musul harekâtında da kurumsal ilişkisinin olduğu stratejik ortaklarını değil, radikal Şii grupları tercih etti.
Bölgede ABD düşmanlığının sembol isimlerinden biri olan Mukteda Es Sadr bile bu son operasyonda ABD'nin varlığını fiilen destekler durumda.
Dün Bağdat'ta toplanan cübbeli sarıklı Sadr taraftarları yaptıkları protestolarda ABD'nin adını ağızlarına bile almadılar.
Peki, ABD'nin terör gruplarıyla ve bölgedeki dini çatışların radikal taraflarıyla birlikte hareket ederek terörü bitirmesi mümkün mü?
Değil elbette.
Yaşanan somut gelişmeler Washington'un Orta Doğu'daki fiili durumu yani kargaşayı sürdürmeyi amaçladığı düşündürüyor. Böylece petrol havzasındaki politikaların belirlenmesinde önümüzdeki dönemde de etkin rol oynayacak. İlişkiler sayesinde meşrulaştırılan terör devletleri de silah sanayinin işlerini açacak.
ABD'de Orta Doğu halkları arasında yaygın olarak kabul gören bu senaryoyu istediği kadar reddetsin. NATO üyesi Türkiye gibi, PKK-PYD ve DAESH gibi tüm terör gruplarıyla mücadele eden unsurlar bırakıp neyi düğü belirsiz yapılarla hareket ederek kendini açık ediyor.
Benim asıl merak ettiğim, ABD vatandaşlarının ve entelektüellerinin, vergilerinin binlerce kilometre ötedeki terör örgütlerine ve radikal dini gruplara destek için harcanmasına ne zaman isyan edeceği.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.