MELİH ALTINOK

Yahudiler Trump’ın umurunda olduklarını mı sanıyorlar?

Orta Doğu'nun başında az bela varmış gibi bir kez daha bölgeyi ateşe sürükleyecek gelişmeler yaşanıyor.
Bu kez de "kaşınıp kanatacak" yer özenle seçilmiş:
Üç büyük dinin de kutsal kabul ettiği Kudüs kenti!
Evet, kaşıyan da yine aynı. Bölgeyle sınırı bile olmayan ABD.
Başkanlık seçimlerinde verdiği tüm vaatleri unutan Başkan Donald Trump, nedense bu kentle ilgili söyledikleri hiç aklından çıkartmıyor.
Başkan, hafta başında, ABD elçiliğinin Tel Aviv'de kalabilmesi için her 6 ayda bir imzalaması gereken belgeyi mühleti dolmasına rağmen imzalamamıştı. Dün de beklendiği gibi çıkıp Tel Aviv'deki ABD Büyükelçiliğini Kudüs'e taşıma kararını yaşama geçireceğini açıkladı.
Bu tavır, Kudüs'ün "İsrail Başkenti" olarak kabul edilmesine yönelik bir adım olduğu için, bölgede kısmen çatışmasızlığı sağlayan fiili durumun sonlanması anlamına geliyor.
Çünkü Kudüs'ün mevcut statüsü, her ne kadar hakkaniyetsiz ve hukuksuz bir içeriğe sahip olsa da, bugüne değin gerginliği belirli sınırılar içerisinde tuttu.
İşte bu yüzden de başta İslam İşbirliği Teşkilatı Başkanlığını yürüten Türkiye olmak üzere tüm bölge ülkelerinden, Avrupa Birliği'nden ve Birleşmiş Milletlerden tepkiler yükseliyor.
Trump'ın böylesi bir konuyu gündeme taşıma amacının dış politikadan ziyade iç politikayla ilgili olduğu açık. Ülke içindeki kurumlardan hatta Cumhuriyetçiler arasından bile aradığı desteği bulmayan Başkan, kendisine yeni ittifaklar arıyor. Yahudi lobisinin desteğini ve Yahudi nüfusun sempatisini kazanma gayretiyle Kudüs kartını açıyor.
Tabii arada da doğan gerginlikten ötürü bölge ülkelerine daha fazla silah satmayı umuyor.
Ne var ki Trump'ın Yahudilerin lehineymiş gibi duran bu hamlesinin tam tersi sonuçlar doğuracağını görmek zor değil.
Şöyle ki;
1- Trump'ın BM kararını çiğneyerek Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıması halinde İsrail ve Filistin yönetimleri arasındaki barış görüşmeleri tamamen askıya alınacak.
2- Radikallere gün doğacak. Yani yalnızca İsrail'deki değil Diasporadaki Yahudileri de daha çok rahatsız olacak.
3- Bölge ülkeleri İsrail'le diplomatik ilişkilerini yeniden gözden geçirip daha sert tedbirlere yönelecek.
4- Bu da İsrail iç politikasında, dış tehdidi ve "tecridi" gerekçe göstererek her türlü farklılığı mahkûm eden müesses nizamın fütursuzlaşmasını ve muhalefeti susturmasını daha meşru hale getirecek.
Son krizin sonucu ne olursa olsun, şimdi Yahudi kardeşlerimize düşen, üç büyük dinin hassasiyetlerini istismar eden bu provokatif hamleleri gündemden düşürmek için tavır almak.
ABD'ye ve milliyetçilere "gölge etmeyin başka ihsan istemez" demek.
Unutmasınlar ki, yüzyılların ortak pratikleri üzerinden şekillenen bölgeyi kutsal kitaplara göre yeniden dizayn etmeye çalıştığını söyleyenlerin umurunda olan en son şey dinler.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.