MELİH ALTINOK

Türkiye Almanya krizi nereye kadar…

Ortadoğu'daki müttefiklik ilişkileri ta Osmanlı dönemine kadar dayanan Türkiye ve Almanya'nın arası tarihte eşi görülmemiş şekilde gergin.
Berlin yönetimi Türkiye ile beraber yer aldığı tüm uluslararası kuruluşlara Ankara'yı şikâyet ediyor. Türkiye'ye ekonomik yaptırım tehdidinde bulunuyor...
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise geçtiğimiz günlerde Türk kökenli Alman vatandaşlarından "Türkiye düşmanlarına" oy vermemelerini istedi.
Peki, nasıl oldu da Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarının kutuplaşmış dünyasında bile çıkarları çatışmayan iki medeniyetin arası böylesine açıldı?
Her iki ülkenin de sorumluluğu karşı tarafa atan iddiaları var.
Alman yöneticilere göre bu krizin nedeni Türkiye'deki siyasal iktidarın otoriterleşmesi.
Berlin'in bu tezini destekleyen en güçlü kanıtı ise bir yıl önce Türkiye'de askeri darbeye kalkışıp başarısız olan darbecilerin iddiaları…
Çünkü Türkiye'de 250 kişinin hayatını kaybettiği darbeye bizzat katılan, destek veren, terör eylemleriyle bu yolu hazırlayan faşistlerden Almanya'da bol miktarda mevcut.
Ankara ise Almanya'nın ekonomik ve politik hedefleri doğrultusunda Türkiye'deki illegal muhalefeti desteklediği görüşünde.
Ancak gelinen noktada karşılıklı açıklamalar ve refleksler üzerinde ağzı patlatmanın kimseye faydası yok.
Çünkü her iki ülkenin de diplomatik tepki eşiğini çoktan aştığını görüyoruz. Tıkanıklık dip seviyesinde.
Bu saatten sonra atılacak yegâne adım, çözümün gecikmemesi yönünde olmalı.
Zira Almanya ile Türkiye'nin uzun yılara dayanan güçlü bir ekonomik, sosyal ve kültürel ilişki ağı var.
Örneğin Türkiye'nin ithalatında Almaya ikinci sırada, ihracatında ise birinci!
Tabii ki bu veriler Almaya için Türkiye'nin de vazgeçilemez bir Pazar olduğunu gösteriyor.
Almanya'da yaşayan 2 milyon Türk ise iki ülkeyi göbekten bağlayan başka bir neden…
O halde kimsenin kimseden vazgeçemeyeceği bu ilişkide yaşanan kör dövüşünü sonlandıracak asgari müşterek ne olabilir?
Cevap basit hukuk.
Her iki ülkede birbirlerinin uluslararası alanda tanıdıkları hukuk sistemini yeniden meşru görüp sorgulamayacak.
Öyle ya zaten normal olanı bu. Türkiye Anayasa'sının 90. Maddesi, uluslararası hukuku ve onun meşru kurumlarını yerel yargısından üstün tutuyor. Almanya da bu sistemin bir üyesi.
Örneğin Almanya bu meşru zemine dayanarak Türkiye'den birkaç ismin kendilerine iade edilmesini istiyor. Fakat buna karşın, Türkiye'nin 2007-2017 yılları arasından kendisinden talep ettiği 206 teröristin zanlısından sadece 3'ünü iade ediyor.
Söyler misiniz, böylesine eşitsiz bir mütekabiliyet ilişkisini hangi egemen devlet kabul edebilir?
Uzun yıllardır Türk dış politika reflekslerini yakından takip eden bir gazeteci olarak, Almanya'nın bu konuda atacağı bir adımın Türkiye tarafından karşılıksız bırakılacağını sanmıyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.