MELİH ALTINOK

BM İran’dan önce ABD için toplanmalı!

İran'daki sokak gösterileri yayılarak devam ediyor.
İran gibi ekonominin kötü gittiği, özgürlüklerin ciddi şekilde sınırlandırıldığı bir ülkede halkın sokağa çıkması çok doğal.
Türkiye ve Rusya gibi ülkeler tarafından olaylarla ilgili yapılan açıklamalarda da bu somut durumun hakkını teslim ediliyor. Ancak göstericiler ve rejim arasındaki diyalog kanallarının açık tutulması için kullanılan dilin özenli ve mesafeli olmasına dikkat ediliyor.
Ne var ki ABD'den ve İsrail'den gelen açıklamalar, benim gibi düşünen insanların bile kafasını bulandırıyor.
Zira ABD Başkanı Donald Trump'ın İran'la ilgili soğukkanlılıktan uzak ve diplomasi diliyle bağdaşmayan açıklamaları şüphe uyandırıcı. Başkan adeta "olayların arkasında biz varız" diyor.
ABD'nin, Türkiye, Rusya ve İran'nın bölge politikalarında söz sahibi olmasından rahatsız duyduğu ortada. İnsanlar da tüm bu verileri bir araya getirerek yaşanan sokak hareketlerinde ABD istihbaratının etkili olduğunu düşünüyorlar.
Çok da haksız sayılmazlar değil mi?
Dahası bu yaygın kanaat İran'daki reform taleplerinin meşruiyetini de gölgeliyor. Rejimin en ufak bir özeleştiri yapmamak için gösterdiği direnci kuvvetlendiriyor. Sokağa gerçekten çaresiz kaldığı için çıkmış olanları da zor duruma sokuyor.
Ancak dünyanın büyük biraderi olduğuna gerçekten inanan ABD her zamanki gibi kendinden emin. Çünkü daha önce defalarca uluslararası hukuku çiğneyerek yaptıkları gibi, egemen bir devletin içişlerine müdahale etmenin hakları olduğunu düşünüyorlar.
ABD şimdi de İran'daki totaliter rejimin olağanüstü halini meşrulaştıran ambargoyu daha ileri bir aşamaya taşımak için yeni bir adım attı.
ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Nikki Haley, İran'daki protestolar ve şiddet olaylarıyla ilgili olarak New York'ta BM Güvenlik Konseyi'ne, Cenevre'de de İnsan Hakları Konseyi'ne acil toplanma çağrısı yapacaklarını açıkladı.
Haley, gerekçe olarak da şunları söyledi:
"Gösteriler tamamen kendiliğinden gelişen şeyler. İran diktatörlüğünün geçmişini rehber alacak olursak, önümüzdeki günlerde insanlara daha da kötü muamele edilebileceğini şimdiden görebiliriz."
Haley'in bu uyarıyı yapmasında İran'daki gösterilerde devlet güçleri tarafından öldürülen kişi sayısının 20'yi aşmasının etkili olduğu ortada. Umarız tablo daha da kötüleşemez.
Ama insan düşünmeden edemiyor… Eğer 20 vatandaşın bir devlet tarafından öldürülmesi BM'yi ya da Cenevre'deki Konseyi hareket geçirmeye yeterliyse bu kurumlar niçin ABD'yi gündemlerine almıyorlar?
Zira sadece geçtiğimiz yıl ABD polis tarafından öldürülen vatandaşlarının sayısı 976!
Haklısınız Washington'a göre, insanlar yalnızca ve yalnızca ülke dışında ve mümkünse ABD'nin sevmediği bir Orta Doğu ülkesinde sokağa çıkarsa hak arayıcısı sayılıyor. Ferguson'da, Louisiana'da ise her protestocu polis tarafından öldürülerek durdurulması gereken birer terörist!
Düzeniniz batsın.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.